Luisa Antolin Villota'nın "Virginia Woolf: Görünmeyenin Yazarı" adlı kitabı için Mistoyê Heco Kürtçe, Gökçe Bilgin Türkçe tanıtım yazdı.
Işıklar kapanınca korkuyorum. Ben Virginia, üç yaşımı bir kaç gün önce doldurdum. Henüz sesim içerden kilitli olduğundan -bunu ben yapmadım- ailem benim için endişeleniyor.
Beraber oyunlar oynadığım kardeşlerim Adrian, Vanessa ve Thoby çok komikler. Yeşil gözlerime, pembe yanaklarıma bakan abilerim de var. Ama onlardan biraz korkuyorum. Benden çok büyük oldukları için olabilir. Ya da rüyalarımda saçlarımı çektikleri için.
Bazen rüyalarımı babama anlatmayı istiyorum. Onun büyük bir kütüphanesi var. Ve vaktinin çoğunu orda geçirir. Evimizde en gizemli bulduğum odadır.
Evimiz büyük ve bahçeli. Uzun bacaklarıma rağmen henüz anahtar deliğinden içeriyi görecek kadar büyümemiş olmam, çok kötü. Babam belki de konuşamadığım için beni içeriye -kütüphanesine- hiç davet etmiyor. Konuşmak için uygun zamanı bekliyorum. Şimdilik her şeyi gözlemliyorum. Kelebeklerin kanatlarını çırpmalarını, sahildeki çakıl taşlarının renklerini, bulutların şekillerini...
Aman Tanrım! Martıya benzeyen bir bulut geçti.
Vanessa neden annemle babamı çağırıyor. (Kız kardeşim her yaptığımı abartır.)
"Ginia konuşuyor."
Size söylemeyi unuttum. Ailem bana Ginia ismiyle seslenir. Büyüdüğümde Virginia Woolf olacağımı ve bulutların değişen bütün şekillerini kağıtlara yazacağımı biliyorum. Kardeşlerime anlattığım masallar büyüdüğüm zaman yazacaklarımla ilgili. Onlar sesimi güzel buldukları için her gece uykuya dalmadan önce hep benim anlatmamı istiyorlar. Neler anlattığımla çok az ilgilendiklerini söyleyebilirim. Daha çok anlatma şeklimi, ses tonumu överler.
Başkaları için karışık olacak durumları algılıyor olmam beni de yoruyor. Bazı geceler uyuyamıyorum. Neyse ki kitaplar var. Babam okumayı sevdiğim için çalışma odasının yedek anahtarını bana verdi. Kitaplarla olduğumda zaman duruyor. Geçmişe gidiyorum bugüne geliyorum yetmiyor. Geleceği de görmek istiyorum. Çok sayfalı ve başka dillerde yazılmış olan kitapları da okudum. Annem ve babam artık çok uzaklara gitmişlerdi.
Bir süre okumaya ve yazmaya ara verdim. Doktorların tavsiyelerini dinlemiş gibi yapıp Ginia oldum.( Konuşmayan çocuk!)
Fakat annem ve babam uzaklara gitmiş olsa da üstesinden gelmem gereken bir şey vardı:
Yaşam!
Onu sıkıca tutmak ve başkalarına da yardım etmek istiyordum.
Bazıları kadınlar için yazdığımı söylüyor. Bazıları da hasta olduğumu. Dikkatleri kelimelerimden uzaklaştırmak için; ilişkilerimi, konuştuklarımı ve rengimi solduran uykusuz bırakan ruh halimi dillerine doluyorlar.
Çoğu zaman onlara cevap verirken sakin kalmakta zorlanıyorum. Ama romanlarımda yarattığım karakterleri sakin kelimelerle ifade ederim. Sabahları erkenden uyanıp, yazarım. Öğleden sonraları düzeltmeler yapmak için yazdıklarımı okurum. Yazmak için bir odam ve yeterli param daima oldu. Babam zamanın çoğunu okuyup yazarak geçiren bir entelektüeldi. Ama yine de erkek kardeşlerim ya da başka erkekler gibi üniversitelerin sıralarında öğrenmedim. Yaşadığım zamanda kadınların okumak için babalarının zengin olması gerekiyordu. (Özel öğretmenlerin ücretlerini ödemek için.) İngiltere eğitim ve daha birçok konuda erkeklere sağladığı avantajları kadınlardan esirgiyordu. Yazmaya başladığımda bu durumdan rahatsızlık duymayanları ifşa etmeye başladım.
Adil olmayan bir oyunda rekabetin mümkün olamayacağını, yaşamın rengini yitireceğini... Söylediklerimin ciddiye alınması için iyi tasarlanmış kurgular ve yeni yöntemler deniyordum. Bu riskliydi. Ama bilirsiniz bazılarımız buna cesaret eder.
Yöntemlerimin derinliğini sorgulamak yerine yaşamış olduğum buhranların dile getirilmesi ve yaklaşan savaş sinirlerimi allak bullak ediyordu. Tarihin her döneminde sözlerinin alkışlanmasına alışmış olan erkekler, ki alkış çalanlar arasında mutfak ve yatak odalarında yalnızlığı biriktirmekle terbiye edilmiş kadınlar da vardı, sıra beklemeden konuşmayı istiyor olmamı hoş karşılamadılar. Nezaket kuralları ya da suskunluğun öğretilmediği biri değildim.
Konuşacak bir şeyler vardı. Ama çoğu erkek bunları kadınlarla konuşmaya dahi yanaşmıyordu. Tarih bunun kanıtlarıyla doluydu.(Biyografiler.)
Gözlüyor, okuyor ve yazıyordum. Saatlerce, günlerce, yıllarca...
Sözcüklerim uzaklara ulaşacak kadar ahenkli olmuşsa kitapların, bilimin, aklın yolunu takip ettiğim içindir.
Bunun hala bir kadın başarısı olarak değerlendirilmesi ve kelimelerime biçilen tanımların cinsimle anılması cebimdeki taşları bile rahatsız ediyor. Başarılı bir yazarın, erkeklerden bahsediyorum, ismini anarken cinsiyet ifadesi kullanmamaya özen gösteren dilinizi eğitmeniz gerektiğini düşünüyorum. Burda suyun içinde şişmiş olan göğsüm henüz patlamadı. Biliyorum oyunu kurallarına göre oynamaya yanaşmayacaksınız. Çünkü bahisleri yükselten tarafta olacağımdan korkuyorsunuz. (GB/EKN)
--------------------------------------
Not: Metne eşlik eden kaynaklar aşağıdaki kitaplardır.
Virginia Woolf: Görünmeyenin Yazarı / Luisa Antolin Villota /
Çevirmen: Kemal Atakay / Elma Yayınevi / Çocuk kitabı
Diğer kitaplar:
Bir Yazarın Güncesi / İletişim/ çevirmen Fatih Özgüven
Mrs. Dalloway / İletişim/ Çevirmen Tomris Uyar
Üç Gine / İletişim / çevirmen İlknur Güzel
Kendine Ait Bir Ooda / İletişim / çevirmen: Suğra öncü
Deniz Feneri / Altıkırkbeş yayın / çevirmen ümit nar
Orlando / Kırmızı Kedi / çevirmen İlknur Özdemir
Dışa Yolculuk / Kırmızı Kedi / çevirmen İlknur Özdemir
Dalgalar / Kırmızı Kedi / çevirmen İlknur Özdemir