James D. Stein, lisans eğitimini Yale Üniversitesi’nden almış, doktora çalışmalarını da Berkeley’deki Kaliforniya Üniversitesi’nde tamamlamış. Eğitim ve ders kitabı inceleme kurullarında danışmanlık yapan James D. Stein, Ulusal Bilim Vakfı’nda matematik eğitimi üzerine projeler yürütmüş. 1960’lı yıllarda Ay’a iniş, 1980’lerde ise hisse senetleri üzerine çalışmalar yapmış. “Matematik Hayatınızı Nasıl Kurtarır?”, “Kozmik Sayılar”, “Matematik Dünyayı Nasıl Açıklar?” adlı kitapların da yazarı olan James D. Stein halen Kaliforniya Eyalet Üniversitesi’nde matematik profesörlüğü yapmaya devam ediyor. Stein’ın Say Yayınları’ndan Fatih Şekerci çevirisiyle çıkan son kitabı “Bilimin Dönüm Noktaları”, antik çağdan günümüze kadar bilim tarihini en derin noktasından etkileyen buluşların ve bu buluşların kaşiflerinin kısa yaşam öykülerine yer veren zihin açıcı bir kitap.
James D. Stein, bilim tarihinin kritik dönemeçlerine damga vuran buluşları astronomi, yerküre, kimya, madde, kuvvetler ve enerji, yaşam, genetik ve DNA, insan vücudu, hastalıklar ve 21. yüzyılda bilim genel başlıkları altında toplamış. Kitabın içeriği de Stein’ın bu genel başlıklar altında anlattığı enteresan olaylardan, çıkış noktalarından, kaşiflerin hayatlarındaki kesitlerden oluşuyor. Hâlihazırda Oscar Ödülleri vesilesiyle gündemimizde olan Oppenheimer’dan yola çıkarak bunlara bir örnek verelim.
Astronomideki kara delikler, kuasarlar ve pulsarları inceleyen Stein, “Kara Delik” teriminin John Wheeler tarafından “ilk bakışta inanılmaz gelen bir durumu tanımlamak için” ortaya atıldığını yazıyor. Bir süpernova patlamasından sonra büyük bir yıldızdan geriye sadece kütleçekimsel bir alana sıkışmış devasa kütleli bir yığının kaldığını söyleyen Stein, bu süreci ilk olarak 1783 yılında İngiliz gökbilimci John Michell’ın tanımladığını belirtiyor. Ayrıntılarının teorisini ise, İkinci Dünya Savaşı’nda kullanılmak üzere üretilecek ilk atom bombasının projesi olan Manhattan Projesi’nin başına geçen J. Robert Oppenheimer’ın açıkladığını ifade ediyor. Kara delik fikri başlarda büyük ilgi görse de sonrasında herhangi bir bulguya rastlanamadığı için rafa kaldırılmış. Fakat 1963 yılında gökbilimci Maarten Schmidt kara deliklerin varlığıyla ilgili yeni bir keşfe imza atarak konuyu tekrar astrofizikçilerin görüş alanına sokmuş. Bunların tüm detaylarını buraya yazmak mümkün değil. Ancak kaba hatlarıyla kitabın nasıl ilerlediğini anlamak açısından fikir verdiğini düşünüyorum.
James D. Stein, “Bilimin Dönüm Noktaları”nda, sadece bilim tarihindeki buluşlara ve onların kâşiflerine yer vermekle kalmıyor. Bunların yanına, deneyleri, hipotezleri, tezleri, karşı tezleri de ekleyerek işlediği konuda eksik kalan yer bırakmamaya çalışıyor. Bilim insanlarına açtığı parantezle ise; buluşları Engizisyon tarafından kitaplarıyla birlikte yakılan, toplumun tepkisini çekeceği için çalışmalarını yayımlamaya cesaret edemeyen, kendi geliştirdikleri teorilerine hastalık derecesinde takıntıları olan kâşifleri anarak onların hakkını da Sezar’a emanet ediyor.
“Bilimin Dönüm Noktaları”, bilimin mevcut zaman zarfında ve gelecekte insanlığa neler verebileceğine dair görüşlerini, geçmişten aldığı referanslarla anlatan dikkate değer bir kitap.
(BS/VC)