Dün işgal altındaki topraklardaki Yahudi yerleşimlerinden biri olan Kedumim'de bir intihar bombalaması oldu.
Haaretz ayrıca Batı Şeria'daki bir başka Yahudi yerleşim birimi olan Gush Etzion'da yerleşimcilerin, İsraillilerin ve Filistinlilerin ortaklaşa diktikleri zeytin ağaçlarını söktüğü haberine de yer verdi.
Seçim sonrası hangi partilerin koalisyonda kesin olarak yer alacağına ve hangi partinin hangi bakanlığı alacağına ilişkin bir şey söylemek zor şu anda. Kurulacak çok partili koalisyonun politik tutarlılık ve denge sağlaması zor görünüyor.
Sağ kanada baktığımızda sol kanattan daha büyük bir hüsran içinde olduğunu söyleyebiliriz. Likud büyük bir yenilgi yaşadı.
Bir önceki hükümette iktidar partisiyken beşinci sıraya düştü. Seçim sonuçlarının açıklanmaya başlamasından kısa süre sonra parti içinde Netanyahu'nun partinin liderliğinden çekilmesini isteyenler seslerini yükseltti.
İsrail politikasının kıdemli isimlerinden biri olan Binyamin Netanyahu ise partiyi bir reforma götürme projesiyle küllerinden yeniden doğmaya çalışıyor.
Seçim öncesi birleşen Ulusal Parti ve Dini Parti sadece 9 parlamenter çıkartabildi. Bununla ilgili Yesha Konseyi'nden Emily Amusi ile görüştük.
Yesha Konseyi Batı Şeria ve birkaç ay öncesine kadar Gazze'de bulunan yerleşimcilerin yerel yönetim organını temsil ediyor. Amacı, Batı Şeria'daki Yahudi varlığını güçlendirmek. Bu durumda Yesha Konseyi için en önemli konulardan biri Batı Şeria'daki yerleşimlerin geleceği.
Amusi: Tanrı'ya inanıyoruz
Konseyin sözcüsü Emily Amusi, İsrail'in yerleşimleri boşaltma kararı almasının intihar etmekle aynı anlama geleceği görüşünde. Amusi Tanrı'ya inandıklarını, Onun duruma bir çözüm bulacağına, kendilerine yardım edeceğine inançlarının tam olduğunu söylüyor.
İsrail'de sol görüşlü partilerin yerleşimleri boşaltacak desteği bulamayacağını belirten Amusi, 'bugüne kadar yerleşimleri boşaltan sağ hükümetler oldu. Hükümet sol eğilimli olacak gibi görünüyor. Bu nedenle de optimist olmak için yeterince sebep var' diyor.
Yesha Konseyi Batı Şeria'nın işgal altında olduğunu kabul etmiyor. Amusi 'Bu topraklar Yahudilerin, ilk yıllarda Araplarla beraber yaşıyorduk. Arapların toprak sahibi olması fikrine sol görüşlü İsrailliler sebep oldu' diyor.
Gazze Şeridi'ndeki İsrail yerleşimlerinden çıkartılan yerleşimcilerin bir bölümü bölgenin hemen yakınında halen geçici yerleşimlerde yaşıyor ve şu günlerde yakınlarına kassam füzeleri düşüyor. Gazze'den tek taraflı olarak çekilen İsrail bu tavrının sonuçlarıyla uğraşmak zorunda.
Tek taraflı çekilme İsrail-Filistin sorununu daha karmaşık hale getirirken, ülke içinde de yerleşimlerden çıkartılan insanların işsizlik ve yeniden bir yaşam kurma sorunları var.
En büyük yerleşimlerden biri olan Neved Kalim'den çıkartılan yerleşimcilerin bir kısmı Nitzan'da yaşıyor. Burada sekiz kişilik ailesiyle yaşayan Baruh'un anlattıkları şu anda Nitzan'da yaşayanları temsil ediyor.
