"İsrail hükümeti bir dokunulmazlık kaidesi üzerine yerleştirilmiştir ve onu eleştirmek derhal antisemitizm olarak yaftalanmaktadır."
-Başpiskopos Desmond Tutu [1]
2004'te antisemitizmin tehlike olmaktan çıktığını iddia eden Ümit Kıvanç, "Yahudi düşmanı ilan edilmeden İsrail ile mücadele edilemez mi? Zira bu tartışma [...] demokrat, solcu insanlar arasında yapılıyor. Antisemit olmayı ya da ilan edilmeyi sorun sayan bu insanlar [...] İsrail'in uygulamaları[nı] eleştiriye yeltendikleri anda karşılarına dikilen antisemitizm [... levhalarından muzdaripler." diyordu. [2] Ömer Lütfi Mete Kıvanç'a katılırken, Davut Şahin ise antisemitizmin İslam karşılığını amaçladığını iddia ediyordu:
"Siyonizm'in önünü her zaman [...] bu söylemle açarlar. Türkiye'de antisemitizm olduğuna inanmıyorum." [3]
"Ne İslam tarihinde, ne de Türkiye'de antisemitizm yoktur. [...] Medya Türkiye'de Yahudi düşmanlığı olduğunu söylerken, İslam karşıtı tavrın bir parçası olarak ifade ediyor bunu. [...] Türkiye Müslüman bir ülke ve bu insanların inançları antisemitizme izin vermez. Çünkü bu mukaddes din, ırktan, kavimden yola çıkarak bir övgüyü yahut yergiyi kabul etmez." [4]
Aykırı söylem toplumun bir kısmını veya tamamını kızdırabilir. Ancak ne Kürtlerin maruz kaldıkları insanlık suçlarını ne de vesayet rejimini eleştirmek insanı vatan haini yapar. Keza, Ergenekon davasındaki hukuk ihlallerini eleştirmek insanı darbe yanlısı kılmaz (bu konuda Mustafa Erdoğan'ın yazısını [5] öneririm); Gazze vahşetini eleştirmek antisemit yapmaz. Tersi iddialar, hoşa gitmeyen aykırı sesleri susturmayı amaçlar. Ancak, İsrail eleştirilerinin giderek Yahudi nefretine dönüştüğünü; Nuray Mert ve Oral Çalışlar gibi bundan rahatsız olanların "Yahudi / Dönme" olarak yaftalandığını görmemek de hata olur:
"Filistin'in [durumu] insanı isyan ettiriyor, ama isyanın da ahlakı, edebi olmalı, yoksa neye isyan ediyoruz? İsrail'in [...] yaptıklarına karşı çıkmak için [...] çareyi soykırımı reddetmekte, Hitler'e haklılık çıkarmakta görmek kadar zavallı ve insanlık dışı bir tavır olabilir mi? [...] Bunları söyleyen birinin İsrail'e gizli destek vermekle itham edileceğini, dahası soyunda sopunda Yahudilik aranacağını tahmin edebiliyorum. Daha önce de [...] bu konularda 'aykırı' sayılan görüşlerimden dolayı, hakkımda tuhaf söylentiler çıktı. Okuduğum liseyi, adımı kurcalayıp sonuçlara varanlar oldu." [6]
"İslamcı cephede çok yaygın olan [...] ve her türlü kötülüğün Yahudilerden geldiğini varsayan ilkel anlayış [...] Eygi'nin ağzından dile getiriliyordu. Ben de [...] tepki gösteren bir yazı kaleme almıştım. Yalçın Küçük, bu yazıdan yola çıkarak benim "Sebatayist" olduğumu öne sürmüştü." [7]
İsrail eleştirisi ile farkını netleştirebilmek için, ABtanımındaki [8] antisemitizmin İsrail üzerinden dışavurum yollarına değinmek yararlı olabilir:
İsrail Devletinin varolma hakkını reddetmek: Bu konuda, Rıfat N. Bali şöyle demektedir: "İsrail uluslararası anlaşmalarla kurulmuş, meşru bir devlet. Politikalarıyla mutabık olmayabilirsiniz, en ağır şekilde eleştirebilirsiniz. Ama "İsrail devleti yok olsun," derseniz, antisemit olursunuz. [...] Bir anarşistin bütün devletlere karşı olduğu için İsrail devletine karşı olması başka, ama sadece İsrail'e karşı olmak çok daha başka, antisemitizm orada başlıyor." [9] Vakit'in, "İsrail'i Kahret Ya Rab" [10] manşeti ile, Ayhan Demir'in Millî Gazete'deki yazısı, İsrail'in ilahi veya askeri yoldan imhasını savunmaktaydı:
