Buna göre "farklı dil ve lehçelerde yayın" radyolardan günlük 45 dakika ve haftada 4 saati, televizyonlarda ise günlük 35 dakika ve haftada 2 saati aşmayacak şekilde sadece TRT den yapılacak.
Yönetmelik ile ilgili haberleri gazetelerden okuduğumda "farklı lehçe" ile konuşan beni çok rahatsız ettiğini, rahatsızlıktan öte dalga geçilmiş hissine kapıldığımı, "Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü" fobisinin paranoya derecesinde Anayasadan yasalara oradan yönetmeliklere kadar uzanmasının bende uyandırdığı duygunun utançtan başka bir şey olmadığını da belirmek isterim.
Özel radyo ve TV'ye getirilen yasak
Milli Güvenlik Kurulu ve Genel Kurmay Başkanlığı'ndan "görüş" alınarak hazırlandığı yazılan bu yönetmelik Kopenhag Zirvesi'ni ne kadar etkileyecek bilinmez ama düzenlemenin bu ülkede "Farklı dil ve lehçelerde konuşan" insanlar için hiç bir anlam ifade etmeyeceği kesin.
"Bu ülkeye komünizm lazımsa biz getiririz" zihniyetinin bir ürünü olan bu yönetmelik gereği, TRT'de yayınlanacak Haftada 4 saatlik radyo ve 2 saatlik TV programının, Türkiye'nin geniş etnik mozaik de göz önüne alındığında bir kırıntı olmaktan öteye geçmeyeceğini ve bu kırıntıya farklı dil ve lehçeler de konuşanların tenezzül edip izlemeyeceğini söylemek için büyük bir öngörüye sahip olmak gerekmiyor.
"Farklı dil ve lehçelerde yayın" yapma hakkının sadece TRT'ye verilmesi ve özel radyo ve televizyonlara yasaklanmasını bu ülkede yaşayan aklı selim sahibi tüm yurttaşlar reddetmeli ve buna karşı çıkmalıdır.
Kayış ve Avşar'dan şerh
Özel radyo ve televizyonlara ise farklı dil ve lehçelerde yayın yapma yasağı getiren Yönetmeliğe eski RTÜK Başkanı Nuri Kayış ve RTÜK üyesi Zakir Avşar ise onay vermedi.
Karaca bu yönetmeliğin 12 Aralıkta yapılacak Kopenhag zirvesine göz boyama amaçlı yapıldığını da şu sözlerle dile getirdi. " Bu yönetmelikle Kopenhag zirvesine giderken son kilometre taşı da yerine getirildi"
Gazeteler, Avrupa birliği(AB) ülkelerindeki mevzuatlar incelenerek yönetmeliğin hazırlandığı ve Fransa modelinin esas alındığını yazdı. AB üyesi ülkelere bakıldığında durumun hiçte öyle olmadığı görülüyor.
Fransa
Fransa'da Fransızca'nın yanı sıra Alsace-Lorainne bölgesinde konuşulan Alsace dili, Fransa'nın kuzeybatısında yer alan bölgenin dili olan Breton dili, Korsika dili, ve Limuzen dilinde televizyon yayını yapılıyor.
Fransa'nın başkenti Paris'te FM bandı 93.1 frekansından yayın yapan Aligre radyosu, Yugoslavya, Kuzey Afrikalı, İspanyol ve Portekiz kökenli 19 Etnik kökenli topluluğun sorunlarını yansıtmakta, yine Marsilya'da 12 etnik topluluğun sesi olan Radio Gazelle'den Fransızca, Arapça, İspanyolca ve Portekizce yayın yapılıyor.
İspanya, İngiltere, Finlandiya
AB üyesi İspanya'da Katalan dilinde bir televizyon kanalı iki radyo, Bask bölgesinde konuşulan Bask dilinde iki televizyon üç radyo kanalı, Galica dilinde ise bir televizyon kanalı yirmi dört saat yayın yapıyor.
İngiltere'de resmi dil İngilizce'nin yanında farklı dillerde konuşulan üç ana bölge var: İrlanda, Galler ve İskoçya.
Bu üç bölgede de ana dilde de yayın yapılıyor.
AB üyesi Finlandiya'nın kuzeyinde Laponya diye küçücük bir bölge var ve burada Laponlar yaşıyor. Finlandiya'daki devlet kanalı Laponlara yönelik günde dört saat yayın yapıyor.
Yine Finlandiya'da İsveç azınlığın televizyonu, radyoları ve gazeteleri İsveççe yayınlarını sürdürüyor.
Kanada, Bolivya, Avustralya
Dahası Kanada'da yaşayan yerli toplulukları Attikamek'ler, Crie'ler, Mohawk'lar Naskapic'ler Algonquine'ler ve Mic-Mac'ların 65, ve Eskimoların40 radyo istasyonu 1975'ten bu yana yayında.
Bolivya'nın Llallagua bölgesinde FM bandı 97.3 Frekansında yayın yapan Pio XII Radyosu yayınlarının yüzde 9.65 ini Quechua'caya ayırıyor.
Bu arada Avustralya'da Radio Bayrak (24 saat olmak üzere ) Radio Türkiyem, SBS (Türkçe Böülümü) - Melbourne, SBS (Türkçe Bölümü) - Sidney, Radio 3ZZZ (Turk.&Cyp.), Adelaide Ethnic Radio, Perth Radio, Brisbane, South Australia Turkish Association (Güney Avustralya Türk Derneği) ve RTV Turkish TV isimli radyolar en az haftada 7 saat olmak üzere Türkçe yayın yapıyor.
Ve TRT
TRT, Türkiye'de Kürtlere (Kurmanci ve Zaza lehçelerine), Lazlara, Araplara, Çerkezlere vs. sadece 2 saat yayın yapacak.
Her insanın "bireysel bir hakkı olan anadilini serbestçe kullanma, ve kendi anadilinde yapmak istiyorsa yazılı, görsel yayın yapma hakkı vardır"* ve ben, bir yayıncı olarak yıllardır gasp edilen ve gasp edilmeye devam edilen kendi anadilimde yayın yapma hakkımı artık kullanmak istiyorum. (MCT/NM)
* Kaynaklar
* Prof. Dr. Mümtaz Soysal, 15 Kasım 2000 tarihli NTV' Yakın Plan programı ana dilde eğitim konulu konuşmasından.
* Yarının Radyo ve Televizyon düzeni İLAD iletişim araştırmaları derneği yayını