Fotoğraf: AA
Mayıs'ın 14'ünde yapılacak seçimlere, Emek ve Özgürlük, Millet, Cumhur ittifakları ve diğer ittifaklar girecek. Ancak yeni seçim sisteminde en küçük oy oranlarının dahi çok önemi olduğundan iktidarda olan AKP-MHP koalisyonu tüm kamusal imkânları, bütçeyi ve her zaman yaptığı gibi işsizlik sigortası fonunu da harcıyor.
Ülke genelinde 150 bin oy alamayan HÜDA-PAR veya oy oranı yüzde bir civarında olan Yeniden Refah Partisi (YRP) gibi partilere ittifak teklifi sunan ve ittifak yapan AKP-MHP koalisyonu, kamu kurumlarının hizmetleri kapsamında yüz binlerce yurttaşın işsizliğini ve yoksulluğunu istismar edecek bir tutum içinde. Kamuoyunda çok tartışılan sosyal yardımlar başlığının bir benzeri de İŞKUR bünyesinde başvurulan Toplum Yararına Çalışma (TYP) uygulamasıdır. İktidar bu uygulama ile işsiz bıraktığı kitlelere seçim döneminde seçim rüşveti niteliğinde bir geçici istihdam alanı sunuyor. Bunu yaparken işçilerin primlerinden yapılan kesintilerle biriken işsizlik fonunu keyfi bir şekilde harcıyor.
İktidarın işsizlik fonunu kullanarak seçim dönemlerinde daha çok başvurduğu TYP uygulaması, işçilerin haklarını ihlal ederken özellikle okullarda da birçok riskli durumlara neden oluyor. Kamuoyunda, okullarda görevlendirilen İŞKUR işçileri olarak bilinen "Toplum Yararına Program" çalışanları işsizlik, güvencesizlik ve emek sömürüsü ile karşı karşıya kalıyor. Seçim yıllarında sayısı 400 bini aşan TYP-İŞKUR işçileri diğer yıllarda 100 binin altına düşüyor.
*2023 yılı verisi Şubat ayı itibarıyladır.
İşsizliği sürekli çift hanede tutan AKP-MHP iktidarı, bu emek sömürüsünü seçim siyasetine alet ediyor. Okullardaki görevlilerin sürekli, kadrolu ve güvenceli istihdamı için bir çalışma başlatılmadığı gibi seçimden sonra geçici istihdam kapsamında yine işsiz kalmaktadır.
14 Mayıs seçimleri için yeniden ağırlık verilen TYP uygulaması kapsamında Ocak-Şubat 2023 döneminde başlanan TYP program sayısı 826'ya yükseldi ve bu kapsamda 2 aylık geçici istihdam sayısı 2021 yılının tümünü geçerek 75 bin 830 oldu. Bu uygulama kapsamında işe alınan kişilerin yüzde 71'i kadın.
7 Haziran 2015 seçimlerinden bu yana bu program kapsamında yaklaşık 2 milyon kişi istihdam edildi, bu istihdamın yüzde 56'sı kadındı. 2015 yılından bu yana AKP iktidarı İŞKUR-TYP programı kapsamında 1 milyonu kadın olmak üzere, 1 milyon 923 bin kişiyi işsizlik fonundan verilen ödenekle bu şekilde istihdam etti. Söz konusu TYP uygulamasının işsizlik fonuna maliyeti 35 Milyar TL'yi geçti.
2023 yılı için iki aylık TYP maliyeti 1 milyar 289 milyon TL'ye yükseldi. Nisan ve Mayıs aylarında bu maliyetin 10 milyar TL'yi geçeceği tahmin ediliyor. İktidar bu program kapsamında 300 binden fazla kişiye "seçim dönemi istihdamı" imkânı sunmuş olacak. Ancak bu istihdam rejiminin kendisi bir hak ihlal sistemidir.
Tüm okullarda kadrolu ve sürekli personel istihdamı ile yapılması gereken işler, geçici alımlarla yerine getiriliyor. Bu şekilde TYP-İŞKUR işçilerinin izin, kıdem, sigorta hakları da korunmamakta. İşe alım süreçleri iktidarın veya kamu görevlilerinin keyfi etkilerine açık olan İŞKUR-TYP işçilerinin mobbing ve işten atılma tehdidi altında olduğu, siyasi istismar alanına dönüştüğü bilinmelidir. Kurum yöneticileri bu çalışanlara yönelik yasalarda olmayan talimatlar verebiliyor ve insan onuruna aykırı uygulamalar yaşanıyor. Bir yandan işini kaybetmemek için söylenen her işi yapan TYP-İŞKUR işçileri bulunurken bir kısım torpillilerin de "işe hiç gelmediği, kurumlara uğramadığı, hatta il dışında yaşadığı halde buralarda çalışıyor gibi gösterildiği" vakalar kamuoyuna yansıyor. Seçim döneminde bu kapsamda istihdam edilenlerin AKP-MHP seçim çalışmalarına gitmeye zorlandığı da bilinen bir durum.
TYP-İŞKUR işçilerinin başvuru koşullarını taşıyanlar içerisinden sadece noter kurası yöntemi ile seçilmesi gerekirken liste yönteminin de kullanıldığı ve bu durumun haksız ve usulsüz alımlara, rüşvete ve benzeri suçlara neden olduğu dönem dönem kamuoyuna yansımakta.
İŞKUR kapsamında tespit edilen ve savcılıklara aktarılan birçok yolsuzluğun bu başlıkta olduğu biliniyor. Bu nedenle TYP-İŞKUR işe alımının şeffaf, kamuoyu denetimine açık ve siyasi etkilerden arındırılmış olması sağlanmalı.
TYP-İŞKUR işçilerinin ücretleri fiili olarak asgari ücretin altında kalıyor. İzin ve tatil süreçlerinde ödemelerin yapılmaması ücretin düşük ödenmesine neden oluyor. Asgari ücretin bile yaşam maliyetlerini karşılayamadığı ekonomik kriz koşullarında bu ücretin hiçbir şekilde asgari ücretin altına düşmemesi sağlanmalı. TYP işçileri için zaruri nedenlerle (Ölüm, doğum, sağlık vb.) ücretli izin hakkı tanınmalı.
Okullarda uygulanan TYP programlarının okulların açıldığı 1 Eylül ve kapandığı 1 Temmuz tarihleri arasında kesintisiz olması gerekirken seçim ayarlı bir istihdam yapılıyor.
Bu "geçici istihdam programı" seçime endeksli kalıcı bir emek sömürüsü düzenine dönüştü. Yüzbinlerce insana kalıcı bir iş verilmeden bu kişiler işsiz değilmiş gibi gösteriliyor. Öte yandan yaptırılan işlerin niteliği gereği yeni bir meslek kazanma veya insan onuruna yakışır koşullarda çalışma söz konusu olmuyor.(SO/AÖ)