24 Aralık’ta Şırnak’ta Cudi Dağı’nın eteklerinin derinliklerinden ses geldi. 26 Aralık’ta aynı ses Zonguldak Kilimli ilçesinde duyuldu...
Yıkımı, ölümü getiren bir ses. Tıpkı 13 Mayıs 2014’te Soma’da derinlerden o ses gibi… Şırnak’ta Hasan İnal, Zonguldak’ta Erdem Korkmaz ve Uğur Korkmaz ruhsatsız işletilen maden ocağındaki göçüklerde yaşamını yitirdi.
Her iki maden de ruhsatsızdı. Zonguldak’taki maden bir ay önce kapatılmasına rağmen kaçak olarak işlemeye devam etmiş, işçiler yerin yüzlerce metre altına ölecekleri bile bile gönderilmişti.
İş cinayetlerinden hemen sonra Maden Mühendisleri Odası’ndan açıklama geldi. “Uyarmıştık” diyordu, madenciler; ve “göz göre göre gelen bu iş cinayetlerinin sorumlularının yargılanması gerektiğini” söylüyorlardı.
TIKLAYIN - Maden Mühendisleri Odası: Madende Tedbirler Daha Uygulanmadan Ertelendi
Evet, kaçak madenler için, kaçak olmayanlarda da hayati önlemlerin alınması için yıllardır, onlarca yıldır uyarılar yapılıyor. Her ölümlü iş cinayeti, uyarıların dirildiği dönemler oluyor. Önlem alınmıyor. Bir ay önce kapatılan maden yeniden işleyebiliyor mesela. Yeniden yer altında kazma, kürekler sallanırken uyarıların muhataplarından ses gelmiyor. Ölümler istatistiklere eklenerek devam ediyor.
Kanal İstanbul
Son bir haftadır hemen her gün Kanal İstanbul haberlerine yer veriyoruz. Uyarılara da, iktidarın savunmasına da. ÇED raporunun kabul edilip kamuoyuna açıklanmasıyla eleştiriler peş peşe geliyor. Barolar, çevre örgütleri, bireysel çalışmalar yapanlar; hemen hepsinde ortak endişelere yer veriliyor.
TIKLAYIN - Kanal İstanbul'a 34 Maddelik İtiraz
TIKLAYIN - WWF'den Kanal İstanbul Raporu: "Ya Kanal Ya İstanbul"
Kanal İstanbul İtirazları: Ekolojik Yapı Bozulacak, Kent Yumurta Kokacak
İktidar savunmada. TIKLAYIN - Cumhurbaşkanı Yardımcısı: Kanal İstanbul Çevreci Proje
Yurttaşlar endişelerini dilekçelerine yazıp Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün yolunu tutuyor. Sadece ekonomik değil yaşamsal uyarılar dile getiriliyor, günümüz değil mevzubahis olan gelecek yıllar ve çocuklar ve gençler… Bir gün sonra gireceğimiz yeni yılın gündemi Kanal İstanbul olacak. Uzmanların uyarıları, kentte yaşayanların itirazları yine yeraltından gelen seslere karışacak.
Deprem
“2019’da en çok ne konuştuk” minvalindeki değerlendirmelerin tamamında İstanbul’da eylül ayında yaşanan deprem ilk on arasında yer alıyor. Gündüz vakti meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki depremin hemen ardından önlemler, alışveriş merkezlerine dönüşen toplanma alanları, dayanıksız binalar konuşuldu. Deprem uzmanları “İstanbul depremi geldi, gelecek” diyerek kentin hazırlanması gerektiğini söyledi. Yetkililer “Önlem alıyoruz” dedi. Eylem planları açıklandı. Bir dahaki sarsıntıya kadar deprem konusu kapandı... Erken uyarılardan birkaçını buraya bırakıyom...
TIKLAYIN- Kandilli'den Açıklama: Zamanını Bilmiyoruz Ama O Sona Hızla Yaklaşıyoruz
TIKLAYIN - ODTÜ'den Deprem Açıklaması: Büyük Bir Afete Hazırlık İçin Uyarıcı
TIKLAYIN - Prof. Dr. Görür'den "En Az 7.2 Büyüklüğünde Deprem" Açıklaması
TIKLAYIN - Depremzede Başkandan Uyarı: İzmit'te Büyük Bir Dolgu Alan Var
İklim
İklim değişikliği…. Sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın gündeminde. Yıllardır devletlere sorumluluklarını hatırlatan, acil harekete geçmelerini isteyen uyarılar, eylemler, protestolar yapılıyor. Devletler önlem almadığı gibi değişikliği “krize” çeviren uygulamalarıyla tüm geleceği yok oluşa doğru götürdü. Ve şimdi kurtarılamaz durumda. Son uyarıları çocuklar yapıyor: Evimiz yanıyor!
