7 Haziran pazar günü yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Avrupa Ekoloji'nin başarısı büyük bir sürpriz oldu. Sosyalist Parti ve Modem'in büyük bir kayba uğradığı seçimlerde çevreciler ilk kez politik bir güç olarak ortaya çıkarak siyasi yelpazeyi altüst ettiler. Ülke düzeyinde Sarkozy'nin partisi UMP'nin ve Sosyalist Parti'nin ardından üçüncü olan çevreciler, Paris ve çevresinde Sosyalist Parti'nin de önüne geçerek ikinci sıraya yerleştiler.
Secimlerin diğer galibi ise Sarkozy'nin partisi UMP oldu. UMP, 30 yıldır ilk kez, iktidarda olmasına rağmen avrupa seçimlerini kazanan parti oldu. Ama seçime katılanların oranının çok düşük olması bu zaferi gölgeliyor. Ayrıca Avrupa Parlamentosu seçimleri tek turlu bir seçim. Gelecek yıl yapılacak bölge seçimlerinin iki turlu olması bir çok şeyi değiştirebilir. UMP'nin ikinci tur için yedek oy deposu yok. Bu nedenle UMP'nin seçim kampanyası koordinatörü "çevre sorunları sadece ekolojistlerin değil bizim de işimiz" sözleriyle çevre sorunlarına duyarlı tabana gözü kırpmaya başlarken, Cumhurbaşkanı Sarkozy de, Fransa'nın nükleerde olduğu gibi "yenilenebilir enerji" konusunda da Avrupa'nın bir numarası olacağını açıkladı.
Seçimlerde soldan sağa oyların dağılımı şöyle :
Parti Aldığı oy oranı % Milletvekili sayısı
İşçi gücü (LO) 01,20 -
Yeni Antikapitalist Parti (NPA) 04,88 -
Sol Cephe 06,05 4
Parti Sosyalist (PS) 16,48 14
Avrupa Ekoloji (EE) 16,28 14
Bağımsız Ekolojist İttifak (AET) 03,63 -
Merkez Parti (Modem) 08,45 6
Iktidar partisi (UMP) 27,87 29
Libertas (ulusalcı sağcılar) 04,80 1
Ulusal Cephe (FN) 06,34 3
Okyanüs ötesi liste 00,42 1
Toplam seçmen 44 milyon 282 bin. Oy kullananların sayısı 18 milyon. Oy kullananların oranı % 40,65.
Cohn-Bendit'in iddiaları tuttu ama...
"Seçimlerden önce dört konuda iddialı konuşmuştum : Yüzde 10'dan fazla oy alacağımızı, oyumuzun Alman yeşillerinden fazla olacağını, merkezcilerin (Modem) önüne geçeceğimizi ve Paris ve çevresinde Sosyalistleri geride bırakacağımızı söylemiştim. Hepsini gerçekleştirdik."
Daniel Cohn Bendit seçim sonrası duygularını böyle açıklıyordu. Kampanyasını Avrupa ekseninde sürdüren ve bir toplum projesine dayandıran Avrupa Ekoloji'nin liste başı merkez solu cezbetmesini bildi. Krizin çözümünün ulusal değil Avrupa düzeyinde olduğunun üzerine vurgu yaparak ne anti-Sarkozy söylemine ne de talepler politikasına takılıp kaldı. Sosyal hareketliliğin yoğunlaştığı bir dönemde, seçim kampanyasının, "kalıcı büyüme", çevre sorunları üzerine yoğunlaştırılmasının yankı bulmayacağı uyarılarına taviz vermedi. Bir liderden çok bir katalizör olarak işlev gördü. José Bové ile özgürlükçü bir çizgiyi tutturdu, Hukukçu Eva Joly ile daha demokratik bir Avrupa'nın gerekliğini vurguladı. Eva Joly vergi cennetlerine saldırırken, José Bové çevreye yapılacak yatırımların "kalıcı büyüme" yaratacağından, yerel yeni iş olanaklarından söz ediyordu. Avrupa Anayasasından söz ediyorlardı.
