İleri teknolojinin yaygın kullanımı sonucu korkunç bir "haber bombardımanı" ve cephesi olmayan "savaş"ın hızla ilerlemesi, okurlarına, izleyicilerine, dinleyicilerine gerçeği tüm yanlarıyla sunma çabasındaki basın-yayın organlarının etkisinin bir kez daha çok sınırlı kalmasına neden oldu.
İlk etapta kazananlar saldırganla birlikte saldırganı destekleyen basın-yayın organları oldu.
Kaybeden her savaştaki gibi gerçek
"Saldırganın böylesine haksız olduğu bir savaşta gerçek cephesinin biraz daha güçlü olması mümkün müydü?" sorusunun yanıtı belki hiç bulunmayacak ama saldırganı destekleyen medya organlarının bir kısmında yöneticilerin işi her zaman da çok kolay olmadı.
Buna bir örnek var Almanya'dan. Savaşın tam ortasında, 31 Mart'ta Almanya'nın en büyük yayın grubu Axel Springer Verlag'da çalışanlar, Yönetim Kurulu ve gruba ait yayın organlarının genel yayın yönetmenlerine hitaben, kamuoyuna açık mektup yayınlayarak, Irak savaşıyla ilgili Amerikan yanlısı haberciliğe karşı çıktılar ve savaşla ilgili haberlerde dengeli olunmasını talep ettiler.
Tek yanlı yayınlar
Alman yayın dünyasının en büyük günlük gazetelerinden "Bild" ve "die Welt"i, en büyük pazar gazeteleri "Bild am Sonntag" ve "Welt am Sonntag"ı, çok sayıda yerel gazeteyi,(örneğin, Hamburger Abendblatt, Berliner Morgenpost, Berliner Zeitung), onlarca haftalık, aylık dergiyi (örneğin Hörzu, Sport Bild, Auto Bild, Computer Bild, Finanzen, Bild der Frau) çatısı altında toplayan gruba ait işyerlerindeki personeli temsil eden Genel İşyeri İşçi Temsilciliği'nin (Gesamtbetriebsrat) mektubu, "Her gün grubumuzun yayın organlarında Irak'taki savaşla üzerine haberlerin ağırlıkla tek yanlı olarak yayınlandığını görüyoruz" sözleriyle başlıyor.
Mektup, ayrıca, uluslararası hukuku açıkça çiğneyen Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) tavrının Alman halkının çoğunluğu tarafından reddedilirken, grubun yayın organlarında hoş görüldüğüne, hatta desteklendiğine dikkat çekiyor.
"Dengeli tartışmalara yer yok"
Grubun önde gelen isimlerinden, aynı anda hem "Welt", hem de "Berliner Morgenpost" gazetelerinin Genel Yayın Yönetmeni Jan-Eric Peters, ABD'nin Irak'a saldırmadan bir gün önceki yazısını şöyle bitiriyordu:
"Bugün soru artık savaş ya da barış değil. Bugün artık dengeli tartışmalara yer yok. Savaş gözler önünde. Özgür dünya, ülkeler ve tek tek bireyler için tek bir seçenek bulunuyor. Amerikalılarla birlikte misin, karşı mısın?" (Die Welt, 19. Mart. 2003).
Savaşla ilgili yayınlara halen egemen olan bu formülasyona çalışanlar, "Savaşa, yıkıma karşı olduğumuz için bir de özür mi dileyelim?" diyerek itiraz ediyorlar.
İşyeri temsilcileri:Çözüm tarafsızlık habercilik
İşçi temsilcilerinin kamuoyuna açık mektubunda, grubun içinde bulunduğu ekonomik zorluklarla, yayınların içeriği ve sunuş biçimi arasında da bağlantı olduğu ileri sürülüp, çözümün tarafsız habercilik olabileceği vurgulandı. Axel Springer Verlag'a bağlı yayın organları ve diğer işyerlerinde 12 bini aşkın kişi çalışıyor.
Açık mektuptan bazı bölümler
* Her gün grubumuzun yayın organlarında Irak'taki savaşla üzerine haberlerin ağırlıkla tek yanlı olarak yayınlandığını görüyoruz. Amerikan ve İngiliz hükümetlerinin tavrı hiç bir eleştiri süzgecinden geçmeden kabul edilmesi sınırsız bir biçimde destekleniyor.
* Bu arada en iğrenç biçimde popülizm yapılıyor. "Petrol için kan, ama ..." ya da "Saddam s.ktir ol git!" gibi başlıklar, ya da ABD'nin savaş kararını üzerine tüm tartışmaları boğan makaleler...
* Bu savaşa karşı dünyanın birçok yerindeki protesto eylemleri ise bu yayın organlarında çok az yer bulabiliyor.
* Bu grupta savaşa karşı olan hemen Amerikan karşıtı olarak damgalanıyor ve kendilerine "yanlış" bir işyerinde çalıştıkları hatırlatılıyor.
* Ne garip bir dünya değil mi? Bu savaşa, yıkımlara, halkın çektiği acılara, kitlesel ölümlere karşı olduğunuz için neredeyse özür dilemek zorunda kalıyorsunuz.
* Saddam cani bir diktatördür, evet. Ama o da bir dönem İran'daki mollalara karşı ABD tarafından desteklenmemiş miydi? O, o günlerde demokrat mıydı? Elbette değil.
* ABD'nin saldırı için gerekçesi ne olursa olsun, yabancı ülkelerdeki ucuz petrolde hak talep etmesinin uluslararası hukukta yeri yoktur.
* Bush'un uluslararası hukuku ve birçok BM üyesi ülkenin yaklaşımını dışlayarak, kendisini dayatması Alman halkının çoğunluğu tarafından reddediliyor, ancak bizim yayın grubumuzda hoş görülüyor ve hatta reddediliyor.
* Genel İşyeri Temsilciliği sizlere, artık savaş ve barış üzerine bizim yayın organlarımızda dengeli bir haberciliğin gerçekleşmesini sağlamaya çağırıyor. Gazetelerimizin ekonomik sorunları ve buna bağlı olarak birçok kişinin işinin tehlikede olması, yayınların politik içeriği ve düşüncelerin hangi biçimlerde sunulduğuyla da bağlantılı olabilir."
Muhabirinden matbaa işçisine
Söz konusu yayın organlarındaki savaşla ilgili haberlere bakılırsa, bu mektubun pek bir etkisi olmadı, olacağı da yok.
Ama bu sonuç, yine de muhabir, yazar, redaktör, teknik eleman, matbaa işçisi, idari eleman vs. binlerce basın-yayın çalışanın ortaya çıkmasında katkıda bulundukları ürünlerin kalitesiyle ilgili itirazlarını belgeleyen bu mektubun önemini azaltmıyor. (NM)