Şehir hastanelerine ilişkin ilk kanun 2005 yılında yapıldı. Bu kanunda sözleşmelerin dövize endeksli olduğu yazmıyordu. Kanunun uygulaması gösteren yönetmelik 2006’da yayımlandı. Burada “İhale dokümanında ve sözleşmede kiralama süresi ve kira artış oranları belirtilir. Kira artış oranlarında Türkiye İstatistik Kurumunca belirlenen yıllık ÜFE esas alınır” kuralı vardı.
Sonra 2011 yılında ihaleler yapılmaya başlandı. Danıştay 2012 yılında, Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) açtığı davalarda Etlik, Bilkent ve Elazığ şehir hastanelerinin ihalesinin yürütmesinin durdurulmasına ve dayanak kanun için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasına karar verdi.
Mahkeme’nin bu kararı aşılamadı ve 100 yıl önceki “yok kanun yap kanun” metodu ile yeniden düzenleme yapıldı, 2013 yılında ilk kanunu yürürlükten kaldıran ve şehir hastaneleri için şirketlere bolca “güzellik” yapan 6428 sayılı Kanun kabul edildi. İşte ilk defa bu kanunda “döviz” ile ödemeden söz edildi.
İlgili madde şöyle:
“Dönem sonunda Türkiye İstatistik Kurumunca belirlenen dönemsel Üretici Fiyat Endeksi ile Tüketici Fiyat Endeksi toplamının yarısı oranında kullanım bedeli artışı yapılır. Yüklenici tarafından yabancı para birimi ile kredi temin edilmesi ve kullanım bedelinin yeniden belirleneceği tarihteki ilgili döviz kurundaki değişimin Üretici Fiyat Endeksi ile Tüketici Fiyat Endeksi toplamının yarısı oranından yüksek veya düşük olması hâlinde, idare tarafından yönetmelikle belirlenen esaslar çerçevesinde hesaplanacak düzeltme katsayısı marifetiyle kur farkı hesaplanır ve yabancı para birimi ile borçlanma oranında kullanım bedeline eklenir veya kullanım bedelinden çıkarılır”.
Kanunun uygulama yönetmeliği bir sene sonra 2014 yılında yayımlandı. Şehir hastanesine ödenecek kiralarda döviz artışının nasıl hesaplanacağı da yönetmelikte gösterildi.
Şehir hastanelerine dair yapılan düzenlemelerin önemli bölümü TBMM’nin son birleşim günlerinde yapılmıştır. Bu ilginç gelenek bozulmadı. TBMM’nin son günü yine bir torba kanun içinde düzenleme yapılıyor.
Şehir hastanelerine dövize endeksli ödeme yapılması nedeniyle değil, döviz kurundaki hareketlilik nedeniyle bir “fazla kâr” oluşmuş, bunu önümüzdeki dönemler için önlemek istiyorlarmış, bunun için Hazine ve Maliye Bakanlığı bir simülasyon hazırlamış, bu simülasyon 10 yıllıkmış, sözleşmeler 25 yıllık olmasına karşın yine de 10 yıllık öngörüde bulunabilmişler, sözleşme bedeli diye yeni bir tanım yapılmış ama içinde tanım yok, Sağlık Bakanı onayı ile sözleşme bedeli artırılmamak kaydıyla şirketlere yapılan ödemeler artabilirmiş de ama azabilirmiş de…
Peki, elimizde dokuz (hatta Bursa ile 10) adet şehir hastanesi ile bir adet Sağlık Bakanlığı hizmet binası olduğuna, bunlara kur krizinde kira ödendiğine, bu kiralar dövizle zamlandığına göre ne tür bir “fazla kârdan” söz edildiği somut olarak anlatılabilir değil mi?
Plan ve Bütçe Komisyonu tutanağında daha da “eğlenceli” bölümler var, dileyenler oradan da okuyabilir.
Buraya sadece şu kısa bölümü alıyorum:
Hazine Ve Maliye Bakanlığı Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı Dr. Serhat Köksal – Bu tamamen bir örnek Sayın Vekilim, herhangi bir hastanenin rakamlarını ifade etmiyor. Bu model çalışırsa bizim nasıl bir sonuçla karşılaşabileceğimizi simüle eden bir örnek bu.
