Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi, Ocak 2021'den bu yana toplanıyor. 10 Nisan 2021'de başlayan panellerin altıncısı "Yas, Hafıza ve Politika" idi.
"Yas, Hafıza ve Politika" paneli 22 Ocak 2022'de gerçekleşti. Nesrin Uçarlar moderetörlüğündeki programa Murat Çelikkan, Gülsüm Elvan, Derya Aydın, Aslı Zengin katıldılar. Bu dizimizde paneldeki konuşmaların çözümlerini yayımlıyoruz, panelleri kayıttan da izlemek mümkün.
"Türkiye'de ölülere yönelik şiddet", "Farklı İnançlar cenazelere ve mezarlıklara saldırıları konuşuyor", "Hukukçular Ölüye Saygı ve Adaleti Konuşuyor" , "Basında Ölülere Yönelik Şiddetin Yeri" ve "Adli Tıp Kurumu Çerçevesinde Ölülere Saygı ve Adalet" başlıklı panelleri de buradan okuyup, izleyebilirsiniz.
Gezide herkes gibi biz de sokaktaydık. Haziran 16'sında bir sabah çocuğum [Berkin Elvan] evden çıktı bir gaz fişeği nedeniyle çocuğum eve gelemedi. 269 gün hastanede kaldı. Çok şeye maruz da kaldım, tehditlerine, sürekli orada beni rahatsız etmelerine, kaç kere yoğun bakım önüne gelmelerine...
Bizi bayağı mağdur ettiler orada. 269 gün. Maalesef kurtaramadım çocuğumu, kaybettik. Biliyorsunuz yine medyada, bütün kamuoyunda, meydanlarda yuhalattırdı beni. Çünkü ben kabul etmedim. Evet, çocuğumu sen katlettin dedim yani. Çünkü emri sen verdin. Onun üzerine beni meydanlardan yuhalattırdı.
Bizi terörist ilan etti, çocuğumu resmen kendi trollerinin önüne öyle bir yem yapıp attı. Maalesef o süreçten bu yana anmalarımızda olsun, mahkemelerimizde olsun bütün şeyler tamamen bir küfür haline dönüştürüldü. Her tür hakarete, her türlü şeye maruz kalıyoruz. Fakat ben birçok kişiyi mahkemeye verdim.
Sosyal medya üzerinden yapılan hakaretleri mahkemeye verdim ama doğru düzgün bir sonuç bulamadım. En son yine bana bir celp kâğıdı gönderdiler, beni uzlaşmaya çağırıyorlar. Yani o kişilerle beni uzlaşmaya çağırdılar. Ben kesinlikle kabul etmedim.
Bunun arkası kesilmiyor hiçbir şekilde kesilmiyor. Sürekli bizim önümüze Karadeniz'de biliyorsunuz bir çocuk [Eren Bülbül], onu sürekli önümüze atıyorlar. Yasin de 15 yaşında[ydı], ben her zaman şunu söylerim: evet, o çocukta 15 yaşında, ben kesinlikle o çocuğa ne bir hakaret ediyorum ne başka bir şey. Ben hep o çocuğu anıyorum. Çünkü o da bir çocuk, adı üstünde çocuk. Hiçbir şekilde biz bir şey yapmadık ama maalesef sürekli biz hakaretlere maruz kalıyoruz.
Halen de uğraşıyoruz, mahkeme herhangi bir sonuç bulmadık [diyor]. Mahkemelerde gene polis tarafından resmen sürekli gözetim altındayız. Karşı tarafın avukatları benim üzerimde çok [baskı] yapmaya çalıştılar, mahkeme salonunda hâkimlerin karşısında, benim için, “bunun üstünde bir canlı bomba var, arayın” [diyorlar]. Bu şekilde yem [yapıp] insanların önüne atmaya çalıştılar. Ama ben onların hiçbir zaman yaptığı şeye gelmedim, oyunlarına gelmedim.
Orada gayet güzel bir şekilde, onlara karşılık vermeden, savunmamı yaptım. Maalesef halen de bizimle bir şekilde sürekli uğraşıyorlar. Diyorum, benim için terörist demeleri[ni] artık bunu mahkemeler düşünsün. Bu teröristler ifadeleri benim için hiçbir şey ifade etmiyor, teröristsem teröristim.
Fakat gerçekten o hakaretleri, en önemlisi dediğim gibi hakaretten çıkıp küfür haline gelmesi, o bizi çok zora sokuyor, çok üzüyor bizi. Söyleyeceklerim bu kadar, sorunuz varsa sorabilirsiniz fakat ben biraz erken ayrılmak zorundayım.
