Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiriyim. 12 Mart 1982 yılında Şırnak'ın Cizre ilçesinde doğdum.
İlk, orta ve lise öğrenimimi Diyarbakır'da tamamladım. 2006 yılında Dumlupınar Üniversitesi Organik Tarım bölümünü kazandım fakat özel durumumdan kaynaklı üniversiteyi bırakmak zorunda kaldım.
Şu an Açıköğretim Fakültesi Sosyoloji 1. Sınıf öğrencisiyim. Yaklaşık iki yıldır DİHA'da muhabirlik yapmaktayım.
Duyan duymayan şaşırdı
1 Ekim 2011 günü "KCK örgütüne üye" olduğum iddiasıyla Antep Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla Mersin'de gözaltına alındım ve aynı gün Antep'e getirildim.
Şırnak, Diyarbakır, Mardin, Van, Antep ve Mersin'de çalıştım.
Seçim sürecinde Antep'te bulundum. Duyan, duymayan herkes çok şaşırmıştı tutuklanmama aslında başta ben de şaşkınlık içerisindeydim klasik olacak ama "Burası Türkiye" demiştim şaşıran arkadaşlara.
Türkiye'deki politikalar anlık değişebiliyor. Savcılığın şahsıma yönelttiği sorular tamamıyla bir hayal ürünü, Polislerin yazdığı bir senaryo beni de bir oyuncu olarak seçmek istediler. Kötü bir senaryo yazdıklarının farkındalar onun için ben de oyunumu oynayamayacağım.
Komik sorular
Savcı bana beş ya da altı soru sormuştu. Sorduğu sorular o kadar komikti ki, savcılıkta tutamadım kendimi güldüm.
Birkaç tanesini sizinle paylaşayım.
İlkin neden taş attığımı sordu, sonra neden slogan attığımı, ondan sonra neden puşi taktığımı sordu.
Aslında ne söyleyeceğimi şaşırmıştım her ne kadar ben gazeteciyim neden böyle bir şey yapayım, madem yaptığımı iddia ediyorsanız foto, görüntü gösterin ama o da yok. "Parmak izin var mı?" desem de karar çoktan verilmişti üst mercilerden.
Tutuklanmam için çok uğraştılar ve becerdiler. Bunun Türkiye'ye ne gibi faydası olacak söyler misiniz?
Hakkaniyet duygusu yoksa
Hakkaniyet duygusunun olmadığı yerde hukuksuzluk ve diktatörlük olur.
Ahlak ve vicdan ilkelerinden uzak bir zihniyetle karşı karşıyayız.
Bu kadar kinci, intikamcı bir duygu başka bir yerde var mı?
Aslında önceki gün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargıcı da ifade etmişti. İfade ve basın özgürlüğü konusunda en fazla hak ihlali verilen ülkenin Türkiye olması bir çok şeyi kanıtlamaya yetiyor galiba.
Kameram ve fotoğraf makinem
Kürt muhalif basına karşı 90'lı yıllardan beri faşizan bir uygulama var ama Türkiye tarihinde bir ilk daha yaşandı 25 özgür basın emekçisi aynı gün tutuklandı yargının siyasallaştırıldığı dönemi yaşıyoruz.
"Silahlı örgüte" üye olduğum iddia ediliyor, benim en büyük silahım, kameram ve fotoğraf makinem bunu da suç sayacaklarsa varsın saysınlar.
Bu arada ağabeyim de DİHA'nın Cizre Muhabiri adı Vedat Yıldız kısaca onun yaşadıklarını da sizinle paylaşmak istiyorum.
Beş yıldır DİHA'da çalışıyor ağabeyim. 2008'de o zamanki Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) İdil ilçe binası önünde PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın cezaevi koşullarıyla ilgili yapılan açıklamasına muhabir olarak gidiyor.
Çevik kuvvet ve polisin müdahale ettiği eylemde ağabeyim ağır bir şekilde dayak yiyor. O gün gözaltına alınıp "Örgüt Üyeliği", "Gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefet" ve "Örgüt propagandası" iddialarıyla dava açılan 26 kişiden biri de o.
Basın kartını mahkemeye sunmasına rağmen anlatamıyor, 7 yıl 11 ay hapis cezası alıyor. Dosya şu an Yargıtay'da.
Bu arada suç duyurusunda bulundukları üç polis beraat etmiş. Komik olacak ama vücudundaki morluklar, gözaltına alınırken kendileri zorluk çıkardıkları için "kucaklandıkları" sırada meydana gelmiş ne kadar komik değil mi?
Cezaevinde amaç Özgüveni yıkmak
Cezaevi olgusunu anlamak insan doğasına ve toplumsal yaşamın tersi, karşıtı temelinde geliştirilen bu kuruma anlam verme ve doğru temelde ele almak, özgürlük iddiasında bulunanlar için hayati temeldedir.
Özellikle özgüveni yıkma temelinde oluşturulan cezaevlerinin bu amacı ters yüz etmek ve karşı hamle geliştirmek çok önemlidir.
Bunun yolu da her şeyden önce özgür kişiliğin kendini ve çevresini eğiten kişilik olduğunu ve bunun büyük bir mücadele olduğunu anlamaktan geçer.
Bu temelde yaklaşılırsa özgürlüğü mekanlara göre değerlendiren anlayışları da aşacağımıza inanıyorum.
Üç aydır iddianame yok
Üç buçuk ay oldu cezaevinde, daha mahkemeye çıkmadım, herhalde iki ay sonra ancak iddianame hazırlanır.
Şu an bir sıkıntı yaşamıyorum bol bol okuyorum.
11 kişiyiz koğuşta. Arkadaşları da seçim sürecinden tanıyorum. Kısaca sizin gibi duyarlı insanlar ve yoldaşlar olduğu sürece moral ve motivasyonumuz her zaman çok iyi olacak. (AY/BA)
* Gaziantep H Tipi Kapalı cezaevi