"İlk şey [...] bu gecekondunun en kısa zamanda yeryüzünden kaldırılmasıdır. İşgalcileri, kanlı şarlatanlıkları ile birlikte tarihin çöplüğüne göndermek, insanlık adına gerçekleştirilecek en soylu eylemlerdir. [...]Türk ordusu Kudüs'e..." [11]
İsraillileri karakterize etmek için antisemit imgelerini kullanmak: Örneğin, Cevad Rıfat Atilhan ve Abdurrahim Karakoç 50 yıl arayla "kan iftirası" atmaktadır:
"Bütün Yahudi ruhlarını kuvvetle sarsıp heyecana getiren şey derin bir kin, hamursuzlara insan kanı koyacak kadar tabiilikten kaçmış vahşi ve menfur bir kin, Yahudi olmayan her şeye karşı düşmanlık hissidir." [12]
"Yahudilerin Hanuka-manuka, Tuzsuz Peynir bayramları ile insan kanından imal edilmiş çörek bayramı da sizin olsun... [...]Hadi s...n oradan ukala satılmışlar..." [13]
İsrail ve Naziler arasında kıyaslama yapmak: BirGün, solun antisemitizme bağışık olmadığını "İsrail Nazi Ruhuna Esir." [14] başlığıyla kanıtladı. Ahmet Kekeç'in Star'daki ve Haşmet Babaoğlu'nun Sabah'taki yazıları da bu tür antisemitizme örnekti:
"İsrail'in, "Auschwitz" ayıbını işleyenlerden ne farkı var?[...] İsrail devleti, bu 'Nazi alışkanlığı'nı, [...] işgalci bulunduğu topraklarda [...] uyguluyor." [15]
"Gazze büyük bir temerküz kampı. [...] Schindler'in Listesi'nde Nazi zulmünden kurtarılan Polonyalı Yahudiler vardı... Şimdi [...] kurtarılacak Gazzeli çocuklar için bir liste düzenleniyor mu ..." [16]
Yaşanan vahşetin insanlık suçu boyutu olsa da, Gazze ile Auschwitz-Birkenau arasında fark vardır: "Son Çözüm" denilen plan dahilinde, 1942-44 arasında bütün Avrupa'dan 200,000'i çocuk 1,000,000 kişi, bu kampta sırf Yahudi oldukları için sistemli biçimde imha edildi. Öfke ve isyan duygusuyla Sincan'dan Gazze'ye bütün katliamlar soykırım olarak nitelenirse, Ermenilerin (1915), Yahudi ve Çingenelerin (1941-1945), Kamboçyalıların (1975-1979) ve Tutsilerin (1994) kırımları sıradanlaştırılmış, maksatlılıkları gizlenmiş ve inandırıcılıkları aşındırılmış olur. Tarihinde soykırım olan bir toplumda bu yolla yaratılan duyarsızlaştırma, yeni soykırımlara zemin hazırlar.
Bir başka örnek, Cihan Aktaş'ın Taraf''takiGazze "soykırımı" ile Nazi "katliamı"nı -ki Nazi soykırımı demekten kaçınmak da revizyonist bir davranıştır- kıyaslayan, Nazilerin sadece suçlu Yahudileri ve onlara yataklık edenleri öldürdükleri ima eden yazısıdır:
"Başka türlü bir savaş sürüyor Gazze'de, başka türlü bir soykırım. Nazi katliamı, tek tek belirlenmiş isimlerin, ihbarlar üzerinden yakalanan Yahudilerin ya da Yahudilere yardımcı olmuş kişilerin kamplarda bir araya getirilmesiyle gerçekleştirilmişti. Abluka altına alınmış bulunan Gazze'de ise suçlu-suçsuz diye bir ayırım yok. [...] Herkes suçlu ya da potansiyel suçlu." [17]
Bütün Yahudileri İsrail'in eylemlerinden sorumlu tutmak: Dökme Kurşun Harekatı gibi öfke yaratan bir saldırı sonrası genelleme yapmak, olayla ilgisi olmayan Yahudileri de riske atar. Toktamış Ateş'in Bugün'deki yazısı buna örnektir:
"Tarihteki ilk ve en ırkçı kavim [...] dünya finans kapitalini de arkasına alınca, her şeyi "hak olarak" görüyor." [18]
Provokasyon üzerine 5-6 Eylül'ün yaşandığı; İsrail'e misilleme olarak sinagogların defaten saldırılara maruz kaldığı bir ülkede, İsrail'i eleştirirken Şakir Süter ve Abdullah Kılıç misali Türkiyeli Yahudileri işin içine katmanın, onları hedef göstermek olduğu aşikardır:
