Şu anda bu yazıyı okuyanların en az yüzde 80'inin de bana bu konuda katıldığını ve belki de kötü bir anıyı canlandırdığım için bana kızdıklarını zannediyorum. Peki sorun nedir ve tarih bunu hak ediyor mu?
Masaldan bıktırmayı de başardılar
Bu aslında Türk eğitim sisteminin bir başarısı değil mi? Zira insanlığın hiç kuşkusuz en önemli ortak mirası olan tarihi hem masallaştırıp hem de normal koşullarda masalları çok seven çocukların dahi ilgisini çekmeyecek denli sıkıcılaştırmak sizce de üstün bir beceri gerektirmez mi?
Tam bu noktada Türk eğitim sisteminin diğer bilimlere de aynı "özeni" gösterdiği gerçeği hatırlatılabilir; ancak eğer bu geri kalmışlıkla ilgili bir şeyse, tarih "masraflı" bir bilim değil; sadece biraz tolerans, mümkün olduğu kadar nesnellik ve kaçınılmaz olarak bilime saygı yeterli.
Sorun tabii ki tarihe bakışımız ve onlarca yıldır bağımsız çevrelerce eleştirilmesine rağmen aynı biçimiyle dimdik ayakta duran tarih ders kitaplarıyla ilgilidir.
Ölü gelecek!
Ece Ayhan'ın tam da bu müfredat sakatlığından bahseden o meşhur şiirindeki çocuklar, "orta ikiden devlet dersinde öldürülerek ayrılan" çocuklar, geleceği inşa etmeye koşuluyorlar; ölü çocukların inşa ettiği ölü bir gelecek!
Yeterince tedirgin edici değil mi? Yoksa siz de son birkaç yüzyıldır tüm Doğunun yakalandığı ve bir türlü kurtulamadığı hastalığa mı yakalandınız?
Batının iştah kabartan muazzam gelişmesini doğa bilimleri ya da bizdeki daha yaygın deyimiyle sayısal bilimlere bağlamak hastalığı. Oysa halen sayısallaşmayan beyinler bilirler ki, gelecek, toplumların kendileriyle ve çevreleriyle barışma süreçlerinin biricik anahtarı olan tarihtedir.
Bilgeler bilgesi öğretmen
Değil mi ki, tarih geçmişten daha ziyade bugün ve gelecekle ilgilidir; eğer o klasik tanımındaki gibi tarih, ders alınan bilgeler bilgesi bir öğretmense onun yanlış anlaşılması ya da -bence- hiç de sıkıcı olmayan sesinin kimi milli-manevi filtrelerden geçirilerek tanınmaz hale getirilmesi doğal olarak bugün ve gelecek için yanlış dersler alınmasını doğurmayacak mı?
Tarih geleceğin aynasıdır ve geleceği olmayan ihtiyar babaların iyilik adına çocukların geleceğini karartmaya hakkı yoktur. (MM/NM)
* Muhammed Munis: Mersin Üniversitesi yüksek lisans öğrencisi