7 Haziran seçimleri sonrası oluşan Meclis tablosu Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) tarafından çok hoş karşılanmadığı için Türkiye'de teamüller ve siyasi nezaket etiği rafa kaldırıldı. Anayasa'nın hükümet kurma ve Seçimlerde Geçici Bakanlar Kurulu oluşturma hakkındaki düzenlemeleri esnetilebildiğince esnetildi.
Erdoğan'ın 45 gün bitiminde seçimleri yenileme kararı alacağını açıklamasıyla başlayan bir garip koalisyon kurma süreci yaşadık. AKP "Bir ülke 45 gün nasıl oyalanır" dersi verdi. Zaten 7 Haziran başlangıç sayılırsa 77 günü, 45 gün olarak yutturdu. Ve 7 Haziran'da seçmenler kendilerini iktidardan alsa da "bir şekilde" koltuğu bırakmadı.
Davutoğlu'na görev verilmedi ama
AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, bugün Geçici Bakanlar Kurulu’nun nasıl oluşturacağı sorularına “CHP ve MHP’li vekillere de bakanlık teklifinde bulunacağım” şeklinde yanıt verdi.
Oysa Davutoğlu’na henüz Geçici Bakanlar Kurulu’na başkanlık etme görevi verilmedi ve hatta seçimlerin yenilenme kararı da alınmadı.
Ancak Davutoğlu konuşmasında “Anayasa her şeyden üstündür. Hepimiz var olan sistemi savunduğumuzu iddia ediyoruz. Bu sistem ne diyorsa o olacak” diyerek bakanlık teklifini istediği herkese yapma hakkı olduğunu söylüyor.
Oysa Anayasa bu süreci nasıl işleyeceğini adım adım açıklıyor. Aslında Anayasa 45 günlük süreyi şart koşmuyor. Ancak hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de geçici Başbakan Davutoğlu, 45 günlük zorunluluk varmış gibi hareket eti ve Türkiye'yi bir seçime daha götürmeyi başardı..
Anayasa’ya ve teamüllere göre ise süreç şöyle işlemeli.
45 gün bitti
Anayasa’nın 110’uncu Maddesi Cumhurbaşkanına seçim sonrası yeni Meclis Başkanı’nın seçilmesinden itibaren 45 gün içerisinde hükümet kurulamazsa seçimlerin yenilenmesi kararını verebilme hakkı tanıyor. (Madde 116) Ama demokratik teamül gereği görevin seçimde ikinci çıkan partiye verilmesi gerekiyor. Zaten 45 günlük süreyi tek partinin kullanması da teamüllere çok uygu değil.
Cumhurbaşkanı yenileme kararı almak zorunda mı?
Haziran Seçimleri ile Meclise giren dört partiden en çok oyu alan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) 45 gün içinde koalisyon hükümeti kuramadığı için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimleri yenilemesi bekleniyor. Erdoğan, yaptığı açıklamalar ile “CHP zaten kuramaz” kararını kendi başına verdiği ortaya koydu ve teamülleri hiçe saydı.
Türkiye’yi Geçici Bakanlar Kurulu yönetecek
Anayasa’nın 114. Maddesi “Seçimlerde Geçici Bakanlar Kurulu” başlığını düzenliyor.
Bu madde “116’ncı Madde gereğince seçimlerin yenilenmesine karar verildiğinde Bakanlar Kurulu çekilir ve Cumhurbaşkanı geçici Bakanlar Kurulunu kurmak üzere bir Başbakan atar” diyor.
Başbakan kim olabilir?
Yani Başbakan’ın kim olacağı tümüyle Cumhurbaşkanı’nın tercihi. Bu herhangi bir kişinin yeni başbakan olabileceği anlamına geliyor. Yani Türkiye yenilenen seçim sonrası kurulacak yeni hükümete kadar “atanmış” başbakan tarafından yönetilecek.
Başbakanı atanmış, bakanları geçici
Atanmış Başbakan “Geçici Bakanlar Kurulu”na başkanlık edecek.
Geçici Bakanlar Kurulu’na Meclis’teki veya Meclis dışındaki bağımsızlardan olmak üzere, siyasi parti gruplarından, oranlarına göre üye alınıyor.
Geçici hükümette siyasi partiler aldıkları oy oranına göre temsil edilecek. Buna göre AK Parti 11, CHP 'ye 5 MHP ve HDP'ye ise 3'er bakanlık düşüyor. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi “Geçici Bakanlar Kurulu”na üye vermeyeceğini açıkladı. Bu durumda Bakanlar Kurulu AKP ve HDP’den oluşacak. Üye vermeyen partilerin sandalyeleri ise Başbakan tarafından seçilecek bağımsızlar tarafından doldurulacak.
Siyasi nezaket cıss
Ancak Madde 114’teki ifade şöyle “Teklif edilen bakanlığı kabul etmeyen veya sonradan çekilen partililer yerine, TBMM içinden veya dışarıdan bağımsızlar atanabilir” yani Başbakan’ın bağımsız atama zorunluluğu yok ama teamül bağımsız olmasından yana.
Ancak AKP’nin bu süreç içinde teamüllere çok uyduğu söylenemez. Davutoğlu da zaten grup kararı alarak bakanlar kuruluna üye vermeyeceğini açıklayan partilerin vekillerine teklif götüreceğini söyleyerek siyasi nezakete de uymadı.
Geçici AKP hükümetinin YSK’sı
Seçimin yenilenmesi kararının alındığı günden sonra gelen 90. günü takip eden ilk pazar seçim yapılması gerekiyor. Ancak AKP kurmayları çeşitli vesilelerle seçimlerin çok geciktirilmemesi gerektiğini söylediler. Yüksek Seçim Kurulu da (YSK), 19 Ağustos günü yaptığı açıklamada bu süreyi kısaltma yetkisi olduğunu açıkladı. “YSK kaynaklarına” dayandırılarak yapılan haberlerde seçimlerin 1 Kasım'da yapılacağını söyleniyor. Ardından 21 Ağustos günü Erdoğan Cuma namazından çıkarken “1 Kasım'da inşallah Türkiye tekrar seçimi yaşayacaktır" dedi. Basının büyük bölümü, bu haberi "Erdoğan seçim tarihini açıkladı" şeklinde verdi. Kimse şaşırmadı, çünkü "Cumhurbaşkanı tarafsız olmalı" prensibi çoktandır bir masaldı zaten... (HK)