ve Filistin’de,
Filistin bayrağını dalgalandırmanın suç sayıldığı Filistin’de,
karpuz dilimleri yükseltilir
İsrail askerlerine karşı
Filistin’in kırmızı, siyah, beyaz, yeşili için,
Kabuğunun renkleriyle
seviyorum seni
sonsuza kadar.
Aracelis Girmay, “Karpuza Övgü”
Filistin-İsrail Savaşı’nın başlamasının ardından dünyanın pek çok ülkesinde Filistin’e destek eylemleri “kamu güvenliğini tehlikeye attığı” gerekçesiyle yasaklandı. Filistin davasına destek veren ve Filistin halkıyla dayanışma içinde olan akademisyenler hakkında soruşturma başlatıldı, bazıları görevden alındı.
Fransa hükümeti, Filistin’e destek gösterilerine topyekûn yasak uygulama kararı aldı; fakat bu karar ifade özgürlüğüne aykırı olduğu gerekçesiyle Danıştay’a taşındı.
Gelinen noktada sadece Filistin’e destek eylemleri değil, Filistin’e dair sembol ve sloganlar (Filistin bayrağı açmak ya da ‘Nehirden denize özgür Filistin’ gibi) dahi ‘suç’ sayılmak isteniyor.
Almanya ve İngiltere, Filistin’e destek eylemlerinin yasaklandığı ülkelerden bazıları. Bu ülkelerde geliştirilen yöntemlerden biri eylem yasağını tanımamak olurken, bazı eylemciler de kendilerine bir ‘çatlak’ buldu; Eylemlerde Filistin bayrağı taşımak yerine Filistin bayrağı renklerini barındıran bir meyve olan karpuzu, bir nakış gibi beyaz bir beze işlemek gibi.
Portakal, zeytin ve patlıcan gibi meyve ve sebzelerin yanı sıra karpuz, belki de Filistin’i ve Filistin davasını temsil eden en ikonik meyve. Cenin’den Gazze’ye kadar Filistin’in dört bir yanında yetiştirilen karpuz, Filistin bayrağıyla aynı renkleri (kırmızı, yeşil, beyaz ve siyah) taşıyor ve İsrail’in Filistin bayrakları ve kimliği üzerindeki baskılarını protesto etmek için kullanılıyor. Üstelik bu baskıların, 7 Ekim’den çok önce başladığını hatırlatmakta da fayda var.
Altı Gün Savaşı
Bir Filistin sembolü olarak karpuzun hikâyesine gelecek olursak… İsrail, Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nin kontrolünü ele geçirdiği 1967’deki Altı Gün Savaşı’nın ardından işgal altındaki topraklarda Filistin bayrağını yasaklıyor. Rivayete göre, karpuz dilimlerinin bir protesto biçimi olarak kullanımı bu yıllara dayanıyor ve bir direniş sembolü olarak halk arasında kabul görüyor. Daha sonra ise sanat eserlerinde, tişörtlerde, graffitilerde, posterlerde ve elbette sosyal medyada karpuz emojileri görünür oluyor.
1984 İsrail basınından bir siyasi hiciv örneği
Filistinlilerle özdeşleşen karpuz sembolü, zaman içinde İsrail kamuoyunda da yer buldu.
İsrail’de 1984-1993 yılları arasında yayın yapan günlük gazete Hadashot’un “Şüpheler” başlıklı siyasi hiciv karikatürleri içeren bölümünde yer alan 26 Haziran 1984 tarihli bir ‘haber’:
“FKÖ renklerinde karpuz satan Arap beş yıl hapis cezasına çarptırıldı"
Netanya Bölge Mahkemesi, Kalansuva köyünden Muhammed Battih (Arapça ‘karpuz’ demek) lakaplı Muhammed Tayih’i, Beyt Lid kavşağındaki dükkanında Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) renklerinde karpuz sattığı gerekçesiyle beş yıl hapis cezasına çarptırdı.
