Voyager 1, 5 Eylül 1977'de uzaya gönderildi. Araç bir uzay sondası, yani boşlukta belli bir hızla ilerliyor.
Yolculuğu 34 yıldır devam ediyor ve artık Güneş sisteminden çıkmak üzere.
Voyager 1 uzaydaki yolculuğu sırasında yakınındaki gökcisimlerinin fotoğraflarını çekip Dünya'ya yolluyor. Görevi bilim dünyası için çok önemli. Ama bir görevi daha var: Voyager 1 Dünya'dan uzaya mesaj taşıyor.
Dünya hakkında ses kayıtları Voyager Altın Plak'a (Voyager Golden Record) işlenip araca konulmuştu. Dünya'daki yaşamı tanımlayan bir sürü doğal sesin yanında yaygın olarak konuşulan 55 lisanda iyi dilek ve selamın kayıtları bulunuyor. Plaka konulacak bilgiler ve kayıtların seçimi Carl Sagan'ın başkanlığını yaptığı komite tarafından belirlenmişti. Komite 55 dili seçmişti. Dünya'da konuşulan tüm dillerin temsil edilmemesi sonradan tartışma konusu olmuştu.
Dünya'da konuşulan birçok dilin tehlikede olduğu, korunması gerektiği bilinci geliştikçe bu kayıt daha da sorunlu gelir oldu kulağa. Oysa orijinal fikir çarpıcı tarihi bir buluştan ilhamla oluşturulmuştu: Reşid Taşı ya da Avrupa'da bilindiği adıyla Rosetta Stone.
Reşid Taşı, Napolyon'un 1798 yılındaki Mısır Seferi sırasında bulunmuştu. Reşid (Rosetta) kasabasında üslenen ve savunma amacıyla küçük bir kale inşa etmek isteyen Fransız askerleri, kasabada duvarları ve binaları yıkarak taş elde etme işine giriştiklerinde üzerinde anlamadıkları dilde yazılar bulunan bir taş bulur. Önemli bir arkeolojik keşif yaptıklarını anlar ve taşı Paris'e yollarlar.
Taşın sonraki hikayesi uzun. Şu an bizi ilgilendiren bulunduğu tarihten geçmişe doğru ortaya çıkardığı öykü. O tarihe kadar Mısır hiyeroglifleri çözülememişti. Reşid Taşı sayesinde çözüldüler ve binlerce yıl geriye doğru bir medeniyetin tarihinin ortaya çıkarılmasını sağladı.
Çünkü taşın üzerinde aynı metin üç ayrı dilde yazılmıştı: Mısır'da halkın kullandığı dil olan demotik, hiyeroglif ve antik Yunanca.
Yunanca kaybolmamış bir dildi ve diğer iki dil için anahtar vazifesi gördü.
21 Şubat Dünya Anadil Günü'nde bianet olarak Anadolu'nun dillerinde yazılara yer verme fikri doğduğunda aklıma Reşid Taşı ve Voyager'ın Altın Plak'ı gelmişti.
Bir dilin tehlike altında olması ne kadar yürek karartıcı ise, kaybolmuş bir dili yeniden okuyabilmek o kadar sevindirici.
Reşid Taşı benim için bir umut hikâyesidir.
21 Şubat'ta anadilinde yazan ve yazdıklarını başka dile tercüme eden (Türkçe ve İngilizce'ye) her bianet yazarı Reşid Taşı'na bir çizgi koydu. Okuyan ve önemini kavrayan her bianet okuru Reşid Taşı'nı biraz daha parlattı. Ve bir kez daha bir dilin kim ne derse desin kullanıldığı sürece var olduğunu kanıtladı.
bianet olarak yazıları hem Türkçe hem de kendi dillerinde bianet için yazan Xosomty Mutlu (Oset-İron dili), Dzarasti Çelik (Digoronca), Cengiz Ilgın (Çingene dili), Rosalino Levantino (Sakız Frenkçesi), Hasan Uygun (Pomakça), Nilay Vardar (Goranca), Karen Gerson Şarhon (Ladino), Xhihat Sharkan (Arnavutça), Yüce Ülüğ (Kırım Tatarcası), Mihail Vasiliadis (Rumca), Talar Şilevyan (Batı Ermenicesi), Hikmet Açiçek (Hemşince), Kemal Zorlak (Boşnakça), İsmail Bucaklişi (Lazca), Erselan Aktan (Kurmancî), Eşref Yılmaz (Gürcüce), Yuhanna Aktaş (Süryanice), Bereket Kar (Arapça), Sebahattin Çurmıt (Adigece), Sinan Usarr (Zazaca), İncilay Cangöz ( Karaçayca), Işıl Cinmen (Türkçe) ve İngilizce çeviriler için de Neşet Kutluğ, Ece Koçak, Büşra Efendioğlu, Gizem Eren, Elif Aksayan ile Özlem Dalkıran'a ve baştan itibaren çalışmayı üstlenen ve koordine eden Çiçek Tahaoğlu'na yürekten teşekkürler. (HK)
* 21 Şubat 2012 Dünya Ana Dili dosyasının tümünü okumak için tıklayınız.