"Musevi kökenli Türk vatandaşların dostluğundan memnun çok insan vardır. [...] Bugün "VAR-DI" demenin arefesine gelmiş bulunuyoruz. [...] Dünya medyasında da yer alan "Kuzey Irak'ta Türkiye aleyhine İsrail Oyunu"nun hiç oynanmadığını kanıtlamak Tel-Aviv'e düşüyor. [...] Museviler'i resmen ve alenen düşman ilan etmemek için son avanslarımızı kullanıyoruz." [19]
"Bunlar peygamber ve din katilleri olarak tescilli bir güruhtur. [...] Gemilerle bu Yahudileri ülkemize getirerek [...] kurtardığımızı söyleriz. Yıldönümlerinde de [...] ağzımıza birer parmak bal çalarlar. Sonra [...] her türlü melaneti yaparlar. 500 yıldır bitleri kanlandıktan sonra daima yaptıkları gibi. [...]Vakit varken usul usul yürüseler iyi olur. [...] Şimdi [...] önüme gelen her Yahudi'ye bu zilletle yaşamanın nasıl bir rezillik olduğunu soracağım..." [20]
Mine Alpay Gün, terhis sonrası 18 ay da nafıa askerliği yapan; servetinin yarısı kadar Varlık Vergisi ödeyen [21] Türkiye vatandaşı merhum Vitali Hakko tarafından kurulan Vakko'dan eşarp alanlara, "İsrail" malları boykotunu deldikleri için kızıyordu:
"Fatih'te Vakko eşarplarını satın alan başörtülü kadınlara kampanyaya destek vermedikleri için, kaş çatıp surat astım, ama acaba onlar da olası bir Yahudi öfkesinden sakınmak için mi almakta idiler o eşarpları" [22]
ABD Dışişleri Bakanlığı da"İsrail'in politika ve uygulamalarının meşru eleştirisi ile antisemit yorumların ayırt edilmesi, önemli konulardandır. İsrail'in şeytanlaştırılması, İsrail liderlerinin Nazi liderleriyle kıyaslama yoluyla veya Nazi sembolleri kullanılarak yerilmesi, ihtilaflı bir konudaki politikaların meşru eleştirisinden ziyade, antisemit bir eğilimin göstergesidir" [23] demektedir. Ali Bulaç'ın Zaman'daki, Hakan Albayrak'ın Yeni Şafak'taki ve Gülşen Evren'in Taraf'takiyazıları buna örnektir:
"1,5 milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze[...]'de Nazilerinkini geride bırakan bir temerküz kampı söz konusu." [24]
"Nazilerden öğrendiklerini[...] tatbik ederek, [...] İsrail denilen SiyoNazi işgal rejimini kurmuşlardı. Onların çocukları da, şimdi, Nazilerin [...] yaptıklarını Gazze Şeridi'nde tekrar ederek, [...] SiyoNazi rejimini payidar etmeye çalışıyorlar. Yahudi SS'ler iş başında!" [25]
"Adorno [...] Auschwitz'de kurban olanların bugün cellat olduğunu görseydi ne hissederdi acaba? [...] En büyük zalimlerin, kafası kesilmemiş mazlumlar arasından çıkacağını [...] kanıtlar mahiyette, İsrail, fütursuzca, insafsızca zulümlerine devam ediyor." [26]
Oysa, 1958'e kadar soykırımdan kurtulan 908,500Yahudi'nin yüzde 40'ı İsrail'e göç ederek [27] ülkedeki Yahudi nüfusun yüzde 18'ini oluşturmuşlardı. [28] Aynı dönemde, Arap ülkelerinden bunun iki katından fazla Yahudi zulüm ve katliamlarla göçe zorlanmış veya tüm varlıklarına el konularak tehcir edilmiş ve büyük kısmı İsrail'e yerleşmişti. [29]
İsrail'i eleştireceğim derken antisemitizme savrulmak kolaydır:
"İsrail = Yahudi gibi bir denkleme ulaşmak büyük bir yanlıştır [...] Antisemit histerinin kaynağında da bu eşitleme mantığı yatmaktadır. [...] İsrail düşmanlığı gibi tarihsel olarak çok daha yeni bir ideolojik duruşla Yahudi düşmanlığı gibi binlerce yıllık bir ideolojik duruş arasında [kalanlar] ister istemez daha güçlü kökleri olan Yahudi düşmanlığına savrulmaktadırlar." [30] (YEK/TK)
* Doç. Dr. Yunus Emre Kocabaşoğlu'nun antisemitizm üzerine dizi yazısı haftaya devam edecek. Altıncı bölüm için tıklayın. Beşinci bölüm için tıklayın. Dördüncü bölüm için tıklayın. Üçüncü bölüm tıklayın. İkinci bölüm için tıklayın. Birinci bölüm için tıklayın.
