6 Şubat depremleri sonrası Hatay’da yıkılan binaların üzerinden yeniden örülmeye çalışılan hayatı izliyoruz.
Kamera beton yığınına dönmüş mahallelerden ilerleyedursun, arkadaki müzik hayatın ritmini hatırlatıyor.
İzlediğimiz belgeselin bir özelliği de bu olsa gerek, ölüm gibi bir yok oluşa melodilerle isyan ediyor.
Unutmak isteyene hatırlatıyor: 6 Şubat’ta bu kentlerde yurttaşların bir kısmı moloz yığınlarının altında yardım beklerken, bir kısmı su ve yemek diyerek öldü. Geriye kalanlar ise nerdeyse yaşadıklarını pişman oldu…
Hatay Akademi Senfoni Orkestrası’nın sanatçısı Ali Yılmaz, vurmalı sazlar sanatçısı Abdurrahman Düzgün, viyola sanatçısı Büşra Kırkıcı ve soprano Cansu Çilingir depremlerde yaşamını kaybetti.
Orkestra’nın depremde ölmeyen müzisyenleri ise yaşamının yükünü sırtlarına, arkadaşlarının müzikle olan bağını da kalplerine aldı.
Belgesel boyunca Hatay Akademi Senfoni Orkestrası ile dayanışmak için başka kentlere gittiklerini, yollar boyunca arkadaşlarını andıklarını, onları hatırlatan dilekler tuttuklarını, sevdikleri şarkıları söylediklerini izliyorsunuz.
Normalde çıt çıkarmayan belgesel izleyicisinden ara ara hıçkırık sesleri duyuyorsunuz.
"Yaşamak bir ağaç tek ve hür..."
Ne zamanki müziğin ritmi yükseliyor, şarkılar ve anılar birbirine karışıyor, Hatay Akademi Senfoni Orkestrası’nın müzisyenlerinin yüzü yeniden gülmeye başlıyor, işte o zaman izleyenlerin yüzüne de bir gülümse yerleşiyor.
Müzisyenlerden biri, “Bu kent, bu bölge hep felaketler gördü. Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, yaşamak. Acaba kardeşcesine yaşamayı beceremedik diye mi bu felaketler hiç bitmiyor?” diyor.
Belgeselin adı “Anka Kuşu”. Yönetmenleri Ethem Özgüven ve Ulaş Beşoklar.
Bu yıl, onuncusu düzenlenen Bozcaada Ekolojik Filmler Festivali (BIFED) için yine adadayız.
“Anka Kuşu” belgeseli de açılış gecesinde gösterildi.
50 belgesel izleyici ile buluşuyor
Açılış gecesi demişken bazı teknik detayları da anlatayım.
Bu yıl 10’uncusu düzenlenen BIFED, Bozcaada’daki iki salonda gösterilen belgeseller ve akşam düzenlenen açılış programı ile dün gece (11 Ekim Çarşamba) resmen başladı.
Toplam dört kategoride 50 belgeselin izleyici ile buluşacağı festivalde, filmler Bozcaada Halk Eğitim Merkezi ve Salhane’de izlenebilecek. 15 Ekim’e kadar sürecek festivalde filmler her sene olduğu gibi yine ücretsiz.
Festivalde bu sene 27 farklı ülkeden toplam 50 film gösterilecek Fethi Kayaalp Büyük Ödülü için 14 farklı ülkeden toplamda 13 film yarışıyor.
Bu filmlerden ikisi ise Türkiye’den. Gaia Öğrenci Ödülü kategorisinde yarışacak 10 film bulunuyor.
“Genç nesli güçlendirmemiz gerek”
BIFED Festival Yönetmeni Petra Holzer, açılış konuşmasında mücadeleye dikkat çekti:
“Dünyanın durumu ve gelecekte bizi bekleyen tehlikeler hakkında hikayeler anlatmaya devam etmek için birbirimizden güç almayı umuyoruz. Çevresel değişikliklerden kaynaklanan duygusal stresin bir sonucu olan "solastalji" ile zaten mücadele eden genç nesli de güçlendirmemiz gerekiyor.”
“Temamız, "Savunucuları Savun" dünya genelinde daha da ciddi bir mesele haline gelmekte. Dünyamızın ve haklarımızın savunucuları giderek daha fazla hapsedilmekte, işkence görmekte ve öldürülmekteler. Festival sürecinde bu konuları değiştirmek için genç düşünürler ve aktivistler tarafından başlatılan birçok düşünce ve fikir bulacaksınız."
"Umarız ki bu yıl düzenleyeceğimiz etkinlikler, zihinlerimizde yeni düşüncelerin tohumunu ekecek ve çağdaş sorunlardan çıkış yolu bulmak için birlikte çalışma konusunda yeni bağlantılar kurmamıza yardımcı olacaklar.”
“Festivalimiz mucizelerle gerçekleşiyor”
Festivalin Koordinatörü Ethem Özgüven de hayatın mucizeler barındırdığına dikkat çekti:
“Bu yılki festivalle ilgili mucizelerden biri, çok değil, dün gerçekleşti.
Yeni perde beş metre eninde, dev, ağır ve hassas bir şey. Mutlaka Kadir Usta’yı bulmak gerekti. Onu bulduk ve diğer tüm diğer işlerini bırakıp bizimle ilgilendi."
"Bize üç merdiven gerekiyordu ama ‘Adada o boyda üç merdiven yok.’ dendi. O olmayan merdivenleri de UEDAŞ ve Marangoz Sabri Usta işlerini bırakıp buldular. Özgür, Hande, Ali Rıza Hoca ve becerikli ekibimiz bir araya geldik ve yıllardır gözümüzü acıtan eski perdeyi değiştirdik. Bu kişilerden biri olmasaydı perdeyi değiştiremeyecektik. Yıl boyu da buna benzer mucizeler oluyor. Oluyor ki bu festival de oluyor.”
Ödüller 14 Ekim’de sahiplerini bulacak
Kazananlara, 2018’de Bozcaada’ya yerleşen Sanatçı Mustafa Erol’un bu sene ülkemizde gerçekleşen depremlerden yola çıkarak tasarladığı ödül verilecek.
Çiğdem Akdoğan’ın tasarımıyla festival çantası da festivalin anılarını izleyicilerin yanında götürmesini sağlayacak.
Son olarak iki not
Birincisi “Anka Kuşu”na dair. Bir kenti, bir halkı müzikle ayağa kaldırmak ne kadar mümkün olursa işte bunun yoluna düşenleri anlatıyor “Anka Kuşu”.
BIFED 2023’ün ilk filmi, bu yıl da adaya gelenlerin kentlere heybesinde ne götüreceklerinin söylüyor: Dayanışma, umut ve elbette isyan!
İkincisi de bianet’ten. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle hazırladığımız ve feminist hareketinin temsilcileri ile yaptığımız mini söyleşilerin de yer aldığı videolarımız festival kapsamında izleyici ile buluşuyor.
Yaşasın dayanışma!
(EMK)