Staj benim için hep, tabiri caizse sesimin kısık tutulacağını düşündüğüm ve hayal kırıklığı yaşamaya kendimi hazır tuttuğum bir konseptti. Ama bianet’e geldiğim ilk gün, toplantıda gelen “Sen bugün neler yapıyorsun?” sorusuyla birlikte kendimi sektörde yeni biri gibi değil de, deneyimli bir gazeteci gibi hissettim. İlk kez bulunduğunuz bir yerde insanların size olan bakışı, kendinize bakışınızı da büyük ölçüde belirliyor.
Bu güvenin hissettirdikleri ve teklif ettiğim haberlerin, yazı fikirlerinin ciddiye alınması, kabul edilmesi, kendimi anlamaya dair bir alan açılması tam da ihtiyacım olan şeydi.
Başlamadan önce bu ay boyunca çalışmak istediğim konular, yapmak istediğim söyleşiler aklımda belli gibiydi. Bazıları ise süreç içinde aklıma geldi.
Tuğçe’nin edit sürecinde gösterdikleri ve tavsiyeleri haber yazarken veya düşünürken aklımda tuttuğum ve kendime hatırlattığım cümleler hâline geldi. Ali’nin, Vecih’in verdiği fikirler, Evrim’in haberlerime yaptığı yorumlar zihnimde nasıl daha iyi haberler yapabileceğime dair yeni kapılar açtı. Ve bütün bu tavsiyelerin hiyerarşik bir yerden değil de, daha yatay bir yerden verilmesi benim için bianet’i ayrı bir kefeye koydu.
Hem mesleki hem duygusal kazanım
Ayrıca bu staj veya sektöre ilk adımım, bana kattıklarının yanı sıra özeleştiri yapma imkânı da verdi. Kendimde neleri değiştirmeliyim, hangi konuda birkaç adım daha ileri gitmeliyim, sorularının cevaplarını keşfettim. Her ne kadar kendi hayatımdaki sıkıntılardan dolayı ofise gelişim sekteye uğrasa ve bazen tempom düşse de, bana açılan alanın hiç kapatılmaması ve herkesin çok yakın davranması; sadece mesleki olarak değil duygusal bir kazanım olarak da haneme yazıldı.
Meslekte ne yapmak istediğime ve neyi istemediğime dair birçok şey keşfetme imkânı buldum aslında. Sahada olmanın beni her zaman bilgisayar başında olmaktan daha çok mutlu ettiğini fark ettim.
Yazmayı sevdiğim kadar insanların fikirlerini duymayı, onlarla güncel meselelere dair söyleşi yapmayı istediğimi anladım. Yani üzerine çalışıp geliştirebildiğim konularda haberler hazırlamak; sürekli ve hızlı haber girişinden daha çok tercih ettiğim bir şeymiş, bunu gördüm. Anlık haber girişi yapmaktansa, günlerce aynı konu üzerine çalışmayı tercih ettiğimi gördüm. Eğildiğim konular Filistin gündemi, göçmenlerin yaşadıkları, barınma krizi ve sokak eylemlilikleriydi.
Tuğçe’nin kahkahaları ve açtığı Fairuz şarkıları, Leyla’nın şakaları, Ruken’le sohbetimiz, hiç bitmeyen kahve ve Türk kahvesi döngüsü… Hepsi ve aklımda bu yazıyı yazarken canlanan tatlı anlar, staj deneyiminden çok; sıkıştırılmış, hızlandırılmış bir mesleki deneyim gibiydi.
Bu öğrenme ve kendimi anlama sürecimde bana katkı sunan, hatalarım-eksiklerim konusunda bana kötü hissettirmeyen, kendimi rahatça ifade edebileceğim bir alan yaratan bianet ekibine çok teşekkür ederim. (İŞ/TY)