Bir şeyler yanlış ve yanlış temelin üzerine sürekli yeni katlar çıkılıyor. Sağlamcılık eşitsiz ilişkileri yaratıyor; eşit görmeme, mide bulandırıcı davranış ve eylemlere yol açıyor. Sağlamcılık bir yanıyla da yeti çeşitliliği nedeniyle kişinin iradesinin elinden alınmasıdır. Yanlış yerden atılan düğüme yeni halkalar eklendikçe, engelli kişiyi iradesi dışındaki saçma sapan davranışların malzemesi hâline getiriyor. Toplumda tarif edilmesi güç, acımtırak bir hissin yayılması; birilerinin yapay davranışlarla kahramanlaştırılması… O davranışlara maruz bırakılan engellilerin konuya dair düşüncelerinin dahi sorulmaması.
Yaptığınız şeyin duygu istismarı olabileceğini hiç düşündünüz mü?
Daha önce ekrana fazla bakmanın otizme neden olduğu gibi “bilimsel” tezler ortaya atan ve farklı konularda sık sık gündeme oturmayı başaran, profesör unvanlı bir sosyal medya kullanıcısı; Amerika’da down’lu bir gencin kimse tarafından dansa kaldırılmadığını gören başka bir gencin, kendi kız arkadaşından izin alarak onu dansa kaldırmasına dair bir video paylaştı. Bu davranış sağlamcı toplumdan beklendiği gibi yarı dolu gözlerle takdirle karşılandı. Hiçbir zaman toplumun “makul” engellisi olmamış ve olmayacak bir aktivist olarak bu vıcık vıcık gösteriye limon sıkmak istiyorum. Yaklaşımımı bireysel kompleks olarak değerlendirecekler için baştan belirteyim, yalnız değilim. Aktivizmini anti-sağlamcılık üzerinden şekillendiren arkadaşlarla aynı bakıyoruz bu duruma. Engellilerle eşit ilişkilenmeyi tercih eden ve içindeki sağlamcıyla amansız bir kavgaya giren herkes de mantıken bu noktada konumlanır.
Bir kısım insanı kendinizle eşit görmediğiniz için, insanların duygularıyla sahtekârca oynama hakkını size kim verdi? Sizin egonuz tatmin olacak diye, toplum sorununun eşitlikçi çözümüne kafa yormak yerine sahte duyarlılık gösterileriyle vicdanınızı bastırmak için insanların duygularıyla oynama hakkını size kim verdi?
Sağlamcılığın nasıl bir tehlike olduğu bu tür durumlarda ortaya çıkıyor. Gündeme gelmek isteyenler bu tür hareketleri zaten ağdalı sözlerle ve büyük bir hevesle paylaşıyor; ancak sağlamcılık karşıtlarından da bu oltaya düşenler oluyor. Tamamen, engelli kişinin o an yaşadığı geçici mutluluğa odaklanıp bu tür davranışları olumlayabiliyorlar. Oysa bana göre, bunun adı duygu istismarıdır. Çünkü yok. Öyle bir gerçeklik yok. O dans orada bitti ve muhtemelen o “çok duyarlı” arkadaş arkasını dönüp gitti. Sonrasında, bu tür bir saçmalıkla bir şekilde muhatap olan engelli kişi, yaşadığının sahteliğiyle yüzleşti. O gencin gerçekten duyarlı olabileceğini de düşünüyorum. Bilinci sağlamcı sistem tarafından şekillendirilmiş olsa da, kendince “iyi” bir şey yapmak istemiş olabilir.
Bir de bu yönelimin, daha büyük organizasyonlar eşliğinde yapılan ve çok daha korkunç türleri var. Nasıl bir saçma motivasyonla, kim tarafından bulunduğu bilinmez; ancak bir an önce vazgeçilmesi gereken korkunç bir yönelim: sahte düğün yapmak. Özellikle bazı engel gruplarının maruz bırakıldığı bu uygulama, korkunç bir örnek. Koca bir sistem ve toplum, her şeyi bir yana bırakıp bu tür saçma sapan uygulamaların peşine düşmüş durumda. Çünkü diğer türlüsü kimsenin işine gelmiyor.
Özneleri dinlemek mi? Tabii, olabilir; ama sadece bizim istediğimiz şekilde konuşurlarsa. Herkesin yapabildiği basit işleri yapan engellileri övgülere boğarlar. Niye? Çünkü hem böylece üstün kabul ettikleri konumlarını korurlar hem de duyarsız olarak değerlendirilmezler.
Oysa hak etmediği bir yüceltiye maruz kalan engelli, bu durumdan hoşnut olsa da övgülerin gerçek olmadığını bilir. Yani yanlış üzerine inşa edilen, yanlış olarak ilerler. Koşulların eşitlendiği ve önyargıların aşıldığı bir ortamda zaten herkes kendi yeteneklerini gösterebileceği alanı bulur ve gerçekten hak ettiği övgülere kavuşur. Yine böyle bir ortamda sağlamcı önyargılar aşıldığı için engelli kişi gerçek bir partner bulmakta daha az zorlanır ve bu tür gösterilere gerek kalmaz.
Artık o kadar kolay değil
Engelliler, sağlamcılıkla yüzleşip ona pabuç bırakmamaya kararlı ve bu insanların sayısı her geçen gün artıyor. Tüm söz hakkını sağlamcıların tekeline aldığı zamanlar artık geride kaldı.
Öyle sahte düğünlerle, yalancı danslarla, saçma sapan duyarlılık gösterileriyle hiçleştirilmeye izin vermiyoruz. Şimdilik sağlamcıların sesi daha yüksek çıkıyor olabilir; ama biz de hiçleştirilmeyi daha fazla kabul edecek değiliz. Kısacası biz sizin yılgın bir ifadeyle yaptığınız duyarlılık gösterilerine kalmadık. (BS/TY)