Sorular/Katkılar
Nesrin Uçarlar: Bir kaynağı paylaşmak istiyorum. Hafıza Merkezi tarafından hazırlanan, Gökçer Tahincioğlu'nun derlediği, İletişim’den çıkan "Kayıp Adalet"/Cezasızlık ve Korunan Failler. Bu kitapta Ali Duran Topuz'un bir makalesi var, Berkin Elvan'ın İki Dosyası ya da Kıyıcı Şiddetin Anatomisi isimli, Gülsüm Hanım zaten biliyordur. [Ali Duran Topuz] burada çok güzel bir şekilde incelemiş hem Berkin Elvan'ın öldürülmesi hem devam eden yargı sürecinde yaşananlar. Ve aslında burada bir cezasızlık sürecini bir öldürme hakkı olarak tarif ediyor Ali Duran Topuz.
Yani cezasızlık öyle bir hal alıyor ki aslında demin de koştuğumuz gibi öldürme hakkına dönüşmüş oluyor. Ama eğer soru yoksa, Gülsüm hanım belki siz daha sonrasında yani anmalarda, ya da mahkeme sürecinde... Bu süreç yani nasıl söyleyeyim, Ali Duran beyin de söylediği gibi yani buna başka anlamlar yüklendi mi?
Yani sizin için bu cinayet, tabii ki oğlunuzun kaybı ama yine de bunun başka anlamları oluştu mu? Ya da şunu da sorabilirim, bu süreçte aynı zamanda pek çok insan da bu anmalara katıldı, cenazesine ve daha sonraki anmalara... Bu bir tür kolektif dayanışma bir mücadele halini de aldı. Bu konuda da belki birkaç şey söylemek istersiniz.
Evet en çok da zaten hazmedemedikleri şey bu. İnsanlar hiçbir şekilde, toplum hiçbir şekilde bizim üstümüzden elini çekmedi, her zaman yanımızdaydı. Bizimle birlikte her zaman söyleşirlerdi. Katılanlara maalesef ki birçok insana ceza [verdiler], gazetecilere ceza [verdiler], toplananlara da ceza yazdılar, yani yoldan geçen herhangi bir kişiye...
Ben buna rastladım. Evet, gerçekten çok üzülüyorum bu konuda, bir yıl, bir buçuk yıl yatmış içeride, bir buçuk! Ama maalesef dediğim gibi, kendileri tamamen (mahkemelerde söyledim) ceza yağdırmadığın [vermediğin] zaman daha nice Berkin’ler öldürülüyor, ki oluyor. Ben orada artık hani öldüren kişiyi, emir veren kişiyi suçlamayı bıraktım. Artık savcı ve hâkimleri [suçlamaya] başladım: Çünkü eğer siz burada bir ceza vermiş olsaydınız bugün biz bunları yaşamayacaktık. Yani geçmişe dönüp baktığımızda da aynısı... Cezalar verilmiş olsaydı bugün bunlar olmayacaktı.
Ve halen de, dediğim gibi, benim her konuşmam, her mücadelem, her şeyde, yani dile getirdiğim isyanım, feryadım şu anda bana ceza olarak döndü. Yani kendilerine öyle bir hak buluyorlar ki, çocuğumu vuran katil, öldüren katil, emri verenler yargılanmazken, bir ceza almazken, ben 9 yıl 4 ay ile yargılanıyorum. Rahatsızlıktan dolayı Perşembe günü katılamadım, rapor aldım, biz katılamadık, fakat avukatlarımız katıldı, [dava] 21 Nisan’a ertelendi. Yani burada sanki ben yapmışım gibi, her tür mağdur[iyeti] ben yaşadım ama mağdur onlarmış gibi ben yargılanıyorum. (GE/Lİ/APK/KU)
* 22 Ocak 2022'de webinar olarak gerçekleşen “Yas, Hafıza ve Adalet" paneli kayıtlarını Leyla İşbilir yazıya döktü, Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi yayına hazır hale getirdi. Metindeki arabaşlıklamayı bianet yaptı. Manşet görseli ve metin görsellerini Korcan Uğur düzenledi. Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi'ne çalışmayı bianet'te yayımlama imkanı verdikleri için teşekkür ediyoruz. e-posta: [email protected]
Yas, Hafıza ve Politika/ Nesrin Uçarlar
İnsan hakları ölülerin haklarını da kapsamalı/ Murat Çelikkan
Bana hakaret edenlerle uzlaşmamı istediler/ Gülsüm Elvan
Kürt direnişinin ve hafızasının mekânı olarak mezarlıklar/ Derya Aydın
LGBTİ+ ölüm, cinayet ve cenazeleri üzerine yasın politikası/ Aslı Zengin