Abdüllatif Şener (Konya) – Dolar cinsinden söyleyebilir misiniz başlangıçta kaç dolardı, bitişinde kaç dolar olacak?
Hazine ve Maliye Bakanlığı Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı Dr. Serhat Köksal – Buna şöyle diyebiliriz: Başlangıçta 10 dolarsa bitişinde 80 dolara çıkma ihtimali, olasılığı var. Biz bürokrat arkadaşlarımızla bu olasılığı tespit ettik.
Abdüllatif Şener (Konya) – Yahu, onu teorik olarak getirene kadar, yaptığınız, işletmeye açılmış hastane var, onun rakamlarını getirip koysanız ya.
Hazine Ve Maliye Bakanlığı Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı Dr. Serhat Köksal – Sayın Vekilim, ticari sır sözleşmeler…
Abdüllatif Şener (Konya) – Ne biçim ticari sırmış bu?
Garo Paylan (Diyarbakır) – Hazineden ödüyoruz parayı ya Hazineden!
Fikret Şahin (Balıkesir) – Meclise ticari sır olabilir mi? Yani siz millet için yapıyorsunuz, biz milletvekiliyiz yani ticari sır olabilir mi milletvekillerine? Yok böyle bir şey!
Garo Paylan (Diyarbakır) – Hazineden ödediğimiz şey nasıl sır oluyor? “Bir projeksiyon görelim” diyoruz yahu!
Fikret Şahin (Balıkesir) – Hayır, Meclis öğrenemeyecek de kim öğrenecek bunu?
Abdüllatif Şener (Konya) – Burada, kullanım bedeli var, hizmet bedeli niye yok?
Hazine ve Maliye Bakanlığı Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı Dr. Serhat Köksal – Efendim, kullanım bedelinin içerisinde zorunlu hizmet bedeli de var.
Garo Paylan (Diyarbakır) – Kapalı oturum yapalım.
Sağlık Bakan Yardımcısı Halil Eldemir – Hizmet bedellerinde bizim sözleşme sürekliliğimiz yok Sayın Bakanım, 25 yıl şeyimiz yok yani.
Abdüllatif Şener (Konya) – Ama kamuya maliyeti içinde bir hizmet bedeli ödediklerimiz var.
Sağlık Bakan Yardımcısı Halil Eldemir – Kamu maliyeti içerisinde, biz aldığımız hizmetlere bir bedel ödüyoruz, birazdan ben onu açıklayacağım. Yani bizim, dövizle endeksli olan şeyimiz sadece kullanım bedeli, o da kira kısmı.
Abdüllatif Şener (Konya) – Yani bize masal anlatmak için geliyorsunuz.
TBMM’nin en ciddi işlerinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonunun üyeleri bir kelimeden altı sıfırın sağa mı sola mı geçtiğini şıp diye anlar kişilerden oluşur. Şimdi görüşülenin saçmalığını şu diyalog gösteriyor:
Hazine Ve Maliye Bakanlığı Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı Dr. Serhat Köksal - Olasılık Sayın Vekilim -burayı benim vurgulamam lazım- biz bir olasılık üzerinden bir risk yönetimi yapıyoruz.
Bülent Kuşoğlu (Ankara) – Ya, ne yapıyorsunuz o zaman Serhat Bey? Olasılık üzerinden bizi gecenin bu saatinde nasıl çalıştırıyorsunuz ya? Ne demek “olasılık” üzerinden? Ya, bu olur mu dalga geçer gibi, biz enayi miyiz? Bu söylenecek şey mi gecenin bu saatinde ya?
Peki ama 2013 yılında kanunda, 2014 yılında yönetmelikte niye dövize endeksli ödeme yapmayı kabul ettiniz? Bunu kabul ederken “simülasyonlarınız” neredeydi? Bu simülasyonsuzluk nedeniyle oluşan kamu zararı kimlerden tahsil edilecek? (ÖE/EKN)