Merhaba, ben Bengi, Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesinden bu sene mezun oldum. 14 Ağustos – 15 Eylül arası bianet yaz stajyeri olarak çalıştım. Stajyerler bianet’ten ayrılırken bir “güle güle” yazısı yazar, ben de bu fırsatı benden sonra staj yapma şansı bulanlara biraz yardımcı olsun diye tavsiye mektubu şeklinde yazmaya karar verdim. Tavsiye olarak yazma fikrinin tamamen bana ait olduğunu söylemek pek doğru olmaz gerçi, fikir yazıda da bahsettiğim birçok “off the record” konuşmalardan birinde ortaya çıktı.
Toplumsal farkındalığı olan herkese bianet’te staj yapmasını öneririm, sadece gazeteci olmayı düşünenlere değil. Başvurumu yaparken bana nasıl bir katkısı olabileceğine veya ne şekilde yardımcı olabileceğime dair hiç bir fikrim yoktu ancak stajımın sonunda rahatlıkla söyleyebilirim ki en öğretici deneyimlerimden birini yaşadım.
1- Öncelikle tebrik ederim, çok güzel bir çalışma ortamına kısa süreliğine bile olsa adım atıyorsun. Çalışacağın kurum yaptığı işe inanılmaz bir saygı göstermesinin yanı sıra bunu hiçbir zaman sıkıcı ve “gereksiz” bir profesyonellik içerisinde yapmıyor. Şu ana kadar bulunduğum çalışma ortamlarıyla karşılaştırırsak rahatlık ve profesyonelliğin bir arada bulunması çok da rastlanan bir kombinasyon değil. Bu nedenle tekrar tebrik ederim, çok güzel bir yerde staj yapacaksın.
2- bianet’te stajıma başlamadan önce stajyerlerin yazısını okurken saat sabah 08.30’da mesainin başladığına dair bir cümleye rastlamıştım. En baştan bunu açıklığa kavuşturmak istiyorum, o bilgi güncel değil, bianet’te mesai 09.00’da başlıyor. Aksi takdirde yarım saat kapının önünde beklemen gerekebilir. Benim her yere her zaman erken gitme huyum olduğundan dolayı ben 08.20’de kapının önündeydim ama şansıma Deniz de o gün erken gelmişti ki binaya baka baka 40 dakika geçirmem gerekmedi.
3- İlk gün biraz garip geçebilir, sonuçta yeni ve tıkır tıkır işleyen bir iş ortamına geldin. Sana verebileceğim en önemli tavsiye etrafı dinlemen, editörler bir haber yazarken neler konuşuyor, “haber” nerden bulunuyor, nasıl çıkarılıyor öğrenmeye çalış. Sakın ama sakın kulaklığını takıp kendini soyutlama, bianet’te öğreneceğin bilgilerin büyük çoğunluğunu etrafı gözlemleyerek öğreneceksin, ofis içindeki en küçük tartışma bile düzgün haberciliğin nasıl yapılacağına ilişkin sana birçok bilgi verecek.
4- İkinci olarak açıklığa kavuşturmak istediğim şey hiç kimseye, hiçbir koşul altında “siz” deme (bir istisna dışında). Kesinlikle alışık olmadığım bir durum olduğu için ilk hafta herkese “siz, bey, hanım”lar yağdırıp “deme, yapma, sen de bana” diye karşılıklar aldım. Hala çok düzelttiğimi söyleyemem ama en azından şu an “siz, hanım ve beyleri” beynimin içerisinden söylüyorum. İstisnayı da çalışırken keşfedersin.
5- Bir diğer nokta kullanacağın dilin, kelimelerin ne kadar önemli ve nazik şeyler olduğunu öğrenecek olman. Hukuk fakültesinden bianet’e gelince ilk başta dava dilekçeleri gibi haberler yazıyordum. Genel olarak aldığım eleştiri dilimin biraz sakinleşip rahatlaması gerektiğiydi. İletişim fakültesinden gelecek olanlara bunu söylememe gerek yok tabii ki ancak başka fakülteden gelen arkadaşlar, günlük konuşuyor gibi yazın, ağdalı cümlelere çok da gerek yok. Ancak bu demek değil ki düşünmeden, rahatça yazın. Tam tersi yazına koyduğun her kelimeyi neden tercih ettiğini sorduklarında açıklayabiliyor olabilmen lazım.
6- İlk haftanın sonuna doğru eminim kelimelerin ne kadar nazik yaratıklar olduğunu ve bianet’te öğreneceğin en önemli şeyin dil olduğunu anlayacaksın. Son haftamda yapılan bir haberde New York Moda Haftası’nda sergilenen bir koleksiyonun adı “My Pussy, My Choice” idi ve 5 kişi “pussy”nin en doğru çevirisinin am mı, kuku mu vajina mı olduğuna dair aşağı yukarı 10 dakika kafa patlattık. Bu tarz sahnelere oldukça yoğun şahit olacağına eminim ve sana tavsiyem dil tartışmalarından alabildiğin en fazla bilgiyi alman. Üslup gerçekten her şeydir ve özellikle haber yazmak gibi bir isteğin varsa bilgiyi ulaştırmaya verdiğin önem kadar o bilgiyi nasıl bir dilde ulaştırdığına da dikkat etmen gerekiyor. İşinde kullandığın malzemenin kelimeler olduğunu düşünürsek onlara gereken özeni en kısa sürede göstermen iyi olur.
7- Haber yazarken bir diğer önemli konu da artık okulda olmadığımız gerçeği, ödev yazmaya gerek yok. Amaç, bilgiyi okuyucuya ulaştırmak. Okuyucuyu yakalamak için minik bir aralığın var. Bu nedenle bana verilen ve sana ileteceğim öneri yazında sahip olduğun vurucu bütün noktaları ilk paragrafta belirtmen. Böylece okuyucunun ilgisini çekebilirsin ve artık bir okuyucun olduğu için anlatmak istediklerini anlatabilirsin. Giriş-gelişme-sonuç tarzını ilk günden unutabilirsen çok faydalı olur.
8- Çalışmaya başladığında kimse yanına gelip “hadi bakalım sen de bu konuyu yaz” demeyecek. Biraz göz korkutucu bir durum evet ama mutlaka fikir öne sürmen lazım, sen söylemedikçe o yazılar yazılmıyor. Bunu özellikle güncel haberlerin dışında, kendi özel ilgin olan konular hakkında yaparsan çok iyi olur. Stajım boyunca yazdığım en ilgi çekici ve öğretici yazılar hep öylesine muhabbet ederken bahsettiğim konuları yazmamı istemeleri ile ortaya çıktı. Bu nedenle çekinme, dünyada, ülkende, çevrende olan hangi olaylar dikkatini çekiyorsa onlardan bahset. Hiçbir konu sınırlaması yok, belki politikayla ilgilisindir, belki doğa olaylarıyla veya belki kültürel olaylarla. Sen mutlaka bahset, bakarsın birinin ilgisini çeker ve yazacak bir yazın olur.
9- Son olarak da stajın bittiğinde mutlaka herkese tek tek teşekkür et çünkü eminim çok güzel bir staj yaşamanızı sağlamış, sana çok şey katmış ve geleceğinle ilgili bazı konuları netleştirmene yardımcı olmuş olacaklardır. En azından benim için öyle oldu.
Tekrardan tebrik ederim ve kolay gelsin. (BG/EA)