Kaynakça
[1] Tutu, Desmond. Apartheid in the Holy Land. The Guardian. 25 Nisan 2002.
[2] Kıvanç, Ümit. Politik Doğruluk Hakikate Karşı. Birikim.Sayı 186:31-43, Ekim 2004.
[3] Necromancer. Anti-semitizm mi, İslam düşmanlığı mı?turkeyforum.com. 2 Ağustos 2006.
[4] Şahin, Davut. Anti/Semitizm (Yahudi düşmanlığı). Yeni Asya. 10 Ocak 2007.
[5] Erdoğan, Mustafa. Ergenekon ve medya: Biraz dikkat. Star. 8 Ağustos 2009.
[6] Mert, Nuray. İsyanın Ahlakı. Radikal. 3 Ağustos 2006.
[7] Oral Çalışlar: Yalçın Küçük'ün Babası Fransız İşbirlikçisiydi... medyatava.net. 14 Haziran 2004.
[8] "Türkiyeli Yahudiler İsrail'in günah keçisi değil" Sabah. 18 Ocak 2009.
[9] Working Definition of Antisemitism. European Union Agency for Fundamental Rights. 16 Mart 2005.
[10] İsrail'i Kahret Ya Rab. Anadolu'da Vakit. 29 Aralık 2008
[11] Demir, Ayhan. Katil İsrail, yeryüzünden defol! Milli Gazete. 6 Ocak 2009
[12] Atilhan, Cevad Rıfat. Türkoğlu Düşmanını Tanı. Bütün Eserleri 3. [5. Basım] İstanbul: Sinan Yayınevi, 303 sayfa, 1996. ISBN : 975-8005-11.
[13] Karakoç, Abdurrahim. Bak şu müftülüğün yaptığına. Anadolu'da Vakit. 30 Aralık 2008.
[14] İsrail Nazi Ruhuna Esir. Birgün. 7 Ocak 2009.
[15] Kekeç, Ahmet. Gazze değil Auschwitz. Star, 31 Aralık 2008.
[16] Babaoğlu, Haşmet. Schindler'in Listesi'nde Gazzeli Çocuklar! Sabah. 5 Ocak 2009.
[17] Aktaş, Cihan. Her kayıttan şarttan muaf İsrail. Taraf. 19 Ocak 2009.
[18] Ateş, Toktamış. İsrail'in hakkı. Bugün. 20 Temmuz 2006.
[19] Süter, Şakir. Museviler'e son avans. Akşam. 24 Haziran 2004.
[20] Abdullah Kılıç, "Dikkat! Dikkat!.. Ey Devletlüler" Önce Vatan. 26 Temmuz 2006.
[21] Altan, Ertan. Vitali Hakko'nun Yazılmayan Hikayesi. Yeni Şafak. 16 Aralık 2007.
[22] Gün, Mine Alpay. Yahudi ile uğraşan abad olamaz. Millî Gazete. 30 Ocak 2009.
[23] US Department of State Bureau of Democracy, Human Rights, and Labor. Report on Global Anti-Semitism. US Department of State sitesi. 5 Ocak 2005.
[24] Bulaç, Ali. İsrail!. Zaman. 29 Aralık 2008.
[25] Albayrak, Hakan. Nazi benzetmesi niye rahatsız etti? Yeni Şafak. 10 Ocak 2009.
[26] Gülşen, Evren. Auschwitz'in kurbanları, görüyor musunuz? Taraf. 29 Aralık 2008.
[27] Yablonka, Hana. Survivors of the Holocaust: Israel after the War. New York: New York University Press. 337 sayfa. 1 Mart 1999. ISBN-13: 978-0814796924
[28] Pfeffer, Anshel. Haifa University: Shoah survivors in Israel happy. The Jewish Community Online. 22 Nisan 2009.
[29] Aharoni¸ Ada. The Forced Migration of Jews from Arab Countries. Historical Society of Jews. Erişim Tarihi: 4 Ekim 2009.
[30] Aytav, Erkam Tufan. Yahudi Düşmanlığı ve Türkiye. Haber7. 4 Şubat 2009