Şimdilerde benim için pek anlamı kalmamış bir gazetenin uzunca bir süre yazan köşe yazanlarındandık ikimiz de. Ama tabi benim kendisini tanımam bu gazete köşe yazarlığından öncesine dayanır.
Malum, insan teki “hak” eksenli duyarlıklarla ilişkili oldu mu yolu bir şekilde birbiriyle kesişir. İşte Yaşar Seyman’la yollarımızın kesişmesi de böyle…
Duyarlı bir hâk talepkârlığı mücadelecisinin yanında uzunca bir süre “göçmen kalem” unvanı ile dünyanın neresinde üzerinde kelam edilmesi gereken(ler) varsa yazan, konuşan hatta kampanya yürüten bir cesur kalem Yaşar Seyman.
Yaşar Seyman’ın on dolayında yayınlanmış ve çeşitli dillere çevrilmiş kitapları var.
Ben size Seyman’ın son kitabından söz edeceğim. 2015 yılında yazdığı Benazir**, üçüncü yılında üç baskı yaptı. İngilizceye de çevrilip basıldı. Pakistan’da da hayli gürültüsü koptu...
“Benazir” deyince anlamış olmanız lazım. Pakistan’ın başından binbir badire geçmiş ve on yıl kadar önce (27 Aralık 2007) ülkesinde ve memleketinde düzenlenen bir mitingde konuşurken patlatılan bir bomba ile katledilen aileden siyasetçi Benazir Butto’nun yaşamını yazmış, anlatmış Yaşar Seyman…
Benazir, alışılmış lider biyografilerinden farklı bir kitap. Öylesine farklı bir kitap ki; metinler çok geçirgen, alışıldık bir kronoloji izlemiyor.
Bir bakıyorsunuz Benazir’le birlikte aile ortamında daha çocukken ebeveynlerle muhabbet ediyorsunuz, hemen bir sonraki sayfada politik bir tartışmanın kararları içindesiniz. Bir başka sayfada ateşli bir mitinge gidip gitmemenin kararı veya babanın nasıl bir politik hat izleneceğine dair nasihatlerinin değerlendirme sürecindesiniz.
Bütün bunlar Benazir Butto gibi dünyanın birçok bölgesindeki “diren(g)en” kadınların kendinden bir şeyler bulduklarına inandıkları bir politik aktör kadının hayatından enstantaneler tabii ki.
Benazir Butto, babası Zülfikâr Ali Butto’nun Ziya Ül Hak tarafından astırılmasından / katledilmesinden sonra, onca uyarıya rağmen amiyane tabiriyle “eyvallah” etmeyerek yılmayıp, aslında kaderini kendi belirleyerek ölümün üzerine yürüyen bir siyasetçi kadın…
Mahpusluklar, sürgünlükler, ülkeden uzak düşme halleri, defalarca suikasta uğrayıp kurtulması, etrafındaki ve dahi ülkedeki siyasal yapının hiçbir zaman dilimi içinde gündelik hayata dair güven vermemesine rağmen inadına “ülke”, inadına “siyaset” diyen bir ısrarlı kadın profilinin nehir anlatısı.
Öylesine bir anlatı ki; kitabın sayfaları arasında doğu-batı ekseninde bir edebiyat seyahati ile kendinize ve ülke gerçekliklerinize göre yakınlıklar kurabildiğiniz bir okuma ve duygudaşlık anlatısı…
Özellikle yüzü siyasetçi kadınlara dönük şahsiyetlerin kendinden birer parça ile iletişim kurabileceği bir anlatı aynı zamanda.
Doğu, -doğu derken istediğiniz kadar en doğuyu anlayın siz!- diyarında Halil Cibran’dan alıntılanmış bir ifadeyle “iki şey karartır ruhu; konuşmak gereken yerde susmak! Susmak gereken yerde konuşmak!”.
İşte tam da bu baptan bakıldığında sanki inadına konuşan, belki de susması gereken yerde inadına inadına konuşan ve ölümün üzerine yürüyen bir üslupla karşılaşıyorsunuz Benazir kişiliğinde…
Yaşar Seyman’ın Benaziri’ni (O, “Benzersiz Benazir” diyor) okurken yazmadan edemeyeceğim; iki ayrıntı dikkatimi çekti.
Gerek kapağa taşıdığı fotoğrafta, gerekse kitabın sonundaki fotoğraf albümünde yer alan Benazir Butto fotoğraflarına baktığımızda kitabın yazarı Yaşar Seyman’ın bu karelere uzunca günler ve geceler baktığını ve kendiyle benzeşiklikler kurduğunu ifade etmeliyim.
İkincisi ise; yazarın kendisinin de bir hak savunuculuğu geleneği içinde yoğrulduğu, siyasetçi (hem de andıçlı) ve yazar kimliği üzerinden bir okuma yaptığımızda tabi bir de kadın kimliği üzerinden baktığımızda ne denli aynı kulvarda yürüme üzerinden birbirine yakın durduğunu fark ediyoruz.
Aslında belki de bu yakınlığın sonucu bir Benazir anlatısı kitabı doğmuş oluyor demek şaşırtıcı olmasa gerek!
Öylesine bir yakınlık ki; Benazir Butto’nun etkili ve muktedir bir siyasal aktörken; “demokrasiyi bir yaşam biçimine dönüştürme mücadelesine ağırlık vermediği” konusunda öfke duymayı, ama bir yandan da ileri derecede bir duydudaşlıkla sahiplenmeyi içselleştiren bir yakınlık…
Yaşar Seyman’ın katledilmiş bir kadın siyasetçi portresi olarak kaleme aldığı Benazir kitabı doğrusu sadece tek başına Benazir Butto değil.
Onun üzerinde Pakistan, Hindistan, doğu dramı, hatta daha yakınlara gelerek Orta Doğu hâli, ahvali, Êzidîler, Şengal, IŞİD, El Kaide ve kendi ülke gerçekliğimize dair akılda iz bırakan satır başları konusunda da fikir veriyor.
Bütün bunların birbirleriyle illiyet bağını da hiç ihmal etmeden… (ŞD/EKN)
---------------------------------------------------
* Seyman’ın Benazir kitabı üzerine daha önce yazdığım ve kültür servisi’nde yayınlanan yazım; Benazir kitabının yeni baskı yapması ve 2. kez okumam, ayrıca kitabın İngilizceye çevrilip Pakistan’da da hayli ilgi görmesi üzerine bu yazıyı biamag için yeniden hazırladım.
**Yaşar Seyman, Benazir, Bilgi yayınları, 2016, 3. Baskı.
Not: 3 Şubat 2018 cumartesi günü 14.00-17.00 saatleri arasında Ankara İMGE kitabevinde son kitabım “Ahım Var Diyarbakır”la birlikte diğer kitaplarımın da imzası var. Ankaralı dostlara...