“Tenimin siyahının dermanı yok” diyor bir şiirinde klasik Arap şiirinin önemli isimlerinden Antera bin Şeddad.
6. Yüzyılda Arap yarımadasında yaşamış bir şair olarak biliniyor Antera. “Arap edebiyat tarihinin altın çağı olarak” nitelendirilen dönemde “Muallaka Şairi” temsilcilerinden. Onun yanı sıra İmruul’Kay, Taraf bin Abd, Zuheyr bin Ebi Sulma, Lebid bin Rebia, el-Harris bin Hillize, Abid bin el-Ebras, Nabigat’uz Zubyani, el-A’şa el-Ekber bu dönemin en önemli isimlerinden.
İslamiyet öncesi dönemden günümüze kadar pek çok değişik ve önemli temsilciyle yoluna devam etmiş olan şiirin, Arap toplumu açısından önemini belirtmek için “Şiir, Arapların divanıdır” demiş 6. yüzyılda yaşamış olan İbn Abbas. Başka bir deyişle şiir Arap toplumunun “kültür hazinesidir” denir.
İlk dönemlerinden modern dönemlere gelinceye kadar Arap toplumunun şiirle olan ilişkisine bakıldığında, bu sözlerin neye veya nereye tekabül ettiği anlaşılır. Araplar, hayatlarının neredeyse bütün anlarını, sosyal ve kültürel durumlarını şiirle nitelendirmiş, şiirle anlatmışlar.
İslamiyet öncesi dönemde, Arap toplumunda, her “ürünün” olduğu gibi şiirin de bir pazarı vardı. Şiir yarışmalarının düzenlendiği bir dönemdir bu dönem. Bu pazarlarda şairler toplanır ve şiirlerini okur, en güzel seçilen şiir Kabe’nin duvarına asılır ve sergilenirmiş. Aynı şiirler dönemin koşullarına göre ciltlenir ve saklanırmış. O ciltler sayesinde pek çok şiir ulaşmış günümüze kadar. Eski dönem şiirinin özellikleri yine aynı ciltler sayesinde bilinmekte.
Farabi, İbni Sina, İbni Rüşd gibi Arap düşünürler, şiir ile ahlakî amaç arasında bir bağ kurarlar. Aynı isimlerin şiir ile şiirin yarattığı etki konusunda da epey değerlendirmeleri bulunuyor. Bunlardan bazıları şiirin etkisini “sihre” benzetir. Arapların oldukça becerikli oldukları bir türdür şiir. Bu değerlendirmeler Arap toplumunun şiir ile olan bağlantısından doğmuştur.
İslamiyet öncesi dönem sonrasında, İslami dönem, Endülüsi, Fatimi ve Modern dönem olarak bir gelişim seyri izliyor Arap Şiiri.
Günümüzde Nizar Kabbani, Mahmud Derviş, Adonis gibi isimler temsilciliğini yapıyor bu şiirlerin.
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan “Çağdaş Arap Şiiri Antolojisi” günümüz Arap şiirinin bu ve pek çok temsilcisinin şiirlerine aynı anda ulaşma imkanı sunuyor.
Kitap, uzun yıllardır Arap şiiri ile ilgili çeviriler yapan, bu alanda çalışma yürüten Metin Fındıkçı’nın Arapçadan Türkçeye çevirdiği şiirlerden oluşuyor.
Fındıkçı’nın kendi şiirlerinin dışında bir de “Çağdaş Arap Kadın Şairler Antolojisi”, Ahmet Şahavi, Hulud El Mualla gibi Arap Şairlerinin şiirlerinin çevirileri de şimdiye kadar kitap olarak yayınlanmış.
“Çağdaş Arap Şiiri Antolojisi”, Türkiye’de bugüne kadar Arap şiiriyle ilgili hazırlanmış en kapsamlı antoloji.
19 Arap ülkesinden 82 şairin şiirleri derlenerek hazırlanmış.
Adonis, Mahmud Derviş, Nizar Kabbani, Fetva Tukan, Abdullatif El Laabi, Muhammed Benis gibi, isimleri dünyada da duyulmuş şairlerin yanı sıra, genç kuşak şairlerden Abdelmenum Ramadan, Hasan Nemci, Abbas Baydun ve Amcat Nasır gibi erkek şairlerin şiirleri derlemede yer buluyor. Yine Nazik El Melaike, Ayşe Basri, Zabi Hamis, Emel Musa gibi kadın şairlerin şiirleri de…
Fındıkçı önsözde kitaba aldığı şairlerle ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Başta Sudan, Irak, Lübnan ve Filistin olmak üzere, bu ülkelerin şairleri geçmişlerindeki yakın tarihlerinde; emperyalist müdahalelerden, iç savaşlardan ve mezhep çatışmalarından fazlasıyla etkilenmiş şairlerin özgürlük için muhalif duruşları dikkate alarak Antolojide olabildiğince yer vermeye çalıştım.
