Yaklaşık bin kişinin katıldığı konferans, tüm dünyadan savaş karşıtlarını bir araya getirdi. Konferansa Mısır, Suriye, Irak, Lübnan, İran, Brezilya, Kanada, Avustralya, ABD, Japonya, Filipinler, Tayland, İngiltere, İspanya, Belçika, Fransa, Almanya ve Türkiyeden delegeler katıldı.
Batı ve doğu ülkelerinden savaş karşıtı delegeler, ilk kez bu kadar kalabalık bir katılımla bir Ortadoğu ülkesinde bir araya gelip tartıştı. Konferansı Arap sol gruplar, Müslüman Kardeşler ve Arap milliyetçi gruplar düzenledi, Mısır sendikaları da destekledi.
Geçtiğimiz yıl konferansı yasaklayan Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek, 20 Martta binlerce kişiyi sokağa döken Mısır savaş karşıtı hareketinin de etkisiyle, bu yıl konferansa izin verdi.
Mısırda yeni bir hareket gelişiyor
Konferans, Mısırda yeni bir hareketin geliştiğini ve bu hareketin kendisini uluslar arası kapitalizm karşıtı hareketin bir parçası olarak tanımladığını da gösterdi. Onlarca genç Mısırlı, konferansa aktif bir şekilde katıldı. Kahiredeki MUST üniversitesinden Basha Omarın söyledikleri, gençlerin konferansa verdikleri önemi gösteriyordu:
Mısırdaki hareket için uluslar arası savaş karşıtı hareketle ilişkilenmek çok önemli. Konferansı düzenleyenler bu kadar kalabalık ve canlı olacağını tahmin edemiyordu. Bu konferans buradaki savaş karşıtı harekete de canlılık getirecektir. Mısır ve Arap bölgesinde biraz izole yaşıyoruz, dışarıda ne olduğunu dinlemek çok iyi oldu. Biz dünyanın diğer bölgelerinde olduğu gibi büyük gösterilere alışık değiliz. 20 Marttaki gösteri 1977den beri ilk büyük gösteri oldu. Bu konferansın verdiği güçle gelecekte yeni gösteriler inşa edeceğiz.
Konferansta Irak ve Filistin direnişlerinin nasıl destekleneceği ve ABD süper gücüne karşı nasıl karşı çıkılacağı tartışıldı.
Açılış bölümünde Britanya İşçi Partisinden savaş karşıtı harekete katıldığı için atılan George Galloway , eski İşçi Partisi Milletvekili Tony Benn, eski BM insan hakları koordinatörü Denis Halliday , Eski ABD Başsavcısı Ramsey Clark , İngilteredeki Müslüman savaş karşıtı hareketin temsilcisi Selma Yakup, İngilteredeki Savaşı Durdurun Koalisyonundan John Rees , Konferans Örgütlenme Komitesinden Mohsine Tevfik , ünlü Mısırlı yazar Sona All İbrahim, Devrimci Sosyalistlerden Kemal Halil , eski Sosyalist aktivist Ahmet Nabil Halil, Gazeteciler Sendikası Başkanı Galal Aref, Nasırcı milletvekili Hamdeen Sabah, Müslüman Kardeşlerin temsilcileri ve yurtdışından gelenler birer konuşmalar yaptı.
