Insan teki'nin hayatında bazen yapılan iş'ten önce insana dair tanışıklık belirleyici olur ve asıl öğe olan iş'in bizatihi kendisi işin başında ikinci plana düşer.
Benim bianet'e dair ilk tanışıklığım sahiden böyle oldu.
Nadire Mater'i yıllardır Kürdistan'a gelip giden, düzgün duruşu olan bir gazeteci olarak tanıyordum. Üstüne üstlük bir de "Memedin Kitabı" ile çok değerli bir kitapla ve yazar kimliğiyle merhaba deyince dostluğumuz daha da pekişmiş oldu.
Ertuğrul Kürkçü ağabeyi zaten sol kültürle yolu kesişen hemen herkes uzak yakın tanır bilirdi. Ben de öyle! Mahirlerin yoldaşı, bizim kuşak solcuların ağabeyiydi, benim de öyle.
Bigün yanlarında bir grup genç gazeteciyle yolları kadim Diyarbekir'e düştü. Yanlış hatırlamıyorsam 2001 yılıydı. Bir otelin salonundaki toplantıya beni de davet etmişlerdi.
O zamanlar sık sık Radikal İki'ye yazıyordum.
Doğrusu bilgisayar teknolojisi ile yeni tanışıyordum. Ama ne yalan söyleyim, bilgisayar benim için adeta temize geçme aleti gibi bir yeni icattı. Yazılarımı kağıda deftere yazıyor tamamlıyordum. Sonra da bilgisayara geçiyordum. Nadire Abla, "alışırsın" dedi ve ekledi, "hele bir bilgisayarla yazma alışkanlığını edin, göreceksin ne kadar kolaylaşacak".
O gün epeyce sohbet ettik. Bianet'e de zaman zaman yazmamı istediler. Ben de olur deyip, söz vermiş oldum.
13 koca yıl geçmiş
Geriye dönüp baktığımda 2001'den bu yana bianet'te ilk yazım yayınlandığından bu yana 13 koca yıl geçmiş aradan.
Insanın kendine dair kelam etmesi ne denli zor ve zahmetli bir durumsa, aidiyet bağıyla bağlı olduğu bir yapıdan da söz etmesi bu nedenle hayli zordur.
Ama ilk ağızdan biri bana bianet'i sorduğunda sahiden kararlı, tutarlı, ilkeli ve doğru yerde durmayı kural haline getirmiş bir internet gazetesidir diyorum hep bianet için. Hemen yanına da olmazsa olmaz kabilinden iki ismi Nadire Mater ve Ertuğrul Kürkçü adlarını da ekleyerek.
Bir iki kelam daha etmemi bağışlasın okur ve bianet.
Hiç duymamışlar bazen "diyanet" mi dediniz, diye sormuşlardır, aslını öğrenince şaşırmışlardır elbette.
Muhabirliğini, fotoğrafçılığını, araştırmacılığını ve hepsinden önemlisi editörlüğü sahiden çok ciddiye alan bir okuldur. Hatta bana göre gazetecilik ekolüdür bianet.
İnsan bianet yazarı olunca yazdıklarına, kalemine "çeki düzen" veriyor. Bianetin hassasiyetlerini bilerek yazıyor. Itiraf etmeliyim ki bu kolay oluşan bir irade değil.
Stajyerliği bunca ciddiye alan ve her stajyerinin sonraki yıllarda "ben bianet mutfağında yetiştim" sözünü gururla vurguladığı bir kurum bianet.
Ne desem az bianet için.
Ama son söz olarak şunu deyip noktayı koyayım.
Son bir kaç yıldır benim bianet'le muhabbetimi bilen bizim Kürt cenahından profesyonel gazeteci bir kaç arkadaşım ısrarla "acaba bianetin Kürdi versiyonunu gerçekleştirebilir miyiz" sorusunu ısrarla sordular bana. Birkaç çalışma da yaptık sahiden.
Sonra şunu anladık ki, bu iş sahiden profesyonel gazetecilik işi. Başka işler yapıp da onun yanında ek iş olarak böyle bir internet gazeteciliği yapmak her "yiğidin" harcı değilmiş meğerse.
Ömrü bereketli olsun, yolu açık olsun bianet'in. (ŞD/HK)