İnsan hakları yeniden odağa alınmalı.
Birleşmiş Milletler (BM) içerisinde insan hakları çalışması yürüten özel raportörler, bağımsız uzmanlar ve çalışma grubu başkanlarının yayınladığı ortak deklarasyonda yer alan bu cümle, küresel insan hakları mekanizmalarına dair temel bir mesaj içeriyor: İnsan haklarının araçsallaştırılması.
Bu ortak deklarasyon, 9-13 Aralık 2024’te Cenevre’de toplanan BM Özel Raportörler, Bağımsız Uzmanlar ve İnsan Hakları Konseyi Özel Prosedürler Çalışma Grubu başkanları 30. yıllık toplantısının ardından yayımlandı. BM’nin insan hakları sistemini temsil eden bu uzmanların yayımladığı deklarasyon, küresel ölçekte yaşadığımız savaş, yoksulluk, sorunların çözümünde insan haklarının yerini ele alıyor. Deklarasyonda, çoklu krizler, siyasi irade eksikliği, insan hakları çalışması yürütenlere yönelik saldırılar ve bütçe sorununun altı çiziliyor.
BM personeli olmayan Özel Raportörler, Bağımsız Uzmanlar ve Çalışma Grupları, BM İnsan Hakları Konseyi’nin Özel Prosedürleri olarak bilinen mekanizmanın parçası olarak görev yapıyor. 46 tematik alanda ve 14 ülke ile ilgili çalışan özel raportörler gönüllü yürüttükleri çalışmaları için BM’den bir ücret almıyor. Yerelde çalışan insan hakları savunucularının BM içerisinde en yakın çalıştığı kişilerin başında gelen raportörler, BM karar alıcıları ile insan hakları savunucuları arasında bir nevi köprü işlevi görüyor.
Çoklu krizler
BM insan hakları uzmanları, yıllık toplantılarını insan hakları bakımından acil sorunların yaşandığı bir dönemde gerçekleştirdi. Ortak deklarasyonda da vurgulandığı üzere dünyanın çeşitli yerlerinde farklı düzeylerde silahlı çatışmalar ve savaşlar yaşanıyor. Savaş ve silahlı çatışma ortamının şiddeti, diğer birçok ihlale yol açtığı için bu sorun çözülmeden ortak deklarasyonda belirtilen yoksulluk ve eşitsizlik ile cinsiyete, ırka, etnisiteye ve bedensel engele dayalı ayrımcılık gibi alanlarda ihlaller yaşanmaya devam ediyor.
Ayrıca, savaşlar ve silahlı çatışma ortamı ifade özgürlüğüne yönelik ciddi bir engel teşkil ediyor. İnsanların kamusal alanda toplanarak gösteri düzenlemesi de mümkün olmaz. Tabii ki, bu savaşlar sadece insanların yaşam hakkını ihlal etmekle sınırlı kalmıyor; kullanılan patlayıcılar, kimyasallar çevre kirliliğine ve biyoçeşitlilik kaybına da yol açarak dünyamızı tümden tehdit ediyor.
Uzmanların ortak deklarasyonunda dikkat çekilen bir diğer alan da zorla yerinden edilme, göçmenlik ile ilgili hak ihlalleri. BM insan hakları uzmanları, yapay zeka ve yeni teknolojilerin insan hakları ihlalleri bakımından içerdiği risklere de dikkat çekiyor.
BM görevlilerine yönelik tehditler
Özel raportörler, çalışmalarını sadece BM binalarında değil, aynı zamanda sahada gerçekleştiriyorlar. Ülkelerdeki insan hakları durumlarını yerinde incelemek için ziyaretler düzenliyorlar. Gittikleri bu ülkeler genellikle ihlallerin yaşandığı zorlu coğrafyalar oluyor.
