Global kriz Türkiye’ye geldi mi, gelmedi mi; gelir mi, gelmez mi; gelirse nasıl gelir; üç kez mi vurur, ruh gibi?
Nereden anlayacağız?
Bu satırların sahibine göre, krizin göstergesi mal ve hizmet üretiminin seyrini gösteren büyüme verileridir. Esas krizi oradan okuruz.
Misal kendi yakın tarihimize baktığımızda 1980, 1994, 2001 büyüme oranları hep negatiftir, yani, büyüme sıfırın altına inmiştir. Ana gösterge budur. O zaman buna dönüp bakalım.
Biz, krize girdik bile. Her çeyrekte yüzde 6-7 büyüyen ekonomi, 2008’in ikinci çeyreğinde yüzde 1,9 büyüdü. Yani aslında çöktü.
Şimdi, üçüncü ve dördüncü çeyreği bekleyelim.
Uluslararası Para Fonu (IMF) 8 Ekim’de Türkiye için 2009’da yüzde 3, yani dünya ortalaması ortalamasında bir büyüme öngördü. Bu bile yüksek ….
Gelelim merak konumuza.,,
Krizden anlaşılması gereken, döviz patlamaları, borsa düşüşleri ise onun da zamanı geldi.. Ekim ayı itibariyle o oyuncu da sahne aldı. Esas atraksiyon izleyen aylar Kasım ve Aralık’ta ..
Bayanlar, baylar..
Bay ve bayan Bakanlar.
Krizi takdimdir..
Krizden anladığınız dövizde patlama, sermaye kaçışıysa..
Vakit o vakittir.
Anladığınız kriz Ekim’de patladı, devamı geliyor..
Kemerleri sıkın izleyen aylarda sürüyor.
Türkiye’de 2001 krizinden sonra yaşanan “dandik büyüme” nin lokomotifi olan yabancı kaynak, Ekim 2008’den itibaren Türkiye’yi terk etmeye başladı.
Artık, batma riski altındaki hedge fonlar, bankalar, icabında karlarından vazgeçerek, ne götürsek kardır diye düşünmeye başladılar.
Özellikle yıllık 50 milyar dolara dayanan cari açık, 284 milyar dolar dış borç yüküyle kırılganlaşan Türkiye kapitalizminde borsaya yaptıkları yatırımları kapatıp, açtıkları kredileri, faizi, anaparası ile birlikte toparlayıp götürmeye başladılar.
Bununla birlikte döviz kuru büyük artış gösterdi.
Uluslararası Finans Kurumu’na göre, 30 çevre ekonomisine dönük sermaye girişleri 2008’de 300 milyar dolar gerileyecek. Ve bu gerileme, 2008'in son mevsiminde gerçekleşecek.
Türkiye’de sonbaharla yaprak dökümü başladı ve sürecek..
Yabancılar, dolara döndü, yerliler ise bunu telafi edecek boyutlarda döviz bozdurmadı ve dış kredi yolları tıkandı. Şu meşhur derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye’nin cari açık, dış borç anaparaları ve kısa vadeli kredilerden oluşan yükünü 133 milyar dolar olarak tahmin etmişti.
Oysa, sekizinci ayın, yani ağustos’un sonuna kadar dış kaynak girişi 53 milyar dolar. Yıl sonuna kadar, yani iki ayda 80 milyar dolarlık dış kaynak bulunabilir mi?
Belli ki, sıkıntı yılın son iki ayında artacak..
Bayanlar, baylar…
Bildiğiniz dilden; kriz mi diyordunuz..
Krizi takdimimdir…
Kemerleri sıkın, anladığnız anlamda kriz, kasım ve aralıkta…(MS/EÜ)