Muhammed, ‘Terörle Mücadele Kanunu’ uyarınca Filistin bayrağının renklerini (yeşil, kırmızı, beyaz ve siyah) taşıyan karpuzun satılması suçlamasıyla Terörle Mücadele Özel Birimi tarafından gözaltına alınmıştı.
Savcı, Muhammed'in dükkânına astığı tabelada bıçak ve karpuz resmi olduğunu belirterek, ‘Yahudileri yok etme ve sırtından bıçaklama arzusu içinde olduğu’ gerekçesiyle en ağır şekilde cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme, savcının talebini kabul ederek sanığa beş yıl hapis ve 50 bin şekel para cezası verdi.”
“Bunlar yasak renklerdi”
Filistinli seramik ve enstalasyon sanatçısı Vera Tamari, hayatının yarısını İsrail işgali altında geçirmiş bir isim.
Tamari, 2002’de The Guardian’a verdiği demeçte İsrail’in, Filistinli Sanatçılar Birliği üzerindeki baskılarını anlatırken, Filistin renklerine ve ‘karpuz’ detayına dikkati çekiyor:
“Birçoğumuz, genellikle Filistin bayrağı renklerinde resim yaptığı suçlamasıyla hapse atıldı. ‘Resim yapabilirsiniz ama kırmızı, beyaz ya da siyah kullanmayın’ diyorlardı ve renkleri kullandığınızda sizi hapse atıyorlardı. Bir gelincik ya da karpuz resmi yapamazdınız: Bunlar yasak renklerdi.”
“Ya sadece bir karpuz resmi yapmak istersem?”
Filistinli sanatçı Sliman Mansour ise 2021'de The National’a, arkadaşları Nabil Anani ve Issam Badr’la 1980’de açtıkları serginin, eserlerin siyasi olduğu ve Filistin bayrağı renklerini taşıdığı gerekçesiyle İsrail ordusu tarafından kapatıldığını söylüyor.
Badr askerlere yasağın nedenini ve “Ya sadece bir karpuz resmi yapmak istersem?” diye soruyor ve asker “Ona da el koyarız” yanıtını veriyor.
Şimdi 70’li yaşlarında olan ve Birzeit’te yaşayan Mansour’un hatırladığına göre sergi sadece üç saat açık kaldıktan sonra askerler mekânı boşaltıyor ve kapısını kilitliyor. İki hafta sonra İsrailli askerler üç sanatçıyı yanlarına çağırarak siyasi resimler yapmayı bırakmalarını ve çiçek resimleri yapmalarını salık veriyor:
“Bize Filistin bayrağını resmetmenin yasak olduğunu söylediler ama renkler de yasaktı. Bunun üzerine Issam, ‘Peki ya kırmızı, yeşil, siyah ve beyazdan oluşan bir çiçek yaparsam’ diye sorunca subay öfkeyle, ‘Buna el konulacak. Bir karpuz bile boyasanız, el konulur.”
Mansour bu dönemde sanatçıların çalışmalarında karpuzu siyasi bir motif olarak kullandıklarını hatırlamıyor fakat bu motif günümüzde, özellikle resim sanatında yaygın olarak kullanılıyor. Beesan Arafat, Khaled Hourani, Sarah Hatahet eserlerinde kullandıkları karpuz sembolleriyle bilinen sanatçılar.
Artık karpuz, sadece renkleriyle değil, aynı zamanda Filistin halkının tarihini, kültürünü ve yaşadığı kayıpları sembolize eden bir simge.
*Dinleme önerisi: Lübnanlı yazar ve şair Said Akl’ın yazdığı, Rahbani Kardeşler’in bestelediği ve Fairouz’un seslendirdiği ‘Şehirlerin Çiçeği’ şarkısı, 1967 savaşındaki yenilgi sonrası Kudüs ve Filistin’i anlatıyor.
(TY/VC/AÖ)