Benzer şekilde, BM’nin sahadaki personeli de bu zorlu bölgelerde görev yapıyor. Örneğin, 7 Ekim 2023’te Hamas öncülüğünde başlatılan “Aksa Tufanı” saldırısının ardından İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği katliam saldırılarında yaşamını yitirenler arasında BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) görev yapan 265 kişi de yer alıyor. Deklerasyonda, BM kurumlarının ve sistemlerine yönelik süreklilik arz eden bu saldırıların, tehditlerin BM ekosistemini bir bütün olarak sınayan bir düzeye ulaştığı belirtiliyor.
BM insan hakları bütçesi
Her ne kadar bu uzmanlar BM’den kendileri için ücret almasa da çalışmalarının yürütülmesi için yine de bütçe gerekiyor. Deklarasyon, bütçe krizinin insan hakları ekosistemini derinden etkiler hale geldiğini belirtiyor. Bahse konu krizin ikili bir boyutu var: 1) İnsan hakları bütçesinin BM toplam bütçesi içerisinde %5’ten az olması, 2) Üye devletlerin bu sorunun aciliyetine yönelik bir çalışma yapmaması.
Devletlerin yol açtığı devasa ihlaller karşısında BM bütçesinin sadece %5’ini insan hakları mekanizmalarına ayırması, içinden geçtiğimiz baskıcı dönemin insan haklarına yaklaşımını net bir biçimde ortaya koyuyor. Tabii ki, özel raportörler bütçe eksikliğine rağmen elinden geleni yapmaya gayret ediyor. Örneğin, 2014’te bir özel raportörle yaptığım sohbette, çalışmalarını yürütmek için bazı harcama kalemlerini cebinden karşılamak durumunda kaldığını söylemişti.
Siyasi irade eksikliği
BM insan hakları uzmanlarının yayınladığı deklarasyonda belirtilen sorunların çıkış noktası ve dolayısıyla çözümün anahtarı, siyasi iradedir. BM’ye üye devletlerin insan hakları prensiplerine samimi bir yaklaşım sergilemesi durumunda, ihlallerin asli kaynağı olan savaşlar ve silahlı çatışmaların yol açtığı ihlaller minimize edilebilir. Dahası, BM insan hakları görevlilerine yönelik tehditler ve saldırılar önlenebilir. İnsan hakları çalışmalarına bütçe ayrılması, politik bir tercihtir ve siyasi irade gerektirir.
BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinden üçünün ABD, Çin ve Rusya olduğu gerçeğini dikkate aldığımızda, BM’nin kilit düzeyde karar alıcı mekanizmalarının insan haklarına yaklaşımı daha anlaşılır oluyor. Fransa ve İngiltere’nin de insan hakları ihlallerine ilişkin raporlar bulunuyor. Dolayısıyla, BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyeleri’nin insan hakları karnesinin iyi olmadığını söylemeye dahi gerek yok.
İnsan hakları araçsallaştırılması bize ne söylüyor?
İnsan haklarının prensiplerinin araçsallaştırılması, insan hakları prensiplerinin ne kadar geçerli olduğunu ortaya koyuyor. İnsan hakları savunucuları olarak, insan haklarına araçsal yaklaşma sorununun başta hükümetler ve devletler olmak üzere uluslararası kurumlar nezdinde yaygın olduğunu sıklıkla dile getiriyoruz. Bu eleştirilerimizi yalnızca kendi aramızda yapmakla kalmıyor, aynı zamanda söz konusu kişilerin bulunduğu toplantı, konferans vb. platformlarda da ifade ediyoruz.
Bu eleştirilerimize BM bünyesindeki insan hakları uzmanlarının da katıldığı oluyor. Bu bakımdan, BM uzmanlarını temsilen bu sorunu vurgulayan ortak bir deklarasyon yayımlanması, sorunun daha görünür hale gelmesi açısından ayrıca kıymetli.
Son söz olarak, insan haklarının araçsallaştırılmasına karşı, insan haklarının yeniden odağa alındığı bir sistem için mücadeleye devam.
(Oİ/VC)