TIKLAYIN - BM'den İklim Krizi Raporu: Hemen Şimdi Harekete Geçmeliyiz
TIKLAYIN - "Türkiye En Kirletici 20 Ülkeden Biri; Paris Antlaşması'nı Onaylamalı"
TIKLAYIN - İklim Krizi Sebebiyle 10 Yılda 120 Milyon Kişi Yoksullaşacak
Kanser
Uyarıları dinlememekten daha fazlası da oldu… Gıda mühendisi, bianet yazarı Doç. Dr. Bülent Şık'a Sağlık Bakanlığı’nın kanser araştırma sonuçlarını açıkladığı için Yasaklanan gizli bilgileri açıklama”, “Yasaklanan gizli bilgileri temin etme” ve “Göreve ilişkin sırrı açıklama”1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. “Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli İllerinde Çevresel Faktörlerin ve Sağlık Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi” araştırmasının sonuçları hala resmi olarak açıklanmadı. Ancak tehlikenin gerçekliği ve tehdidi sürüyor.
Bülent Şık'ın beyanı için tıklayın
Bülent Şık, uzun süredir pestisit uyarısı yapıyor. Zehirli Sofralar Ağı da yaklaşık bir aydır pestisitin yasaklanması için kamanya düzenleniyor. Bu konuda da henüz bir hareket yok!
TIKLAYIN - Çiftçilere, Tüketicilere ve Arılara Çok Zararlı 13 Pestisit Derhal Yasaklansın
TIKLAYIN - Pestisitler, Sağlığımız, Biyoçeşitlilik Kaybı ve "Zehirsiz Sofralar"
Bir başka uyarı; Derince’de bir depoda tutulan 2000-3000 ton arasında kansorejen atık... Bülent Şık, yazılarında defalarca gündeme getirdi bu sorunu. Vekiller soru önergeleriyle Meclis'e taşıdı. Ancak hala şu sorulara yanıt yok: Toplam atık miktarı ne kadar? İmha süreci bilgileri paylaşılacak mı? Atıklar havaya, toprağa, suya bulaştı mı?
TIKLAYIN - Kocaeli'ndeki HCH ve DDT Atıklarının Yakılarak İmhasında Dioksin ve Furan Tehlikesi
TIKLAYIN - Kocaeli'ndeki 2010 Tonluk Kanserojen DDT ve HCH Atığında Son Durum
İstanbul Sözleşmesi
Her kadın cinayetinden sonra konuşuyoruz İstanbul Sözleşmesi'ni. Devlete şiddete karşı sorumluluklarını gösteren uluslararası bir sözleşme bu ve altında Türkiye'nini imzası var. Bir de bu kapsamda çıkarılmış 6284 sayılı kanun bulunuyor. Kadını öldürülmeden önce korunmasını öngören bir yasa. Halihazırda bu iki metin mevzuatta var. Sorun, uyulanmaması. Kadın örgütleri, hak örgütleri her seferinde devlete aynı uyarıyı yapıyor: istanbul Sözleşmesi eksiksiz uygulansın... Ve her gün kadınların öldürüldüğü bir ülkede bu ses de duyulmuyor... Duyulmak istenmiyor...
TIKLAYIN - "İstanbul Sözleşmesi, Kadınların Yaşam Hakkı"
TIKLAYIN - "Bedel de Ödesek İstanbul Sözleşmesi'ni Savunacağız"
TIKLAYIN - Ayrımcılık Önlenmiyor, Resmi Söyleme Dönüşüyor
Eğitim, sağlık, ekosistem, adalet, trafik, trenler, uçaklar, ormanlar, engelliler, ifade özgürlüğü, üniversiteler. hayvanlar… Aklınıza ne gelirse o alanda sivil toplum örgütleri, uzmanlar, gazeteciler uyarılarda, önerilerde bulunuyor. Ben yukarıda sadece bir kısmını ekledim ancak arşivler uyarıları önceden yapılmış felaketlerin haberleriyle dolu... "Tıklamanızı" rica ettiğim her linkten bir felaketin ya da olası bir felaketin önceden yapılmış uyarı haberleri var. Yılın son haftasına başlarken geçen haftanın gündeminden kaçak madenler konusuyla başlarken buraya kadar geldim... Gazetecilerin görevi sesleri duyurmak... Bu sesler duyulana kadar çıkmaya, gazeteciler de yazmaya devam edecek. Bu haftalık yazımı seslerin duyulduğu bir yıl olması dileğiyle bitiriyorum..
İyi haftalar