Gazze'deyken hem çiftçilik yapıyor hem de tüp gaz bayiliği yapıyormuş. Şimdi bu iki iş de yok. 50 yaşında olduğu için kimse iş vermiyor, Gazze'den çıkmaları için kendilerine verilen parayla geçiniyorlar.
Yaklaşık 500 ailenin bulunduğu bu geçici yerleşim yerindeki işsizlik oranı yüzde 70 civarında.
Yeşilli Kadınlar, Yesha Konseyi gibi organizasyonların ancak kendilerini Cumartesi günleri yemeğe davet etmek gibi sempatilerini gösterecek faaliyetlerde bulunduklarını söylüyor ancak durumlarını düzeltecek güçleri olduğuna inanmıyor. Baruh Şas partisine oy vermiş.
Kurulacak koalisyonun olası ortaklarından olarak nitelendirilen Şas ve Birleşik Tevrat Judaizmi'nin, Kadima ve İşçi Partisi'nin Batı Şeria'dan çekilme yolundaki planlarının önünde engel yaratmayacağı tahmin ediliyor.
Şas Partisi siyasi yelpazenin sağında ve lideri bir din adamı. Şas'ın önceliği sosyal hizmetler, yoksullara daha fazla destek ve dini kesime daha fazla bütçe. Din için daha fazla bütçe ayrılması Birleşik Tevrat Judaizmi'nin de önceliği.
Emekliler Partisi'nin ise yaşlıların sağlık ve emeklilik haklarından başka bir programı yok. Bu durumda bu partilerin beklentileri karşılanabilirse Kadima'nın Batı Şeria'dan çekilme planına destek verecekleri öngörülüyor.
Ancak Batı Şeria'dan çekilme planının kendisi büyük bir problem olarak durmaya devam ediyor.
Mannah: Düşmanınızla tek taraflı barış yapamazsınız
Kudüs'te bulunan Van Leer Enstitüsü'ndeki Filistinli tarihçi Adel Mannah'a seçimler hakkındaki fikrini sorduk. Öncelikle bu hükümetin merkez ve sol eğilimli olacağını söyledi Mannah.
İsrail tarihinde koalisyonun yeni bir şey olmadığını ancak bu seferki koalisyonun her zamankinden daha çok partiyi içereceğini belirten Mannah bunun da uzun dönemde politik dengesizlikler yaratacağını ifade etti. Kurulan koalisyonun bir süre sonra bozulabileceğini, yeni partilerin koalisyona dahil olabileceğini de belirtti.
Adel Mannah ayrıca seçim sonuçlarının Batı Şeria'dan çekilmenin seçmen için önemli olduğunu kanıtladığını düşünüyor. Fakat Kadima'nın tek taraflı olarak sınırları belirleme isteğini kötü bir uygulama olarak nitelendiriyor.
Mannah, 'düşmanınızla ilgili tek taraflı olarak kararlar alabilirsiniz ama düşmanınızla tek taraflı barış yapamazsınız' diyor. Ayrıca Mannah, Olmert'in amacının tamamen birbirinden kopuk yerleşim birimleri yaratarak, aslında Batı Şeria'dan hiç çıkmamak olduğunu söylüyor
Şaron'un başlatıp Olmert'in sürdürmeyi planladığı tek taraflı sınırları belirleme için çekilme aslında bölgedeki Yahudi yerleşimlerindeki nüfusun yüzde 13'ünü boşaltmayı öngörüyor.
Bunu yaparken de, Batı Şeria'da bölük pörçük tamamen İsrail topraklarıyla çevrili Filistin toprakları yaratmayı amaçlıyor. Böylece iki devletli çözümün Filistin ayağı her halükarda İsrail'in tam kontrolünde kalacak ve Filistin açısından kontrol etmesi güç olan, Gazze Şeridi dahil yaklaşık beş ayrı bölgeden oluşacak.
Adel Mannah bu sürecin sonucunda Filistinlilerin hayatında hiçbir değişiklik olmayacağını ve ortaya çıkacak şiddet olaylarında da İsrail'in Filistin'i suçlu olarak gösteceğini belirtiyor.