Bir başka benim için önemli nokta ise, bazı ülkelerin bazı şairlerini, (hem kendi ülkelerinde hem de Arap şiirinde yazdıklarıyla devrim yapan) daha yakından tanımamız için fazlaca yer verdim. Bu şairler: Iraklı Nazik el Melaike, Bülent Haydari, Suriyeli Nizar Kabbani, Lübnanlı Adonis, Filistinli Mahmud Derviş, Fetva Tukan, Mısırlı Salah Abdulsabur ve genç şairlerden Abdulmanum Ramadan, Faslı Muhammed Bennis, Ürdünlü Amcat Nasır…”
"Ne kadar para o kadar edebiyat" anlayışına karşı bir yayınevi
Metin Fındıkçı’nın hazırladığı “Çağdaş Arap Şiiri Antolojisi” Kaos Çocuk Parkı Yayınları tarafından basıldı.
Yayınevi, Kaos Çocuk Parkı Kolektifi tarafından kuruldu. Kolektifin geçmişi 2008 yılına kadar uzanıyor. Lokman Kurucu’nun öncülüğünde Ormanşehir Sanat Edebiyat Kolektifi olarak edebiyat dünyasında çalışmalarını devam ettiren bir grup yazar ve şair, iki yıl sonra kolektifin ismini Kaos Çocuk Parkı olarak değiştirdi. Bir dergi ile yola çıkan kolektif, bu süre zarfında onlarca fanzin kitap yayınladı. Pınar Selek, Sırrı Süreyya Onder, Cezmi Ersöz, Altay Öktem gibi bir çok isim var, fanzin kitapları yayınlananlar arasında.
Yayın dünyasının, kağıt fiyatlarının artması sonrasında kitap fiyatlarına zam yaptığı bir dönemde, “ne kadar para o kadar edebiyat” anlayışını kökten değiştirme iddiasıyla Haziran 2018 tarihinde bir adım attı Kaos Çocuk Parkı Kolektifi.
Kolektif, “şair ve yazarlardan basım ücreti almayacak ve üstelik kitabı basılan her yazara telif verecek. Böylelikle şimdiye kadar şair ve yazarların kitap basma hayalleri üzerinden şiir-edebiyat ortamında palazlanmış, kendilerince küçük iktidarlar kurmuş, bu iktidarlarına dayanarak, kendilerini şiirin ve edebiyatın ‘ne’liğine karar verme mertebesinde gören birçok yayınevinin artık hükmü kalmayacak” diyerek birkaç kitap yayınladı. Bunlardan biri de Metin Fındıkçı’nın söz konusu antolojisi.
Son olarak; Arapçanın ve bunun sonucunda Arapça yazılmış herhangi bir metnin, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarından bu yana “yobazlığın”, “geri kalmışlığın” nişanesi olarak yansıtıldığı ve kabul edildiği, Suriye savaşından dolayı evlerini barklarını terk ederek Türkiye’ye geçmek zorunda kalan ve sayıları milyonları bulan Suriyeli mülteciler üzerinden, topyekün bir topluma “ırkçılığın”, “nefretin” salya sümük akıtıldığı günümüz Türkiyesinde, Nizar Kabbani, Mahmud Derviş, Adonis, Ayşe Basri, Zabi Hamis gibi isimlerin Türkiye’deki entelektuel çevrede yankı bulup bulmayacağını merak etmemek mümkün değil.
Metin Fındıkçı kimdir?Şair, yazar, çevirmen. 1961 Mardin doğumlu. Sekiz kardeşin beşincisi olan Metin Fındıkçı; Sakarya İlkokulu ve Cumhuriyet Lisesinde orta öğrenimini tamamladıktan sonra, 15 yaşında iken babasının çocuklarım okusun düşüncesi ile ailesiyle birlikte Mardin’den Ankara’ya göç etti. 1989’da SSK’nın yazlık tesislerinde memur olarak göreve başladı. Kedisi, tesis müdürünün emriyle, bahçıvana öldürtülene dek memurluk görevini sürdürdü. Bu olayla 1994’da hiç sevemediği memurluk görevinden ayrıldı. 1994-98 yıllarında bir ihracat firmasında tercüman olarak çalıştı. Şiire 1980’den sonra başladı. Daha çok Ortadoğu’nun çeşitli ülkelerinden, özellikle de Arapçadan yaptığı çevirileriyle tanındı. Şiir ve çevirilerini; Adam Sanat, Cumhuriyet Kitap, Rüzgar, Şiir-lik, Yarın, Uç, Yazılı Günler, Yeni Biçem ve Kitap-lık gibi bir çok dergide yayımladı. |
(MD-FD/HK)