İsimden biraz anlaşılmıştır diye umuyorum. Evet, internet üzerinden haberleşerek iş bitiren kimse dememiz mümkün bu kişiye.
Biraz kendimden bahsedeyim: Adım Barış Eral, 21 yaşındayım, İstanbul Arel Üniversitesi’nde Mütercim Tercümanlık ikinci sınıf öğrencisiyim. Ayıptır söylemesi, iyi de İngilizcem vardır.
bianet’e nasıl dahil oldum? Şöyle söyleyeyim. Facebook’taki çeviri gruplarına dahildim. Bir sürü kişi bir sürü şey paylaşıyor, kongreler, ilanlar, şikayetler falan. Bir gün yine geziniyorum (Facebook’taki) gruplarda, bianet’in stajyer çevirmen aradığını gördüm.
Daha önceden duymuştum bianet’i. gündemdeki haberleri takip etmek için bakıyordum ara sıra.
Gittim ve görüşmeye 10 dakika geç geldim. Çukurcuma biraz karışık ama bulduk. İngilizce editörü Barış Mumyakmaz, bize yirmi dakikalık bir deneme çevirisi verdi. Tabii, görüşmede haftada beş gün ofise gelip gelemeyeceğimi sordu. Herkes "gelebilirim" cevabı verdi fakat ben gelemeyeceğimi söyledim. Malum, okul var ve Avcılar’da oturuyorum.
Ben bir an için tedirgin oldum. Ancak, o anda bir alternatif sunuldu: Online Stajyer. Ben de olur, sadece cuma günleri ofise gelebilirim dedim.
Barış beni aradı. Çevirimin gayet başarılı olduğunu ve çalışmaya kabul edildiğimi söyledi. Akabinde mutlu olduk tabii. İşi aldık sonuçta.
Ayda 30 çeviri yapmam, haftada en az bir gün ofiste olup geri kalan günlerde de sürekli iletişimde kalmamız gerektiğinden bahsetti. Hepsine tamam dedim. Sonra benim adım Online Stajyer oldu.
Tam olarak nedir bu online stajyer? Sevgili adaşım Barış’ın yenilikçi (!) bir fikri. Şaka bir yana, bana göre, 21. yüzyıla ayak uyduran bir fikir. Birçok da avantajı var. Nasıl mı? İzin verin, anlatayım.
Herhangi bir sebepten ötürü her gün ofiste bulunamayan birinin, her ortamda ve her anda çalışma imkanı sağlayan, “home office” kavramını oturtan bir kavram. Elinizde bilgisayar ve internet bağlantısı olduğu müddetçe, yapabileceğiniz bir iş.
Özellikle de ulaşımın bir noktada sıkıntıya düşebileceği ve bir işin acil olarak yapılması gereken koşullarda, çok önemli bir yere sahip oluyor. Şöyle bir gözlemlediğimizde de, artık birçok şirkette de kullanılmaya başlanan bir iş modeli bu. Böylelikle de şirket, ofisini fazla doldurmayarak daha fazla kişiyi çalıştırmış oluyor.
15 Nisan’da başladım. Doğum günümde. Garip oldu biraz çünkü o gün sabaha kadar eğlenmiştik. 4-5 saat uyuyup ilk çevirime başlamıştım. O gün gözümde büyüdü, ayda 30 çeviriyi nasıl yapacağım diye. Hallederiz bir şekilde dedim. Bugün buradayız.
Farklı farklı metinlerle karşılaştım, farklı farklı tecrübeler oldu benim için. İşi nasıl yapmam gerektiğini, kelime seçiminin ne kadar önemli olduğunu gördüm.
Bu işe neden girdim? Parasında değildim, para vermediğinden değil de, okuldan mezun olunca nasıl bir işle karşılaşırım diye, deneyimdi asıl peşinde olduğum. Ha bir de, vizelerimden sonra yapacak pek bir işim yoktu, biraz da vakit doldurmaca gibi baktım ilk başta.
Ofistekiler ile pek samimiyet kuramadığımı düşünüyorum. Yanlış anlaşılmasın, çok iyi insanlar. Fakat sadece cuma günleri geliyor olmam, onları daha iyi tanımama pek izin vermedi. Yine de sizinle tanıştığım için çok mutluyum.
Haber çevirisinin nasıl bir şey olduğunu gördüm. bianet olsun veya olmasın, başka haber kaynaklarında da çalışsam bile nasıl bir iş disiplinine sahip olmam gerektiğini gördüm. Gündemin akışına adapte olmam gerektiğini gördüm. Bunu bana gösteren bianet’e, özellikle de Barış Mumyakmaz’a sonsuz teşekkürler. (BAR/NV)