Yukarıdaki fotoğraf Muş’un Vartinis köyünde 22 yıl önce evlerinde yakılarak öldürülen Öğüt ailesine ait. Anne, baba ve yedi çocuk. Dokuz insan, en küçükleri üç yaşında yok. Bu sayfalarda uzunca bir süredir fikri takibini yaptığımız Vartinis davasıyla ilgili bianet editörü Ayça Söylemez Mart ayında yaptığı son haberde bu fotoğrafı kullanmış. Kanıksadığımız ve sessizlik dışında tepki veremediğimiz bir başlıkla: “Vartinis'te Dokuz Kişiyi Yakmakla Yargılanan Devlet Görevlilerine Beraat”.
Davayla ilgili bir başka haberin metnini bir süredir meşgul olduğumuz BİA Kurdî sayfasının inşa sürecinde deneme çevirisi anahtar metni olarak kullandık. Davanın henüz devam ettiği Aralık ayına ait o haberi “Dokuz Köylünün Yakılmasında Cezasızlık Endişesi” başlığıyla yayınlamış, evden sağ kurtulan tek kişi olan Aysel Öğüt’ün yaptığı ikinci suç duyurusu üzerine 2003’te yeniden açılan davanın nasıl tedrici bir şekilde cezasızlığa sürüklenerek haklarında 9’ar kez ağırlaştırılmış müebbet istenen dört sanığın beraatiyle sonuçlanabileceğini yazmıştık. Öyle oldu.
“Aysel Öğüt her duruşma, yıllar önce yaşadıklarını tekrar yaşıyor. Verilecek olumlu bir karar kayıplarını yerine getirmeyecek ama bir nebze olsun adalete olan inancını sağlayacak. Kısmen yüreğine su serpecek.” demişti avukatı. Yine sessizlikle sarmalanmış, bu yüzden eğilip bükülmüş, anlamları uzağımıza ötelenmiş kelimeler.
Deneme metinleri çevrilirken en çok dikkatimizi çeken şey hukuki kavramların Türkçe’den Kürtçe’ye görece daha kolay aktarılabilmesi oldu. Çevirmenlerin hemen hepsi için bu normaldi, davalar, yargılamalar ve hukuki düzlemde hak arayışlarıyla örülmüş insan hikayelerine içkin tarihsel bir zaruretin sonucuydu. Çeviriler geçen hafta değerlendirildi. Hepsi iyiydi, bianet’in habercilik diline belli derecelerde hakim deneyimli çevirmenlerce yapılmıştı. Yine de bir tanesi diğerlerinden daha fazla ön plana çıktı, bugünden itibaren BİA Kurdî sayfamızda birlikte çalışmaya başladığımız arkadaşımız ilk görüşmede aslında daha yetkin bir çeviri sunabileceğini ama deneme metni olarak kendisiyle paylaştığımız haberi gördüğünde uzun bir süre kendine gelemediğini anlattı. Vartinis’te yakılan dokuz kişi akrabasıydı. Bu nedenle önce çeviriyi bırakıp gitmeye; bir süre sonra ise yine aynı nedenle kalmaya ve çevirisini tamamlamaya karar verdiğini anlattı. Sustuk. Sessizliğin üzerine düşeni yapmasına yetecek kadar uzun –ya da kısa- bir süre.
bianet bugünden itibaren Kürtçe yayına başlıyor. İyi okumalar, xweşiyê ji xwendinê bibînin…
BİA Kurdî için yaklaşık 6 ay boyunca çeviri çalışmaları yaptık, bir yandan da tasarım ve kodlama kısmında ilerledik. Tamamlanmış, bitmiş bir format ve içerik yerine kendini geliştirmeye devam eden bianet geleneğini sayfaya yansıtmaya çalıştık. İlk olarak 2016 İlk Çeyreği Medya Gözlem Raporu ve Nisan ayi Erkek Şiddeti Çetelesi'nin özetlerini Kürtçeleştirdik. Bununla birlikte IPS İletişim Vakfı'nın kaynak metinleri olarak gördüğümüz kitaplarımızın bir kısmını ve Barış Gazeteciliği Sanal Kütüphanesinin temel metinlerini Kürtçe'ye çevirmek için daha uzun vadeli bir takvimimiz var. Okurları bu sürecin bir parçası olmaya, eksiklerimiz ve yanlışlarımız konusunda dikkatlerini açık tutmaya, yani her zamanki gibi üretim temelinde dayanışmaya davet ediyoruz.
Anaakım dışında, özellikle Kürtçe yayın yapan kaynakların sansürlendiği, kriminalize edildiği bir siyasi iklimdeyiz. Adil bir barışın sadece uzaktan gördüğümüz, erişmeyi ancak hayal edebildiğimiz toplumsal ufuk çizgimiz haline gelişine tanıklık ediyoruz. Bu yüzden bianet'in hak odaklı habercilik ve barış gazeteciliği perspektifinde yeşerteceği BİA Kurdî sayfasını yine bir nefes alanı; kim olursa olsun sesi, sözü ve acısı değersiz kılınmaya çalışılanların kamusal mecralarından bir yenisi olarak niteliyorum.
Çok dilli büyüyen ve yaşayan bireylerin adalet, hakkaniyet ve diğerkâmlık duygularının daha gelişkin olduğu, çok yönlü düşünmeye daha yatkın oldukları yönünde araştırmalar mevcut. Kendi deneyimini her şeyin üstüne yerleştiren fethedici bir bilme isteği yerine başkalarının hakikatine dönük daimi bir öğrenme merakı sağlıyor olmalı bunu. Parçası olmayı seçtiğimiz habercilik pratiğinin kendisi tekliğin dayatıldığı her alanda başka bir ihtimalin varlığını sorguluyor, somutluyor; haberi değişim değeriyle değil kullanım değeriyle kuruyor ve yaygınlaştırıyor. Kullanmayı seçtiğimiz haber dili ve kavramlar dolayımsal bir araç değil doğrudan birer dönüştürücü özne oluyor. Haberciliğin anaakım alanları bu yolla çözülüp, dağılıyor, “başka bir iletişim mümkün” hale geliyor.
Yeni bir dilde, Kürtçe'nin içinde aynısını deniyor olacağız ve her şey bir yana daha fazla okur bianet'i anadilinde okuyabiliyor, yazılarını yayınlanmak üzere paylaşabiliyor olacak. Yine de en çok merak ettiğim şu:
Acaba sadece susarak, sessizlikle anlatılabilecek şeyleri bu sayfaların neresine yerleştireceğiz, kimselere haksızlık hadsizlik etmeden? Kürtçe'nin sessizliğiyle kendi sessizliğimizi nasıl ve nereye kadar yüzleştirebileceğiz? (EG)