Mannah'a Hamas'ın tavrının nasıl olacağını da sorduk. Mannah, 'Hamas İsrail'i tanıdığını söylemiyor ama barış görüşmeleri için de Abu Mazen'in ve FKÖ'nün görüşmeleri devam ettirmesini de istiyor. Böylece diplomatik olarak doğru bir yol izliyor' diyor.
Fikrini sorduğumuz parlamento dışı hareketlerden bir diğeri Barış Şimdi Hareketi. 1970'lerin sonunda İsrail ordusunda görev yapan asker ve subayların kurdukları Barış Şimdi hareketi, İsrail'in kitlesel tek barış hareketi olma özelliğini de taşıyor.
Barış Şimdi Hareketi'nin basın sözcüsü Adam Keller de Adel Mannah ile paralel bir düşüncede. Keller özellikle Vatanımız İsrail partisinin kazandığı başarının çok olumsuz bir gelişme olduğunu söylüyor.
Parti lideri Liberman'ın bir ırkçı olduğunu ve mesajını aktarmakta çok zekice yöntemler seçtiğini bu yüzden tehlikeli bir lider olduğunu ifade ediyor. Barış Şimdi Hareketi Olmert'in tek taraflı sınır belirlemesi olayına ise, barış getirmeyecek bir plan olarak bakıyor.
Barış Şimdi: Kadın adaylar desteklenmiyor
Yeni Knesset'teki kadın parlamenter sayısı 17 olacak, bir önceki parlamentoda 18 kadın vardı. Keller, daha az kadın parlamenterin olmasını, partilerin kadın adaylarla ilgili bir kota çalışması olmamasından kaynaklandığını söyledi.
Dini partilerin kadın adayları dini nedenlerle istemediklerini, Arap partilerinde de bugüne dek kadın parlamenter hiç olmadığını da belirtti.
Barış Şimdi Hareketi'ne göre İsrail Filistin sorunun da Hamas'ın İsrail'i tanımaması bir prensip kararı değil. Adam Keller, İsrail'in 1967 sınırları gerisine çekilerek bir Filistin devletini tanıması halinde Hamas'ın İsrail'i tanımasının bir sorun olmayacağını düşünüyor.
Kudüs Kadın Merkezi Filistinli Kadınların İsrailli Bat Shalom kadınlarıyla kooperasyon halinde yürüttükleri bir merkez. Bu merkezin basın sözcüsü Zahra Hdib ile yaptığımız görüşmede yeni İsrail hükümetinden beklentilerinin neler olacağını sorduk.
Hdib, harita üzerinde kağıt üzerinde değil, tabanda, gerçek hayatta yansıması olan değişimlere ihtiyaç olduğunu söyledi. Zahra Hdib, şu anda Kadima'nın öngördüğü tek taraflı sınır belirleme politikasının hiçbir şey değiştirmeyeceğini söylüyor.
'Yeşilli kadınlar' olarak da bilinen İsrail'in geleceği için Kadınlar Hareketi'nden görüştüğümüz Micheal Mitar ise seçim sonuçlarından memnun olmadıklarını dile getirdi.
Mitar 'Seçim sonuçları bizlerin temsil ettiği milliyetçi insanların görüşlerini temsil etmiyor. İsrail toprakları Yahudilerindir. Seküler Yahudiler Kutsal Kitabın geçerliliğini korumadığını söylüyorlar, ancak yanılıyorlar' diyor.
Kadınların 17. Knesset'te daha az olması büyük bir sorun değil 'Yeşilli Kadınlar' örgütünün görüştüğüm erkek yöneticiye göre.
Seçim sonuçları İsrail gündemini uzun bir süre meşgul edeceğe benziyor. Sonuçta ortaya çıkacak koalisyonun ise seçmenleri ve partileri tatmin edip etmeyeceği belirsiz.(TS/BA)