Kuruluş aşamasından 10. yaşına kadar geçen zaman diliminde bianet'te yaşanan pek çok gelişmeyi biliyorum. Kolay değildi: yerleşik iktidar ilişkileri, ekonomik güçlükler, karalama kampanyaları ve daha niceleri. Ancak her seferinde eşitliğe, barışa, insan haklarına ve özgürlüğe olan inançlarıyla dirayetle dimdik durdular.
Gelinen noktada karalama kampanyasının başını çekenler bugün aynı konumda değiller, çok güvendikleri ve güç aldıkları iktidar ilişkileri onları tüketti ve yeni kahramanlara yöneldi ama Bağımsız İletişim Ağı (BİA) yoluna daha da güçlenerek ve ilkelerini koruyarak devam ediyor.
Alternatif haber üretmek, kanıksanan ve alışılagelenden farklı kodlarla gazetecilik yapmak sadece Türkiye'de değil dünyanın her yerinde zordur. BİA bunun mümkün olduğunu gösterdi hepimize.
Ana akım veya popüler medya kuruluşlarının ihmal ettiği kadınlar, çocuklar, engelliler, yoksullar gibi toplumun çoğunluğunu oluşturan dezavantajlı kesimleri ve sosyal sınıfları; onların sorunlarını BİA temel meselesi olarak ilan etti ve haber üretim stratejisini bunlar üzerine kurdu. BİA tüm haberlerinde insan haklarını evrensel bir değer olarak benimserken gazetecilik meslek ahlak ilkelerine de her zaman saygılı yaklaştı. Popüler medya kuruluşlarının habercilik pratiğindeki sorunlu ve aksayan yönleri de yine BİA dile getirdi.
BİA görünürde üretimini İnternet üzerinden gerçekleştiriyor ancak öyle bir ağ kurdu ki bilgisayarın sınırlarını çoktan aştı.
Öncelikle Türkiye'nin her yöresinden yerel gazetecilerle toplantılar düzenledi ve onlarla bir haber havuzu oluşturdu. Yerel medya için önemli bir destektir.
BİA okulu ile iletişim fakülteleri öğrencilerini İstanbul'da buluşturdu, belki de o zamana kadar hiç görmedikleri mekanlar ve uzmanlar ile tanıştırdı. Şimdi o arkadaşlıklar ve dostluklar devam ediyor; BİA vasıtasıyla tanışan uzmanlar da deneyimlerini paylaşıyor ve ortak üretimler yapıyorlar.
İşte böylesi bir işbirliğinden de farklı bakış açılarına sahip, hakları önceleyen ve haklara saygılı habercilik/gazeteciliğin nasıl yapılması gerektiğini konu edinen kitap serileri ortaya çıkıyor.
Bu kitapların geniş dağıtımı sağlandığı için de pek çok iletişim bilimci ve öğrenci, hak savunucusu sivil toplum kuruluşları rahatlıkla erişim olanağına sahipler.
Dolayısıyla BİA 10. yılda aslında kökleri ülkenin her bölgesine, din, dil, etnik köken farklılığını önemsemeyen çok kültürlü bir ağ olarak uzanıyor ve büyüyor.
Dünden bugüne BİA'ya emeği geçen herkese teşekkürler. (İC/TK)
* İncilay Cangöz, Doç. Dr., Anadolu Üniversitesi, İletişim Bilimleri Fakültesi