daha önce de birkaç kez konu ettiğimiz; hükümet tarafından yayınlanan ve kasım 2012’den beri yürürlükte olan, 11.10.2011 günlü, 663 sayılı “sağlık bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının teşkilat ve görevleri hakkında kanun hükmünde kararname”nin birçok maddesinin iptaliyle ilgili olarak anayasa mahkemesi’ne “iptal” istemiyle yapılan başvuruyu değerlendirildi ve 14 şubat 2013 çarşamba günü yapılan mahkeme toplantısında görüştüğü dosyaya dair “kısmi iptal” kararı verdi.(1)
sözkonusu kararnamenin “bilgi toplama, işleme ve paylaşma yetkisi” başlıklı 47. maddesinin ilk üç fıkrası “kişisel mahremiyet” kapsamında hükümler içeriyordu ve bu üç fıkranın üçü de anayasa mahkemesi kararıyla iptal edildi.
dolayısıyla bu maddenin iptaliyle, aslında söz konusu kararnamenin yayınlanmasından çok daha önce başlayan, sağlık bakanlığı’nın sağlık hizmetleri çerçevesinde gerçekleştirdiği ve “sağlık net 2” adı verilen bir sistem aracılığıyla sürdürdüğü, kişilerin sağlıkla ilgili kişisel verilerinin toplanması, işlenmesi ve paylaşılmasına dair yetki ve tasarruflar tümüyle ortadan kalkmış oldu.
sözkonusu kararnamede iptal edilen hükümler şunlar:
bilgi toplama, işleme ve paylaşma yetkisi
madde 47- (1) bakanlık ve bağlı kuruluşları, mevzuatla kendilerine verilen görevleri, e-devlet uygulamalarına uygun olarak daha etkin ve hızlı biçimde yerine getirebilmek için, bütün kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarından; sağlık hizmeti alanların, aldıkları sağlık hizmetinin gereği olarak ilgili sağlık kurum ve kuruluşuna vermek zorunda oldukları kişisel bilgileri ve bu kimselere verilen hizmete ilişkin bilgileri her türlü vasıtayla toplamaya, işlemeye ve paylaşmaya yetkilidir.
(2) bakanlık ve bağlı kuruluşları işlediği kişisel sağlık verilerini ilgili üçüncü kişiler ve kamu kurum ve kuruluşları ile ancak bu kişi ve kurumların bu verilere erişebileceği hususunda kanunen yetkili olması halinde ve görevlerini yapmalarına yetecek derecede paylaşabilir.
(3) bakanlık ve bağlı kuruluşları, mevzuatla kendilerine verilen görevleri yerine getirebilmek için gereken bilgileri, kamu ve özel ilgili bütün kişi ve kuruluşlardan istemeye yetkilidir. ilgili kişi ve kuruluşlar istenilen bilgileri vermekle yükümlüdür.
artık mümkün olmamalı
bu hükümler iptal edildiğine göre sağlık bakanlığı ve bağlı kuruluşları, vatandaşların sunulan sağlık hizmetinden yararlandıkları sırada özel ve kamu kurumlarına verdikleri kişisel bilgilerle, yararlandıkları hizmete ilişkin her türlü bilginin istenmesi, toplanması, işlenmesi ve paylaşılması artık mümkün değildir.
dolayısıyla bu kararın alındığı 14 şubat’tan bu yana, sunulan hizmet sırasında bu bilgilerin toplanması, işlenmesi ve paylaşılması bir kanun dışı işlem olacaktır ve bunu yapmak aynı zamanda bir kişisel “hak ihlâli”ne yol açacak fiil ve uygulama haline gelmiştir.
bilindiği kadarıyla sağlık bakanlığı, hizmet veren kurumlara yönelik olarak henüz bu verilerin toplanması, işlenmesi ve paylaşılmasının durdurulduğuna dair bir duyuru yapmamıştır.
