* Fotoğraf: Soldan sağa, üstte Kızıl Meydan, Trafalgar Meydanı; altta, Kızılay ve Taksim
İktidarların, bu ülkede meydanlarla uzun zamandır sorunu var. Kent meydanlarını, mitingler için işçilere, emekçilere ve halka kapatmakla kalmıyorlar, sistematik olarak da daraltıyorlar. Kendilerince ‘haklı’ birçok nedenleri var! Burada bunları saymak gerekmiyor, çünkü gerçeklikle hiçbir ilgileri yok. Oysa bizlerin, işçi- emekçi mücadelelerine, Türkiye sol tarihinin büyük eylemlerine ve aynı zamanda büyük katliamlarına da tanıklık etmiş bu meydanları kullanmak isteyişimizin birçok haklı nedeni var. O alanlarda yitirdiğimiz onlarca yoldaşımız var. Onların anılarının yaşatılması bağlamında simgesel anlamları var. Hepsinin ötesinde yurttaş olarak da yaşadığımız kentin meydanlarını kullanma hakkımız var. Ama bırakın 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı’nda kutlanmasını veya Ankara'da Kızılay Meydanı’nı, artık Sıhhiye Meydanı’na da izin yok. Şimdilik Kolej Meydanı serbest!
Ama oraya da meydan denmez. Bu 1 Mayıs’ta kitle alana sığmadı doğal olarak. Gerçi Sıhhiye’ ye de sığmıyordu önemli mitinglerde. Kızılay uzun zamandır zaten yasak. 1995 yılında emekçilerin Meydanı iki gün boyunca zapt ettiği günlerden bu yana egemenlerin Kızılay fobisi sürüyor.
Kentlerin tarihini, kültürünü, mimarisini ve yaşam şeklini en iyi yansıtan yer kent meydanlarıdır. Şehrin ortak alanıdır, kentte yaşayan insanların bir araya geldiği yerdir. Ez cümle kentin kendisidir. Korunmaları, tarihe ve insanlığa karşı bir sorumluluktur. Taksim Meydanı uzun zamandır gündemde. Her geçen gün biraz daha tarihi köklerinden uzaklaştırılıyor. Ankara’nın da başı bu anlamda uzun zamandır belada.
Yıllar önce Ankara’da bilim insanlarının ve halkın bütün itirazlarına karşın, meydan özellikleri de olan Kuğulu ve Akay Kavşakları, alt geçitlerle yok edildi. Ankaralıların en yoğun olarak kullandığı Kızılay Meydanı ise, Meydana adını veren ve korunması gereken tarihi Kızılay Binasının 1979 yılında yıktırılmasıyla bir anlamda genişleme olanağı yakalamıştı. Dünyanın tanınmış meydanları, birçok tarihi yapıyla çevrili olduğu için, oraları büyütme olanağı yok. Ama acımasız bir kararla da olsa, Ankara’nın kalbinde yakalanan bu olanak kullanılmadı ve açılan birçok davaya rağmen AVM yapımı ile sonuçlandı. Bu günlerde ise Meydan her vesile ile daraltılmaya devam ediyor. Her köşe başına kurulan büfeler, çirkinlik abidesi büyük saksılar, ATM’ler, Meydanı hem daraltıyor, hem de çirkinleştiriyor.
Meydanları küçültmek yönetenlerin tercihi. Büyük meydan demek, büyük kalabalıkların toplanması demek. Büyük kalabalıklar her zaman tehlike onlar için. Küçük meydanlarda kontrol edilmesi kolay kalabalıkların. İnsanlık tarihinde yerini almış, büyük devrimlere ev sahipliği yapmış meydanlar; isyan eden kitlelerin gönlünde özel bir yere sahipken, egemenleri her zaman korkutmuştur. Bu yüzden Ülkemizdeki politika; yok et gitsin meydanları!
Ama dünyanın birçok şehri hala meydanlarıyla ünlü ve insanlığın ortak mirası olarak korunuyor. Yüzyıllardır, tarihi, kültürel ve mimari dokuları korunarak geleceğe taşınıyor. Uygarlığın gelişimine katkı sunmaya devam ediyorlar. Sadece o kentin insanına değil, bütün insanlığa ait olma özellikleriyle yaşamaya devam ediyorlar. Henüz birçoğunu göremesek de, varlığından mutlu olduğumuz ve görme umudunu taşıdığımız en ünlülerini sayalım da birilerine de hatırlatmış olalım:
Kızıl Meydan (Moskova; 13. Yüz Yıl’dan kalma, Rusya tarihinin simgesi), Devrim Meydanı (Havana), Grand Place (Brüksel; Avrupa’da Orta Çağ’dan kalma en güzel meydanlardan biri. Çoğu 17. Yüzyıldan kalma binalarla çevrili), Tiananmen Meydanı (Pekin; Dünyanın en çok ziyaret edilen yerlerinden biri ve aynı zamanda dünyanın en büyük meydanı), Eski Kent Meydanı-Staromestske Namesti (Prag;Gotik, barok tarzı yapılarıyla Avrupa’nın en güzel Orta Çağ meydanı örneklerinden), Piazza San Pietro- Aziz Peter Meydanı (Roma; Gizemli, mistik ve büyüleyici meydanlar), Plaza Mayor ve Puerta del Sol-güneşin kapısı- ( Madrid; İspanya’nın en önemli iki tarihi meydanı), Trafalgar Meydanı (Londra; 1805 Trafalgar Muharebesinden adını alan tarihi meydan), Postdam Meydanı( Berlin), Concorde Meydanı (Paris)...
Nazım Usta’dan:
Yine kitapları, türküleri, bayraklarıyla geldiler,
dalga dalga aydınlık oldular,
yürüdüler karanlığın üstüne.
Meydanları zaptettiler yine. (Şİ/HK))