Bu durumun en bilinen örneği, 12 Eylül düzeninin generallerine tanınmış olan yargı muafiyetidir. Bilindiği gibi, 12 Eylül paşaları ve bu paşalar tarafından atanmış olan Danışma Meclisi üyeleri hakkında Anayasa'nın Geçici 15. maddesi gereği yargılanma muafiyeti getirilmişti. Bu düzenleme halen de geçerliliğini utanmazca korumaktadır.
Aynı aymazlık bugünlerde güya AB kriterlerini yakalamak için yine gündeme gelecek.
Hükümet adına açıklama yapan Adalet Bakanı'nın gazetelere yansıyan beyanları özetle şöyle:
"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) ihlal kararları yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak sayılacak. Bu nedenle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) ve Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu'nda (CMUK) uygun düzenlemeler yapılacak. Ancak bu değişiklikler yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren 1 yıl sonra uygulanacak. Dolayısıyla Abdullah Öcalan hakkında AİHM tarafından verilecek olası bir ihlal kararı yargılamanın yenilenmesi sebebi sayılmayacak."
1- Hiçbir uygar hukuk düzeninde bir kişi yararlanmasın diye yasa çıkarılamaz.
2- Usul kuralları derhal yürürlüğe girer. Hele bu yasa sanık lehine ise mutlaka geçmişe yürürlü olarak uygulanır .
Vergiler tazminata giderken
Bugün cezaevlerinde hükümlü olarak tutulan birçok insan hakkında AİHM adil olmayan yargılama (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi , Madde 6) nedeniyle ihlal kararları vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ise bunun karşılığı olarak hepimizin ödediği vergilerden tazminat ödemiştir. Oysa bu gibi durumlarda yapılması gereken tazminat ödemek değil, AİHM'nin belirlediği ihlal konularının gözönüne alınmasıyla yargılamaların yenilenmesidir.
Bu yenileme sonucunda mahkemeler mutlaka beraat kararı vermek zorunda değildir. İhlal noktaları gözönüne alınarak yapılan yargılama sonunda mahkemeler mahkumiyet kararları da, beraat kararları da verebilir.
Asker yargıç heyetten çıkarıldı
Kaldı ki, Abdullah Öcalan hakkında verilecek olası bir ihlal kararı Abdullah Öcalan'ın yeniden yargılanmasını gerektirmeyebilir. Çünkü yargılama aşamalarında ne Abdullah Öcalan ne de avukatları yargılama işlemlerine karşı herhangi bir itirazda bulunmuşlardı. Asker yargıç hükme katılmamış, yargılama aşamasında yapılan bir Anayasa değişikliğiyle mahkeme heyetinde bulunan asker yargıç heyetten çıkarılmış, onun yerini sivil yargıç almıştı.
Eğer konuya ilişkin yasal düzenleme, Bakan'ın dediği gibi çıkarsa, sırf bu nedenle yeniden AİHM'ne gidilebilir ve ülkemizin olumsuz siciline başka olumsuzluklar da eklenebilir.
Apo'ya endeksli hukuk
Yapılması gereken bellidir: Yargılamanın iadesi koşullarını belirleyen CMUK 327. ve HUMK 445. maddelere birer fıkra eklenmesiyle, AİHM'nin vermiş olduğu ihlal karar ve tespitleri yargılamanın yenilenmesi nedeni sayılmalıdır.
Aksi takdirde hukukumuz birçok konuda olduğu gibi bu konuda da Apo'ya endeksli kılınacaktır.
Böyle bir durumun hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı açıktır. Bir hukuk ayıbı sayfasını daha açmak kimseye yarar getirmez. (NH/BB)