şu anda “özel muayenehaneler hariç” bu bilgilerin toplanması sürmektedir. aslında bu faaliyete söz konusu khk öncesinde başlamış olan bakanlığın anayasa mahkemesi’nin bu kararı doğrultusunda davranmama olasılığı da çok yüksektir.
o zaman söz konusu karardan yola çıkarak, “bilgi toplama” aşamasında yer alan uygulayıcı sağlık personeli ile, bu bilgileri gereksindikleri hizmet için vermek zorunda olan vatandaşları uyarma, bilgilendirme ve ne yapmalarını söyleme görevinin, konuyla ilgili herkesin önünde durduğunu söyleyebiliriz.
çünkü yürürlükteki mevzuata ve iç hukuk normu sayılan “uluslararası sözleşmelere” göre herkesin “kişisel verilerinin korunma” altında olması gerekmektedir. bu bağlamda, kişilerin açıkça anlayarak, bilgilendirilmiş rızaları olmaksızın, herhangi bir kişisel bilgiyi herhangi bir hizmetten yararlanması gerekçe gösterilerek vermek zorunda olması, bunların onun istem, bilgi vr rızası dışında işlenmesi ve paylaşılması mümkün değildir.
türk tabipleri birliği ve tabip odaları, bu konuda hekimleri ve halkı aydınlatıcı bilgileri internet sayfasında açıkça duyurmaktadır.(2)
aydınlatılmış onam
burada yer alan bir “aydınlatılmış onam” formu da(3) söz konusu hakların ortaya konulması, tescil ve tasdiki için çok önemli bir olanaktır.
yurttaşların bu belgeyi önceden imzalayıp, sağlık hizmetinden yararlandıkları sırada, hizmet sunan kurum ve hekimlere vermeleri; hekim ve sağlıkçıların da bu belgeyi onlardan istemeleri, anayasa mahkemesi kararıyla da kabul edilmiş bir hakkın talebi ve uygulanması anlamına gelecektir.
bunu yapmakla, sağlık hizmeti veren kurumlardaki çalışanlar da bu verileri kanunsuz bir şekilde toplamak ve paylaşmak zorunda kalmayacaklar ve bir hak ihlâline katkıda bulunmamış olacaklardır.
kuşkusuz bu sürecin denetimi de önemlidir:
sağlıkçıların meslek ve özlük örgütleri olası hak ihlâllerine yol açmaları ihtimali nedeniyle üyeleri olan sağlık çalışanlarının haklarını korumak amacıyla bunu düzenli ve sürekli olarak izlemelidirler.
ayrıca sağlık hakkı ve hasta hakkı örgütleriyle, her türden örgütlenmenin en azından kendi üyelerinin “kişisel veri güvenliği ve korunmasını” sağlanması bakımından, kendi gündemlerinde olmasında da büyük yarar vardır. çünkü böylelikle vatandaşların bir olası hak ihlâline uğramaları da önlenmiş olacaktır.
medyanın rolü ve önemi
her ne kadar zaman zaman çeşitli gerekçelerle, kşisel mahremiyeti ortadan kaldıran ve mahremiyet hakkını ihlâl eden yayınlarda bulunsa da, bu sürecin kamu adına bir başka izleyicisi ve denetleyicisi de “basın ve yaygın medya” olmalıdır.
medya tüm kurum ve yapılarıyla mevcut sağlık hizmeti sırasında bu iptal kararına uygun davranılıp davranılmadığını ortaya koymak için üzerlerine düşeni yapmak zorundadırlar.
bu bağlamda özellikle elektronik ortam üzerinden gerçekleştirilen ve “mahremiyet hakkı” üzerinde insan onuruna aykırı işlemlerin ve bunların yol açtığı insan hakkı ihlâllerinin önlenmesi hem bireysel olarak hem de toplumsal olarak bir görevdir.
yalnızca hakların değil, şu anda gerçekleşen kimi aykırı uygulamaların öğrenilmesi ve farkına varılması da gereklidir. bunu sağlayacak olanaklardan birisi olan ve avrupa digital haklar birliği (edri) tarafından hazırlanan ve alternatif bilişim derneği tarafından türkçeye çevrilerek bastırılan “veri korumaya giriş” (4) broşürünü bu vesileyle paylaşıyorum. (ms/hk)
Veri Korumaya Giriş yazısına ulaşmak için tıklayın.