Konuşmacıların çeşitliliği konferansı oldukça zenginleştirdi. Ortak vurgu ABD ve İngilterenin Irak, Siyonistlerin Filistin işgaline karşı ortak mücadelenin önemiydi. Konuşmacıların bir kısmı Birleşmiş Milletlerin şimdiki durumunu eleştirerek görevlerinden bahsettiler. Eski BM insan hakları koordinatörü Denis Hallidayın sözleri bu konuşmaların özetini veriyordu: BM için 2003 yılı bir trajedir. Bush ve Blair hangi mahkemede yargılanacak? Dünyada yoksulluk, şiddet ve hak ihlalleri arttı. BM iradesi zayıfladı. Ancak BMi lağvetmek çözüm değildir. Başta Güvenlik Konseyi olmak üzere tüm BMleri daha demokratik bir hale getirmek gerekiyor. Gelecekte BM insan hakları, silahsızlanmada aktif rol oynamalı
Mısırlı konuşmacıların büyük bölümü hem ABD ve siyonistlerin hegemonyasına hem de Arap ülkelerinin diktatörlüklerine karşı mücadelenin sürdürülmesinin gerekliliğinin altını çizdiler. Kemal Halilin konuşması bunu en iyi şekilde yansıtıyordu: 20 Martta Tahrir caddesinde gösteri yapan binlerce Mısırlı adına konuşuyorum. Onlar emperyalist işgale karşı slogan atıyorlardı ancak aynı zamanda Mısır devletine ve Mübarek rejimine karşı da slogan atıyorlardı. Ben değişiklik istiyorum, değişikliği Mısırda da yapacağız. Bush, Blair, Sharon ve Mübareksiz bir dünya istiyoruz. Emperyalizme karşı mücadeleyi diktatörlüklere karşı mücadele ile birleştirelim. Irak ve Filistinde işgalicilerin parmağı yandıkça Mısırdaki diktatörünki de yanacaktır
Daha sonra üç ana başlık altındaki atölyeler yapıldı:
* Emperyalizm ve Direniş
* Irak ve Filistin Direnişi
* Arap ve uluslar arası dayanışma
Atölyelerde sunulan önergeler ve yapılan konuşmalarla konferans deklarasyonu hazırlandı. Pazar günü öğleden sonra yapılan basın toplantısında deklarasyon taslağı basına sunuldu. Basın toplantısı sırasında Saddamın yakalanışı üzerine sorulan soruya George Gallowayın verdiği cevap ortak cevap kabul edildi: Düşmanımız gülüyor, ancak bu son gülüş olmayacak. ABD güçleri şimdi Iraktaki direnişin zayıflayacağını düşünüyor. Ancak ben böyle olacağına inanmıyorum. Irak direnişinin devam edeceğine inanıyorum. Hatta daha da güçlenecektir. Gelecek günlerde Irak daha güçlü bir direnişle sarsılabilir. Bu konferansta söylenen her şeyin arakasında duruyoruz. Irak ve Filistinde bu gün direnenlerle birlikteyiz. Bu gün, yarın zafere kadar ..
Son bölümde kabul edilen 2. Kahire Deklarasyonu tüm katılımcıları kapitalist küreselleşme ve ABD saldırısına karşı mücadeleyi örgütlemeyi, Filistin ve Irak direnişleriyle dayanışmaya çağrı yaptı. Deklarasyon emperyalizme ve kapitalizme karşı uluslar arası harekete destek mesajı verdi. Konferans gelecek aylarda yapılacak etkinlikleri örgütlemek için bir komite oluşturdu.
Türkiyeden katılım
Konferansa Küresel Barış ve Adalet Koalisyonundan Yıldız Önen , KESKten MYK üyesi Sevgi Göyçe, Mazlum-Derden Lütfü Yılmaz ve Selahattin Güven katıldı. Sevgi Göyçe Irak ve Filistin atölyesinde Türkiye savaş karşıtı hareketin deneyimlerini, KESKin bunda oynadığı merkezi rolü vurguladı. Lütfü Yılmaz Arap ve uluslar arası dayanışma gündeminde savaş karşıtı hareket ve direnişlerin desteklenmesinde dayanışmanın önemini vurguladı. Yıldız Önen son bölümde savaş karşıtı harekette birliğin önemini solcu-islamcı ittifakının tüm dünya savaş karşıtları içindeki başarısını anlattı.
Toplantı aralarında pek çok mısırlı eylemci ile tanışma ve konuşma şansı oldu. Karşılıklı bilgi alış verişinde bulunuldu. Birkaç gazete ve dergi ile Türkiyedeki savaş karşıtı hareket, sendikalar, AK Parti hükümeti gibi konularda röportaj yapıldı. (YÖ/EK)