Fotoğraf: 25 Kasım Feminist Gece Yürüyüşü, csgorselarsiv/Vedat Örüç
“Defalarca ölümden döndüm. Ben ve benim gibi birçok kadın var yaşamaya çalışan.
Kadına karşı şiddetin yükseldiği bugünlerde ben de yardım çığlımı ulaştırmak istiyorum sizlere…”
Çığlık, bir mektupla ulaştı bana. Tarih, Aralık 2017’diydi.
Mektubun sahibi ise Bakırköy Kadın Hapishanesi’ndeydi; Aylin Işık.
Aylin, kendisine sistematik olarak işkence eden, defalarca öldürme girişiminde bulunan kocasını, öldürmek zorunda kalan kadınlardan biri.
Yani öz savunma hakkını, meşruu müdafaa hakkını kullandı. Tıpkı Çilem Doğan, tıpkı Yasemin Çakal, tıpkı Hülya H. gibi.
Ve yine tıpkı Çilem, Yasemin ve Hülya gibi ille de cezalandırılmak isteniyor.
Aylin’in olay gecesi yaşadıklarına dair anlattıkları ve raporlar birbiri ile tutarlı olmasına rağmen mahkeme ona, 15 yıl hapis cezası verdi. Üstüne Yargıtay da bu cezayı onadı.
Aylin’in mektubunun tamamını buradan okumaya devam edebilirsiniz de.
Ben şimdi Aylin Işık davasındaki yeni bir gelişmeden söz etmek istiyorum.
Aylin’in avukatı Esin Yeşilırmak, Aylin’in mahkeme sürecindeki hak ihlalerine dikkat çekerek AYM’ye başvuru yaptı.
Avukat Yeşilırmak, Aylin’in davasında adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini bu nedenle de hak ihlali kararı verilmesini ve elbette yeniden yargılama yapılmasını talep etti.
AYM’nin vereceği karar Aylin gibi hayatta kalmak için erkek şiddetine karşı meşru müdafaa hakkını kullanan kadınlar için emsal karar olacak.
Mahkeme meşru müdafaayı gerekçesiz reddetti
Yeşilırmak, Aylin’in dava sürecini ve adalete erişim hakkının nasıl engellendiğini de şu sözlerle özetliyor:
“Aylin Işık karakol ifadesinden itibaren hep aynı şekilde beyanını verdi; eşinin Aylin'e silahı doğrulttuğunu ve onu öldüreceğini Aylin'i neresinden vuracağını seçmesini istediğini bu fiil devam ederken Aylin'in silahı ters çevirdiği sırada silahın ateş alması ile olayın meydana geldiğini belirtti.
“Dosyadan alınan tüm raporlar, olay yeri inceleme, balistik, atış mesafesi, atış artığı incelemesi ve otopsi raporları, Aylin'in beyanı ile bire bir örtüştü.
“Ancak buna rağmen yerel mahkeme olayın meşru müdafaa şeklinde gerçekleştiğini hiçbir gerekçe belirtmeden reddetti ve kararın gerekçesinde silahın maktul tarafından dolaptan alındığı, ateşlemeye hazır hale getirildiği ancak sonrasında maktulün silah ortada iken uyuduğu ve Aylin'in maktul uyurken haksız tahrik altında kasten öldürme fiilini işlediği şeklinde kabulle yazıldı.
“Kısaca yerel mahkeme olayda illiyet bağını kuramadan ve gelen uzmanlık raporlarına aykırı olarak karar verdi. Biz bu itirazları istinaf ve Yargıtay aşamasında dile getirdik ancak itirazlarımız reddedilerek karar onandı ve kesinleşti.
“Kesinleşme ile birlikte AYM ye bireysel başvuruda bulunduk silahların eşitliği ilkesi ile çekişmeli yargılama ilkesine aykırı olarak adil yargılanma hakkının ihlal edilmesi nedeni ile hak ihlali kararı verilmesi ve yeniden yargılama talepli olarak.
“AYM kararı çıkana kadar belki de Aylin'in cezasının infazı tamamlanacak bilmiyoruz ancak hem Aylin'in aklanma hakkı hem de diğer erkek şiddeti mağduru olup devlet tarafından korunmadığı için sanık olarak yargılanan tüm kadınlar için emsal bir karar verilmesi adına bu başvuruda bulunduk.”
Avukat Esin Yeşilırmak’ın “belki de Aylin'in cezasının infazı tamamlanacak” diye yaptığı başvuru, kim bilebilir belki de şu anda hapishanede olan benzer durumdaki kadınlar için özgürlüğün kapısını aralayacak.
Bilmiyoruz. Heyecanla bekliyoruz.
Umudum, bir erkeğin, Can Göktuğ B.’nin “Canım sıkıldı, daha savunmasız olduğunu düşündüğüm bir kadını öldürdüm” diyebildiği, bu “rahatlığı” hissedebildiği bir ülkede, yargının bu kez kadınlardan yana güçlü ve emsal karar vermesi!
Haydi AYM, Aylin, Çilem, Hülya için şimdi harekete geçme zamanı!
TIKLAYIN - "Devlet Beni Korusaydı Bu Dava Olmazdı"
TIKLAYIN - Kocasını Öldürmekten Yargılanıyor: Hapiste Olmasam Mezarda Olacaktım
TIKLAYIN - Aylin Işık: "Ayıp Diye Sustuğumuz İçin Kaybediyoruz"
(EMK)