Çiyil Kurtuluş’un yazdığı, Ebru Nihan Celkan’ın yönettiği Biraz Sen Biraz Ben’de Ayça Damgacı, Nuri Harun Ateş ve Yeliz Demir oynamış.
Buse bir gece yolda yürürken, deniz kıyısındaki kayalıkların üzerine yeni konulmuş bir bankta oturan bir kadınla karşılaşır. Bir sigara istemek için yanına oturur ve sohbet etmeye çalışır. Çalışır, çünkü bu pek de kolay değildir. Kadın, yani Handan, oraya, o banka intihar etmeyi düşünerek oturmuştur, en azından kendisi öyle söylemektedir. Handan bir katil olduğunu ve intihar edeceğini söyleyip Buse’yi oradan uzaklaştırmaya çalışır.
Buse’nin zorlamasıyla başlayan sohbet, Buse’nin Handan’ı evine götürüp kendi elleriyle pişirdiği balıkları yedirip, Handan’ın hikâyesini öğrenmeye çalışmasıyla gelişir. Sevgilisine sürpriz yapıp şehirdışından onun ziyaretine gelen Handan, sevgilisini yatakta başka bir kadınla yakalamıştır. Ve onu öldürmüştür.
Sadece bir gün içinde geçen olaylar, gece başlayan rastlaşmanın evdeki sohbetle devam etmesi ve ertesi gün anlaşılan gerçekler...
Handan Kulaksız 44 yaşında, eczacı, ekonomik durumu iyi, arada hikâye yazan, bekâr bir kadındır. Hayatında Buse dışında hiçbir trans tanımamıştır ama transfobik demeye dilimiz varmaz ama önyargıları olduğunu da söylemek fazla olmaz.
Buse ise oyuncu olmak isteyen trans bir kadın. Herkes kendi rolüne sahip çıkmalı diyor. Çok sevdiği ablasını kaybetmiş, ailesi tarafından ötelenmiş. Handan’la yaptığı sohbette yer yer ailesi ile yaşadığı sorunları da, aile kavramının onda yarattığı baskıyı da hissederiz. Handan’ın sevgilisi ile kurmak istediği aileye, ona duyduğu aşka dair sözlerine verdiği cevap “Sokmuşum aşkına. Bazıları için aşktan çok daha fazlası eksiktir” olur.
Buse trans bir kadının toplumdaki zorluklarını konuşma arasında çok normal bir şey gibi anlatır yer yer. Oyunun başında, sahilde tanıştıkları bankta denizi seyrederken, Handan’a söylediği sözler bunun özeti gibidir.
“Uzun zamandır bunu yapmak istiyordum. Bizim gibilere rahat vermezler buralarda, sen oturunca gizemli kadın olursun, ben oturunca pezevengini bekleyen ibne.”
Handan’ın bir yandan öldürme noktasına geldiği sevgilisi ile evlenme, aile kurma hayallerinin gelgitli halini, onu öldürme isteği ile savunması arasında bocalamasını görürüz sahnede. Tüm bunları anlatırken Buse ile ilişkisinin aldığı şekli de. Kadınlar arasında önyargıları kırmanın, dayanışmanın nasıl kolayca gelişebileceğini de. Aile kavramının da, önyargıların da dağılışını izleriz. Buse’nin ev arkadaşının da olaylara dâhil oluşu hem tesadüflerin her yerde olduğunu, hem de bazı şeylerin düşündüğümüz gibi olmadığını gösterir bize.
Oyuncular çok başarılı, özellikle Harun Nuri Ateş’in hüzünlü ama pozitif Buse’nin enerjisini izleyiciye aktarışı. Onu izlerken kendinizi yüzünüzde bir gülümseme ile yakalıyorsunuz. Ayrıca Yeliz Demir’i ilk kez izleyen biri olarak, çok daha fazla oyunda izlemek istediğimi söylemeden geçmeyeceğim.
Bunun yanısıra aynı anda sahnede üç ayrı mekân yerleşimi, ışıkla geçişler yapan dekor tasarımı hem yer ve zaman kullanımı, hem de estetik olarak etkileyici görsellik yakalamış.
Biraz Sen Biraz Ben Kadıköy Emek Tiyatrosu’nda izlenebilir. (BY/YY)
Biraz Sen Biraz Ben |
Yazan: Çiyil Kurtuluş Yöneten: Ebru Nihan Celkan Dramaturg: Özlem Karadağ, Özge Ertem Kostüm Tasarımı: Çağla Yıldırım Kostüm Uygulama: Şeyda Baykara, Tuğçe Ersoy, Ezgi Barikan Işık Tasarımı: Alev Topal Işık Uygulama: Ataberk Öge Dekor Tasarım ve Uygulama: Serkan Kavurt Reji Asistanları: Ali Doğan, Anıl Beydilli, Oya Kaptanoğlu, Zeynep Şişmanoğlu Afiş Tasarımı: Neslihan Bilge Yapım: buluT, Kadıköy Emek Tiyatrosu |