"500 bin insan ölecek"
Sahnedeki sanatçının anonim bir türküye eşlik etmemizi isterken gösterdiği doğallıkla, "Hadi gelin birlikte savaşalım" diyorlar.En hesapçı kimliğimizle "Peki bizim kar/zarar`ımız ne olacak?!" diye soruyoruz bizde...
Kandan, ölümden beslenen savaş tüccarlarının oluşturdukları ses efektleri içimizdeki cılız "Savaşa Hayır!" seslerini bastırıyor. Kim bilir belki on iki sene önce yitirdiklerimize hayıflanıp , "bu sefer kesin kar ederiz"e fiksleniyoruz...
Savaş tamtamları kulaklarımızı tırmalarken, "Savaşa Hayır!" çığlıklarımız alıcısına ulaşmadan gök kubbe altında yitip gidiyor... Açıkçası sahici gürültüler de çıkaramıyoruz. Yer gök inlemiyor. "Bu savaş bizim savaşımız değil!" demekte kararsız davranıyoruz.
Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre "500 bin insan ölecek" deniliyor, savaşın ekonomik külfetinden dem vuruyoruz. Sahi olası Irak Savaşından payımıza düsen sadece ekonomik yokluklar mı olacak?
Buna ciddi ciddi inanıyor muyuz?
Savaş karşıtları nerede?
Beşiktaş önlerinde "Altıncı Filo Defol!" nidalarıyla tarihe onurlu notlar düşen 68 kuşağının çocukları, torunları ses verin! 80 kuşağının anti emperyalist kafaları ihtiyacımız var size! 90 kuşağının "Kahrolsun İsrail!"cileri ne beklemektesiniz?..
Seattle`de, Cenova`da, Johannesburg`da "Biz buradayız!" mesajını veren Dünya muhalifleri şimdi de olası Irak savaşına karşı aynı mesajı veriyorlar Avrupa başkentlerinden. Körfez Savaşında Amerika safında savaşmış asker Ken Nichols O`Keefe bütün dünya savaş karşıtlarını Bağdat'ta canlı kalkan olmaya davet ediyor.
"Biz ölmeyi göze alınca, onlar daha çok öldürmeyi göze alamayacaklar!" kanısını taşıyan O`Keefe, gittiği yerlerde sesinin yankısını bulurken, savaştan en fazla etkilenecek ülkelerden olması öngörülen Türkiye`de, sivil toplum örgütlerinin şöyle esaslı, geniş katılımlı mitingler tertiple(ye)memesini neye yormuştur acaba?
Ekranda Bağdat'ın bombalanışı, ellerde çekirdekler
Her trajediden bir yaşam derlemeyi, her acıdan güzel bir taraf çıkarmayı bilen bir ulusun çocuklarıyız bizler..
1991 Ocak`ının on altısını on yedisine bağlayan gece, CNN canlı yayınından kotarılıp TRT marifetiyle odalarımıza sokulan "Bağdat`ın Bombalanışı" çekirdek çıtlanıp çay içilerek izlenmemiş miydi TV ekranlarından?
Her zeminde ve zamanda asgari yasam koşullarını iyileştirme yeteneğine sahip insanımız, görünürde "Saddam'ın kimyasal başlıklı füzelerine" karşı, ancak gerçekte "soğuk kış şartlarında evini yalıtma" amacıyla metre metre naylonlarla kapısını penceresini güvenli(!) hale getirip, sıcak bir kış geçirmemiş miydi?
Malatya da bir merkez
Erhaç Askeri Üssünün Malatya'da olması hasebiyle, şehrimiz de muhtemel savaşta önemli bir merkez oluyor. Malatya halkının günlük yaşantısına nasıl yansıyacağı hesap edilemeyen harekat,yerel sivil toplum kuruluşlarınca da olumsuz karşılanıyor.
Bu bağlamda Malatya Hacı Bektaş Veli Kültür Merkezi Vakfı Başkanı Hasan Meseli`yi ve Malatya Esnaf Ve Sanatkarlar Kredi Kooperatifi Başkanı Ali Evren`i, savaş karşıtı açıklamalarında diğer yerel kuruluşların takip etmesini bekliyoruz.