Madjiguene Cisse, Fransa'da belgesiz göçmen hareketinin ve Afrika'da kadın hareketinin öncülerinden. Birleşmiş Milletler (BM) Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı'nın sivil toplum forumu için geldiği İstanbul'da bianet'le konuştu.
Cisse, Dakar'da doğmuş. Bir süre Almanya'da, bir süre Fransa'da yaşadıktan ve bu ülkelerdeki göçmen mücadelesine birçok kazanım sağladıktan sonra Senegal'e geri dönmüş. Tüm bunların ve hayatının tesadüfler üzerine kurulu olduğunu anlatıyor.
Cisse'e bu maceranın nasıl başladığını soruyoruz önce, hikâyesini en başından öğrenmek için. Asıl mesleğinin Almanca öğretmenliği olduğunu söylüyor gülerek.
"Ben öğrenciyken, Alman hükümetinin çabalarıyla, aslında propoganda amaçlı, Senegal'deki okullara Almanca dersleri konulmuştu. En iyi öğrencileri de Almanya'ya eğitime gönderiyorlardı. Bu vesileyle, okulu bitirdiğimde Almanya'da buldum kendimi."
Eğitimini tamamladıktan sonra Senegal'e dönmüş. Kızı, liseyi bitirince Fransa'da eğitim görmeye karar vermiş. Cisse, kızını yerleştirmek için onunla Paris'e gitmiş. Birkaç hafta içinde de dönmeyi planlıyormuş aslında.
"Televizyon izliyorduk. Haberlerde Afrikalı belgesiz göçmenlerin bir kliseyi işgal ettiğini gördük. Yarın onları ziyaret etmeliyim dedim kendi kendime".
Cisse'in Fransa macerası da böylece başlamış. O gün hafızasında önemli bir yere sahip. "Tarih 19 Mart 1996, günlerden salıydı" diyor. Kiliseye girdiğinde girişte kadınlardan oluşan bir grup çarpmış gözüne. Aralarından Senegalli bir kadın Cisse'i tanımış. Kadınlar, örgütlenmeleri gerektiğini söyleyip, onu liderlerine götürmüşler.
"İçeride 300 kişi vardı. Bir kişiyi liderleri, sözcüleri olarak belirlemişlerdi. Onlara tek bir sözcünün yetmeyeceğini, bir sürü delegeye ihtiyaç olduğunu anlattım. Yaşlı bir erkek olan liderleri önce şüpheyle karşıladı söylediklerimi. Ama belgesiz göçmenler çok büyük bir hareketti. O klisede başlayan maceranın sonunda Fransa'daki tüm göçmen hareketlerini birbirine bağlayarak büyük bir ağ oluşturmayı başardık".
"Hareketi ilerleten hep kadınlar oldu"
"Afrikalı göçmenlerin ülkelerinden ayrılıp Avrupa'ya gitme nedenleri IMF'ye kadar dayanıyor. Afrika'daki kölelik, sömürgecilik, fakirlik gibi zorluklardan kaçıyorlar. Hükümet ne eğitimi, ne de sağlığı finanse ediyor. Türkiye'de de çok sayıda Afrikalı var. Amacı Avrupa'ya geçiş yapmak olan bu insanlar Türkiye'de mahsur kalmış durumdalar aslında."
Cisse'in Fransa'daki göçmen mücadelesine dair bir de kitabı var: The Sans-Papiers: A Woman Draws the First Lessons (Belgesizler: İlk Dersleri Çıkaran Kadın).
"Belgesiz göçmenlerin hayatı çok zor. Sanki yaşamıyorlar, yoklar. Kitabımda özellikle kadınların bu mücadeledeki rolünü öne çıkarttım. Erkekler her anlaşma önerisine boyun eğiyorlardı. Hükümetin ayrımcı politikalarına hayır diyen, hareketi ilerleten hep kadınlar oldu. Kriz anlarında biraraya gelip yeni eylem planları, çözümler organize edenler hep kadınlardı."
Cisse, Fransa'da sosyalistler iktidara gelince mücadelesinin emin ellerde olduğuna karar verip, 2000 senesinde Senegal'e dönmüş. Fransa merkezli yeni finansal kaynaklar bulup, Senegal'in 14 bölgesinden onunu kapsayan bir kadın ağı kurmuş.
"Kadınların otonom bir hayat sürmesi için çalışıyoruz"
RefDaf (Réseau des Femmes Pour le Développement Durable en Afrique / Afrika'da Kalıcı Gelişim İçin Kadın Ağı), kadınlara tarladan toplanan ürünlerin işlenmesinden, bilgisayar kullanmaya kadar birçok konuda eğitim veriyor. Cisse, kadın hakları mücadelesinin en önemli boyutunun kadınların otonomisini sağlamak olduğunu söylüyor.
"Amacımız, kadınların gelişimin gerçek aktrisleri olmaları için onlara gerekli eğitim ve kaynakları sağlamak. Kadınlar kendi kendilerine yeten, bağımsız bireyler olarak yaşayamadıklarında erkekler gelip, evin geçiminde kullanılacak parayı harcıyor.
"Bizde kadınlara okuma-yazma, bilgisayar gibi şeylerin yanısıra reçel yapmayı, buğdayı işlemeyi, sabun yapmayı, geri dönüşümü öğretiyoruz. Şehirleşmeyle birlikte yaşam biçimleri değişiyor. Dolayısıyla Afrikalı kadınlar alışkın oldukları geleneksel yöntemleri kullanamıyorlar. RefDaf'ta modern tekniklerle üretim yapmayı öğreniyorlar ve daha sonra bu ürettiklerinin bir kısmını satarak ekonomik olarak da erkeklerden bağımsızlaşıyorlar."
RefDaf bir de ekolojik bir yaşam alanı inşa etmiş kadınlarla birlikte. 82 yoksul kadını çocuklarıyla birlikte buraya yerleştirmişler. Basit çözümlerle bir hayat kurmuşlar burada.
"Örneğin yağmur suyunu biriktirip yeniden kullanmak için bir sistem kurduk. Sivil toplum kuruluşları böyle projeleri kolay kolay finanse edemiyor. Önemli olan basit çözümleri hayata geçirebilmek".
Cisse, RefDaf'la çalışmalarına son sürat devam ediyor. BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı'nda, ki bu "en az gelişmiş" söylemine tepkisini de dile getirmeden geçmiyor, diğer "en az gelişmiş" ülkelerin kadın örgütleriyle tanıştıklarını, ağı genişletmeye devam edeceklerini anlatıyor.
Bize de bu yazıyı "Dünyanın tüm kadınları, Birleşin!" diyerek bitirmek düşüyor.(ÇT)