Türkiye ekonomisinin yumuşak karnı ödemeler dengesi, hızlı bir biçimde açığını büyütüyor ve Haziran ayı itibariyle yıllık bazda döviz açığı rekor düzeye ulaşarak 46 milyar dolara yaklaştı.
Mayıs ayı itibariyle döviz açığındaki büyüme yüzde 5,7 oranında artış gösterdi.
Döviz açığının büyümesinde, dış ticaret açığı, özellikle enerji ithalatının faturası önemli bir rol oynuyor.
Cari açığa 6 aylık dönemler itibariyle bakıldığında, yılın ilk yarısında, geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 42 oranında artarak 19,2 milyar dolardan 27 milyar 347 milyon dolara yükseldiği görülüyor.
Cari açık Haziran ayında da yüzde 78,2 oranında artarak 5 milyar 591 milyon dolara çıktı.
Haziran ayında cari açık, geçen yılın aynı ayıyla karşılaştırıldığında yüzde 78,2 oranında artarak 3,1 milyar dolardan 5,6 milyar dolara yükseldi.
Alt kalemler itibariyle incelendiğinde, bu yılın Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına oranla ödemeler dengesindeki dış ticaret açığı yüzde 63 artarak 6,3 milyar dolara yükseldi.
Finansman dış borçlanma ile...
Döviz açığının finansmanında doğrudan yabancı sermaye girişi ve portföy yatırımlarının payı geriliyor, buna karşılık, özellikle reel sektörün yaptığı dış borçlanmalarla dış kredilerin payı artıyor.
Doğrudan yatırımlar kaleminde 2008 yılının ilk yarısında gerçekleşen net sermaye girişi, bir önceki yılın ilk yarısına oranla yaklaşık yüzde 47 azalarak 5,9 milyar dolar net giriş gerçekleşti.
2007 yılının Ocak-Haziran döneminde yaklaşık 6 milyar Dolar net sermaye girişi olan portföy yatırımlarında 2008 yılının aynı döneminde 1,6 milyar dolar tutarında net giriş gerçekleşti.
Buna karşılık, büyük kısmı sanayi ve hizmet şirketlerinden oluşan 250 firmanın dış borçlanması sürdü ve borçlanma miktarı 6 ayda yüzde 36,5 artarak 17,5 milyar ABD doları oldu.
Özel reel sektörün, 270 milyar dolara tırmanan dış borç stoku içindeki payı yüzde 65’lerden yüzde 70 bandına sıçrıyor. Bu önemli bir riskin üstelenilmesi demek.
Sürdürülen yüksek faiz- düşük kur politikası, cari açığın derinleşmesini getirirken, yerli üretime ve istihdama büyük darbeler vurmaya da devam ediyor.
Dış kaynak girişini ve kurun düşük seyrini sağlamak için uygulanan yüksek reel faiz politikası, bütçe kaynaklarının daha çok rantiyelere akmasına yol açarken, faiz düzeyinin yüksekliği ekonomide durgunluğu ve işsizliği büyültüyor.
Giderek derinleşen cari açığın daha yıl ortasında Haziran itibariyle 46 milyar dolara yaklaşması, Aralık itibariyle tahmin edilen 50 milyar dolar açık tahminlerini şimdiden kadük bırakıyor.
Bu hızla, cari açığın 50-55 milyar dolar bandına sıçrayarak, Türkiye’yi dünyanın en riskli ülkelerinden biri durumuna getireceği söylenebilir.(MS/EZÖ)