Ekolojistler şimdi ne yapacaklar? Daniel-Cohn Bendit parti insanı değil. Şimdiye kadar hiçbir yerde kendine özgü bir ekibi olmamış. Ve 64 yaşında. 2012 yılında yapılacak Cuhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmayacağını da açıkladı. Ekolojistleri iki önemli tehlike bekliyor : Daniel-Cohn Bendit'in katalizörlüğünde oluşan birliğin dağılması ve geriye giderek küçülmesi. "Soğuk kanlılıkla ve candan davranarak birliği korumayı başaracağız" diyerer umutlu konuşuyor eski kızıl yeni yeşil lider. Yeşillerin sözcüsü ise "bu başarı hepimize alçak gönüllü olmayı öğretti" diyor. İlk sınav gelecek yıl yapılacak bölge seçimlerinde.
Solun solunda Sol Cephe'nin buruk sevinci
Komünist Parti, Sol Parti ve Birlikten yana solun (Yeni Antikapitalist Parti'den ayrılan bir grup Troçkist) oluşturduğu Sol Cephe yüzde 1,1'lik bir farkla Yeni Antikapitalist Parti'nin önünde bitirdi seçimleri. Ama Avrupa Anayasası referandumdadan dört yıl sonra soldaki hayır oylarını toparlamayı başaramadı. Sosyalist Parti'nin içinde bulunduğu güç durumdan da yararlanamadı. Cephenin aldığı oyların toplamı (% 6,05), 2004 seçimlerinde Komünist partisi listesinin tek başına aldığı oylardan (% 5,9) biraz fazla.
Nereden baktığınıza bağlı, bardağın yarısı dolu veya yarısı boş hesabı. Sol Parti'nin başkanı Jean-Luc Melanchon bu başarısızlığın nedenlerini şöyle açıkladı. Birinci sorumlu oy kullanmayanlar. Seçmenler bu Avrupa'yı istemedikleri için oy kullanmaya gitmediler. İkinci sorumlu ise sosyalistler; solda bir boşluk yarattılar. Son olarak da, birlik çağrılarını reddeden Yeni Antikapitalist Parti; Yeni Antikapitalist Parti'nin stratejisi solda yeni bir dinamiğin oluşmasını engelledi.
Yeni Antikapitalist Parti ise sonuçları başarısızlık olarak görmüyor, "sadece beklediğimiz kadar iyi değil" diye açıklıyor durumu. Teselliyi İşçi Güçü'nün (LO) çok önünde olmakta buluyorlar.
Solun yeniden yapılanması
Sosyalist Parti, başarı beklentisi içinde değildi ama böylesine bir yenilgiyi de beklemiyordu. Bu hezimetin ardından partinin yeniden yapılanması sözkonusu. Ama nasıl ve hangi bazda? Sol aritmatik olarak çoğunlukta. Yüzde 38'e karşı yüzde 28. Ama bu çoğunluğu politik çoğunluğa dönüştürme başarısını gösteremiyor.
Sosyal demokrasi nasıl bir Avrupa toplumu istiyoruz sorusuna yanıt veremiyor. Sağın yanıtı var. Yarı sosyal, yarı pazar ekonomisi ile yoğrulmuş bir toplum. Yeşillerin de var. Ekolojik olarak dönüştürülmüş bir toplum. Sosyalistlerin veya sosyal demokratların net ve inandırıcı bir yanıtları yok. Daha da sola mı gitmek gerekiyor? Solun solunun aldığı sonuç ortada, başarının anahtarı gibi görünmüyor. Ayrıca bu durumda Daniel-Cohn Bendit'i nereye koyacağız. Avrupa ekoloji'nin başarısı sağı ve solu tanımlayan kriterlerin değiştiğini göstermiyor mu?
Partilerin seçim ittifakı yapması ne kadar gerçekçi? Partilerin ortak aday veya adaylar etrafında seçim ittifakı yapmaları yeterli olacak mı? Partiler bir araya gelse bile seçmen bir araya gelecek mi? Seçmenlerinin onları izleyeceğinin garantisi var mı? Yenilginin ardından bütün bunlar yeniden tartışılmaya başlandı.(SŞ/EÜ)