İnan Çetin'in Bin Yapraklı Lotus ve İçimizdeki Şato adlı öykü kitaplarını okumuş, belli bir üslubu olan bir yazarla karşı karşıya olduğumu fark etmiştim. Aradan yıllar geçti.
İnan Çetin, 1 öykü kitabı (Kureyş'in Kurtları), 3 roman (İblisname-Bir Hayalin Gerçek Tarihi, Uzun Bir Ömür İçin Uzun Bir Elbise, Vadi) daha yazdı. Bütün bu kitapları okuma fırsatı bulamamış, ama okumak üzere zamanını beklediğimi düşünüyordum.
Nihayet o zaman geldi. İnan Çetin'in son kitabı Vadi'yi alıp yazarına imzalattım. 1 hafta sonra okumaya başladım ve 3 günde bitirdim.
Vadi hakkında söylenebilecek pek çok şey var. İlki: İnan Çetin'i bir yazar olarak derinliğine tanımak istiyorsanız ilk olarak Vadi'yi okumalısınız.
Romanın başladığı mekân, roman hakkında yeterli bilgiyi veriyor. Romanımız, bir grup insanın, özellikle de Pervane'yle Suphi'nin (aslında Hidayet'in) trajedisi... Roman aynı zamanda doğadaki yasanın (güçlü hayatta kalır) özetidir.
Oysa güçlünün de katlanılamaz acıları vardır, çünkü doğa her parçasıyla bir bütündür, yok etmek, yok olmaktır. Roman, güzelliğin, aşkın, eşsiz bir ailenin, ailelerin parçalanıp yok edilmesinin, kaçışın hikâyesi:
Hayattan, aşktan, kendimizden, yazgımızın sesinden, başkaldırıdan... Romanın atmosferi; korkudan, özlemden, hayalden oluşuyor.
Samimi, ilmik ilmik örülmüş
Vadi'nin en önemli özelliği, son derece akıcı olması... İnan Çetin, Vadi'de bir su kadar pırıl pırıl bir dile ve üsluba ulaşmış. Bu dil, hem çalışılarak, ilmik ilmik örülmüş, öte yandan samimi...
Vadi'nin ikinci özelliği: İlgi çekiciliği... Roman, başından sonuna dek ilgimizi diri tutuyor. Sürekli yeni olaylar, şaşırtıcı gelişmeler, farklı kahramanlar çıkıyor karşımıza... Üstelik bu rasgele de değil, tam yerinde ve zamanında gerçekleşiyor.
Üçüncü özelliği: Romanın altı çizilmesi gereken bir derdi var. 1937-1938 Dersim Katliamı'ndan bir kesit veriyor. Katliamın tanığı insanlardan üçü, romanın değişik aşamalarında tekrar tekrar bir araya gelerek romanın gerilimini artırıyor.
Romanda sessizlik sesin, yalnızlık bir aradalığın, tepkisizlik tepkinin yerini işgal ediyor. Aşka gecikenler, aşkını suskunluk eşliğinde yaşayanlar, ailesini sığınma temelinde kuranlar var.
Karşılaşmalar...
Bazı karşılaşmalar şaşırtıcı: Nicole bir Nazi'nin kızı, Suphi katliama uğramış, aynı zamanda katliamdan kaçan bir ailenin oğlu...
Yine Suphi'yle ailesinin katillerinden birinin karşılaşması, Suphi'nin ailesinin katiline (onu yaşatmayı seçene) merhameti de, zıtların yan yanalığı...
Güzel Pervane'yle kaşsız kirpiksiz Siyamet'in evliliği, özgürlüğüne düşkün Pervane'nin Dilif'in kuması olmaya razı oluşu da şoke edici durumlar...
Hozat'ta doğan, Ankara'da büyüyen Suphi'nin yaşayacak yer olarak Berlin'i seçmesi, hayatının kadınının Alman Nicole olması, Suphi'nin belleğinde ister istemez yer eden kimsesizliğin, yuvasızlığın göstergesi...
Öte yandan katliamdan büyük bir cesaretle kurtulan, Hidayet'i de kurtaran Pervane, hayatı boyunca gerçeklerden ve vatanından kaçar. Gerçekle, acılarıyla yüzleşemez.
O derin travma onu, başka bir insan olmaya, başka insanların hayatını yaşamaya sürüklemiştir.
Gizli başlayan...
Romanın dördüncü özelliği: Felsefi bir bakışının olması. Romana sinmiş bu bakışı örnekleyebiliriz:
"Dumandan yanan gözlerinin önünden zaman hem ileriye hem de geriye doğru akıyordu. Adeta zamanın gözleriyle, zamanın yüreğiyle görüyor, hissediyordu."
"Gerçeğin sonsuzca saklandığı tek yer bellektir, onun da ölü olması gerekir, diye düşündü Siyamet."
"Hayat gizli başlar ama açıkta sona erer."
Ve Çetin'in dili, bazen şiir diline ulaşıyor.
"Bir insandan bir çığlık çıkmamış, bir çığlıktan bir insan çıkmıştı."
"Su, aşağıda inliyordu."
Vadi'de acıların, zamanın, koşulların dönüştürdüğü insanların (Dilif, Pervane), boyun eğişlerinin yarattığı kaderi, kaderine başkaldıran, merakı, çabasıyla kaderini değiştiren kahramanları (Suphi), kaderi değiştiremese de rolünü bir parça da olsa değiştirmeye çalışan silik karakterleri (Hulusi, Emine), ya da tam kötü karakterleri (Ethem Safi) görüyoruz.
Katliamın tetikçilerinden Hulusi pişmanlığını, özrünü dile getirirken, katliamın mağdurlarından Pervane sonuna kadar susuyor.
İnan Çetin, Vadi adlı romanıyla edebiyatımızda önemli bir başyapıta imza atmış oluyor. Edebiyatımızın başköşesine hoş geldin İnan Çetin...
(SY/PT)