Türkiye’de yasama faaliyetinin gayesini artık tartışmaya bile gerek kalmadı gerçi. Yine de haberdar olmakta yarar var. Yeni bir yasa tasarısı daha çıktı. Tasarıyla Sağlık Bakanlığının “ilgili kuruluşu” olarak sağlık enstitüleri başkanlığı (TÜSEB) kurulması hedefleniyor. Bir de Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi.
İkisinin de merkezi İstanbul. Üniversiteye “tarihi atıf” olması için uygun görülen alan, Marmara Üniversitesi'nin kullanımındaki eski Tıbbiye binası olan Haydarpaşa Kampüsü.
Ama bu üniversite biraz farklı. Çünkü kendisine ait hastanesi olmayacak! Tasarıya göre “Üniversite sağlık hizmeti sunmak veya sağlık uygulama ve araştırma faaliyeti yürütmek amacıyla herhangi bir uygulama ve araştırma merkezi veya birimi açamaz”.
Uygulama eğitimi yapılmayan tıp fakültesi mi olur demeyin. O da çözülmüş; tasarıya göre Türkiye’deki tüm eğitim ve araştırma hastaneleriyle “birlikte kullanım” protokolleri yapılarak bu “faaliyetlerin” yerine getirilmesi kabul ediliyor.
Yani Türkiye’deki tüm eğitim araştırma hastaneleri bu “üniversitenin” hastanesi olacak. Bunun ayrıntılı tartışmasını akademiye ve hekimlere bırakıp devam edelim.
Peki “üniversiteyi” kim yönetecek? Doğal olarak Sağlık Bakanı!
Hatırlanacağı gibi “sağlık bilimleri üniversitesi” tasarıları daha önce de çokça tartışılmış hatta yapılan düzenleme Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilmişti. Gerekçesi ise tek bir bilim dalına hasredilerek kurulacak yapının üniversite tanımı ve dolayısıyla işlevi ile uyumlu olmayacağıydı.
Şimdi yapılmak istenen ise bambaşka. Türkiye’deki tüm tıp fakültelerine saldırıyla akademik hayatın, bilginin iktidarın tekeli ve yönetimine sokulması demek.
Tasarıya göre, kurulacak bu “üniversitenin” mütevelli heyeti Sağlık Bakanı, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, Rektör, Bakanın seçeceği bir üye ile Yükseköğretim Kurulu tarafından seçilen profesör unvanına sahip bir üyeden oluşuyor. Mütevelli heyeti başkanı ise Sağlık Bakanı.
Rektör seçimi ise şöyle olacak: Rektör adaylığına için gereken kriterleri Mütevelli Heyeti belirleyecek. Buna göre başvuruda bulunan profesörler arasından Mütevelli Heyeti altı tanesini seçecek. Yükseköğretim Kurulu bu altı aday arasından üçünü seçerek Cumhurbaşkanına sunulacak ve atama yapılacak.
Tasarının içindeki diğer yenilik olan Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı ayrı bir değerlendirme ve yazıyı hak ediyor.
Tasarı Perşembe günü TBMM Sağlık Komisyonu’nda görüşmeye başlanacak. Tasarı bu haliyle yasalaşırsa yaşanacak zorlukları ve karmaşayı öngörmek içinse kâhin olmaya gerek yok. (ÖE/HK)