Kardeş Türküler ismiyle maruf BGST'nin solistlerinden Fehmiye Çelik'in başını çektiği Gayda İstanbul isimli çalışma, Balkanlar'ın sıcak ezgilerini İstanbul'a taşıyor. "Balkanlardan gelen hep soğuk hava olmaz a..."başlığıyla sunulan albüm sözlerini Fehmiye Çelik'in yazdığı Çiçekçi isimli şarkıyla başlıyor. Türkçe-Romanca "Yaşı Küçük", geleneksel Rumeli türküsü "Oğlan Oğlan", yine sözlerini Çelik'in yazdığı Türkçe-Romanca "Kâğıthane", Sırpça "Ajde Jano" ön planda olan şarkılar.
12 şarkının yer aldığı çalışmada Fehmiye Çelik'in söz yazarlığı da ilgi çekici: "Kâğıthane yollarında/Roman olduk, duman olduk/ Ne gören var, ne bilen var/Unutulduk, yalan olduk/İstanbul'un yolları dar/Fakirlerin halleri zor..."Ayhan Akkaya'nın bestelerinin de yer aldığı çalışma kimi zaman şenlikli kimi zaman hüzünlü Balkan coğrafyasının ezgilerini ustalıkla yorumluyor ama kendinden bir şeyler katmayı da unutmayarak. Çıktıkları yolları menzil eyleyen Çingenelere özgü bir sözde de dile geldiği gibi, "Yol, menzilin bir parçasıdır" diyen Gayda İstanbul, Balkanlardan İstanbul'a uzanan bu kültürel yolculukta gördüklerini, hissettiklerini, öğrendiklerini birileriyle paylaşabilmek adına yanına katıyor, "Şimdi birlikte yaşanmış ve yaşanacak olan yeni ve güzel şeyleri görme vaktidir!" diyerek...
Melezliğin peşinde Bajar
Yine Boğaziçi Gösteri Sanatları bünyesinde çalışmalarını yürüten Bajar (şar- şehr-şehir) projesi, Kürtlerin hayatlarındaki kültürel dönüşümün müzikal dilini Yaklaş (Nêz Be) albümü ile keşfetmeye çalışıyor. BGST'den Vedat Yıldırım'la beraber Ari Hergel, Burak Korucu, Cansun Küçüktürk, Erdem Göymen ve Ferhat Güneş gibi müzisyenlerden oluşan Bajar, özellikle güfteler üzerinden yeni tema arayışlarını zorlayarak, yeni gerçeklikleri melez formlarla ifade ediyor. Proje, Ortadoğu müzik geleneği ile dünyadaki folk-rock üsluplarını Kürtlerin müzikleri ile buluşturarak, 'nostalji'ye yol açabilen 'saf' üsluplar yerine, metropol hayatı içindeki aidiyet duygularına karşılık gelebilecek 'melez' üslupların peşinden gidiyor. Kürtçe güftelerin yanı sıra Türkiye'deki ortak yaşam kültürünün doğal bir sonucu olan Türkçe ve iki dilli (Kürtçe-Türkçe) çalışmalarla da projenin kültürel çoğulcu yönünü vurguluyor. Punk ve 'siyahî' müzikal geleneğe yaslanan protest üsluplara sahip çıkan çalışma, kültürel buluşmaların zayıflatıldığı günümüzde gettolaşma, kültürel hiyerarşinin neden olduğu ayrımcılık, yeni kültürel normların gündelik ilişkilerdeki izleri... gibi birçok canalıcı meseleyi dinleyicileriyle paylaşıyor. (UB/EK).