Fotoğraf: Kars / İsmail Kaplan / Anadolu Ajansı
Karantinada yaklaşık bir buçuk ay geride kaldı. Yakın bir zamanda Türkiye’de de karantina koşullarının hafifleyeceği anlaşılıyor. Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, seyahat kısıtlamasının mayıs sonunda kalkabileceğini söylerken, hükümetin üzerinde çalıştığı plana göre 65 yaş üstü bireylere kısıtlı da olsa sokağa çıkma izni verilecek.
Bu Türkiye’ye özgü bir durum değil. Büyük kayıp veren İspanya’da dün 14 yaşındaki çocukların sokağa çıkmasına izin verildi mesela. Birçok ülke normalleşme adımlarını atmaya başladı. Evlere çekildiğimiz zamanlardaki belirsizlikle yakın zamanda dışarı çıkacağız.
Ve merak ediyoruz, kilometrelerce uzaklıktaki ülkelerde yaşayanlar bu süreci nasıl geçirdi ve önümüzdeki belirsizlikle ilgili ne düşünüyorlar? Sadece tedirginliği değil, ekonomiyi, eğitimi, sağlık sistemini, artan aile içi şiddeti küresel olarak konuşacağız. Bunları da bizzat yaşayanlardan dinlemek ve okumak en iyisi.
Fransa’dan Çicek Cengiz Şakiroğlu Paris Mektubu köşesinde, Almanya’dan Meral Akkent geçen hafta yayımladığımız yazılarıyla günlük hayata dair önemli bilgiler verdi.
Yağmur Karagöz, Arjantin’deki durumu, politikaları Buenos Aires’te yaşayan tango eğitmeni Ezgi Ömüriş’le konuştu. Artan aile içi şiddet, çalışma hayatında güvensizlik, durgunlaşan ekonomiyi, uzaktan eğitimi, online etkinleri anlattı Ömüriş…
Bugünden itibaren Murat Utku da , “Karantina Atlası” adıyla video-söyleşi serisine başladı. İlk gün Avustralya’da yaşayan gazeteci Barış Atayman’ın anlattıklarını dinlemenizi öneriyorum. Evden çalışma, işsiz kalma, travmalar ve ikinci dalga beklentisi…
Mesafelerin hiçbir önemi yok, küresel bir tedirginlik ve belirsizliğin ortasındayız hepimiz…
Ve can korkusu
Salgın önlemlerinin hafiflemesi konuşulurken sürecin başından beri evde kalamayanların yaşadığı sıkıntılar ise artarak sürüyor. Biz de bu konuda haberler yapmaya devam ediyoruz.
Ruken Tuncel, geçen hafta iki inşaat işçisi, bir tersane işçisi ve yoğun bakım çalışanlarıyla konuştu. İşyerlerinde alınmayan önlemler, fazla çalıştırılma ve her şeyden önemlisi can kaygısı: “Hastalık geçene kadar asgari ücret verilsin, evlerimizde kalalım. Hasta olsak ailelerimiz gelemeyecek bile, ailemizden uzakta öleceğiz. Ölmek istemiyoruz."
Ayça Söylemez ise Ankara-Niğde otoyolunda pandemiye rağmen ara vermeden çalışan işçilerin sorunlarını yazdı: “Koşullar ağır, en ufak bir karşı koyuş, itiraz durumunda işten çıkarma mekanizması devreye giriyor.”
Destek zamanı
Hikmet Adal, karantina günlerinde ekonomik durumları giderek daha da zorlaşan yerel basının ve iki dilde yayın yapan gazetelerin sorunlarını gündeme getirdi. Agos, Jıneps, Sabro ve Şalom yöneticileri yaşadıkları sorunları anlatırken “Yayın hayatına devam edebilmek için çözümler arıyoruz” dedi. Aynı durum yerel basın için de gerekli. Basının bu zor günleri geçirmesi için daha fazla desteklenmesi gerekiyor.