Damat yemini:
İki yarımdan bir tam olmaya adım attığımız bugünde;
Futbol maçlarını seni sıkacak kadar izlemeyeceğime,
Televizyon kumandasını arada bir sana vereceğime,
Fazla mesai bahanesiyle arkadaşlara uymayacağıma,
Kayınvalidemin ev ziyaretlerinden rahatsız olmayacağıma,
Özel gün ve haftalarımızı asla unutmayacağıma,
Arada sırada da olsa sana hediyeler alacağıma,
Seni daima koruyup kollayacağıma söz veriyorum.
Gelin yemini:
İki yarımdan bir tam olmaya adım attığımız bugünde
Sürekli şikâyet etmeyeceğime,
Kredi kartlarını çökertip seni üzmeyeceğime,
Sık sık ağlayarak annemin evine gitmeyeceğime,
Pahalı hediyeler istemeyeceğime,
Alışveriş konusunda seni yormayacağıma,
Her gün sana mükellef sofralar hazırlamaya çalışacağıma,
Seni anlamaya çalışacağıma,
Hayatım boyunca seni seveceğime söz veriyorum.
Yukarıdaki "yeminler" Küçükçekmece Belediyesi'nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği toplu nikahta evlenecek çiftlere ettiriliyor.
Geçen haftalarda 194 çifti evlendiren Belediye toplu nikah öncesi bir gün boyunca çiftleri "evlilik okulu"nda eğitimden geçiyor.
Başkan: Mutlaka evlenin
Nikah öncesi konuşma yapan AKP'li Belediye Başkanı Aziz Yeniay'ın konuşmasından bir bölümse şöyle:
"Socrates'ın dediği gibi her ne pahasına olursa olsun mutlaka evlenin. Eşiniz iyi çıkarsa mutlu olursunuz. Yok, eğer fena çıkarsa, o zaman da filozof olursunuz."
Belediye'den Özlem Erim "evlilik okulları"nı anlatıyor:
"Evlilik okulunun amacı evlenecek çiftlere nikah öncesinde, anne baba iletişiminin aileye ve çocuk gelişimine etkisi, modern dünyada sağlıklı aile ve evlilik, sağlam ailenin özellikleri, evlilikte yaşanan sorunlar ve çözüm yolları hakkında bilgilendirmek."
Tüm gün süren seminerlerde anne-baba eğitimi, eşlerin birbirlerine karşı nasıl davranması gerektiği ve sağlıklı çocuk yetiştirme üzerine eğitim verildiğini söyleyen Erim seminer sonrası çiftlere sertifika verildiğini söyledi.
İlk kez evlenecek çiftlerden maddi durumu yetersiz olanlara belediye ve sponsor desteğiyle gelinlik, damatlık ve ev eşyası yardımı yaptıklarını söyleyen Erim "Evlilik yemini işin şakası" diyor:
"Yaşanan sosyal gerçekliklerden yola çıkarak, mizahi bir yaklaşımla kaleme alınmış evlilik yemini, gelin ve damat adayları tarafından yapılmakta olup, herhangi bir zorunluluk söz konusu değildir."
Hangi sosyal gerçeklik?
Küçükçekmece Belediyesi'nin sığınma evi var ancak yasaya göre nüfusu 50 binin üzerinde olan tüm ilçelerde olması zorunlulukken Türkiye genelinde sadece 54 sığınma evi var.
Yani "sık sık ağlayarak annesinin evine gitmeyeceğine" yemin eden "gelinin" gitmek istediğinde çok alternatifi yok aslında.
Bile bile lades
Diğer yandan yerel seçimlerde toplumsal cinsiyet kotası uygulanmaması, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme yapılmaması, kadın odaklı yerel hizmetlerin erkek eliyle yapılması gibi nedenlerle yaşlı, çocuk, hasta bakımının belediyeler tarafından evde kadına yüklenmesi onu eve kapatırken çalışmasının önünde de bir engel.
Ayrıca krizle birlikte ev içi emeğin görünmez yüklerinden biri de olmayan para ile ev çevirme işi.
"Pahalı hediyeler istemeyeceğine", "kredi kartını çökertmeyeceğine", "her gün mükellef sofra kuracağına" yemin eden "gelin" bu yemini mutlu olmak için mi köle olmak için mi ediyor anlamak zor.
Küçükçekmece Belediyesi'nin şakasını (!) anladım tabii, ama değil mi ki her şakanın altında bir ciddiyet payı var.
"Damat yemini"nde erkeğin evde kumanda (iktidar) sahibi olarak tanımlanması ve 8 Mart, 23 Nisan gibi göstermelik günlerde iktidarından sembolik olarak vazgeçmeye "yemin etmesi", kadın onu severken erkeğin sadece kadını korumakla mükellef olması vs.
Tüm bu yemin seremonisi falan güldürmekten öte 194 kişinin aynı anda toplumsal cinsiyeti, cinsiyetçiliği, erkek egemenliği hep bir ağızdan pekiştirmesi anlamına geliyor. (EZÖ)