Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "istihdam paketi" olarak nitelenen, İş Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik getiren 5763 sayılı kanunu onayladı.
Kanun, işveren üzerindeki yükleri azaltırken işçilerin sosyal hakları, iş güvenliği ve dezavantajlı toplumsal grupların istihdamını geriletecek.
Yasa, örneğin işyerinde kreş ve emzirme zorunluluğunu esneterek zaten bakım hizmetlerini yüklenmek zorunda bırakılan kadınların istihdamının azalmasına yol açacak. Zorunluluğun kalkmasıyla özürlü ve eski hükümlüler daha az istihdam edilecek.
İşveren üzerindeki sigorta prim yükü bazı durumlarda hafifletilirken, İşsizlik Sigortası Fonu'ndan yüklü bir miktar kalkınma projelerine ve işveren primlerini karşılamak üzere ayrılıyor.
Yasaya göre, Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) ve Bağ-Kur prim borcunun tamamını, gecikme cezası ve gecikme zammının yüzde 15’ini bir ay içinde peşin ödeyenlerin borç faizlerinin yüzde 85’i silinecek.
Sorumluluk taşerona
Asıl işveren-alt işveren (taşeron) arasındaki ilişki kayıt altına alınıyor. Taşeron firmalar yazılı alt işverenlik sözleşmesini gerekli belgelerle birlikte çalışma bölge müdürlüğüne bildirecek. Müfettişler inceleme yapıp muvazalı bir işlem tespit ederse, taşeron firma işçileri asıl firma işçisi olarak kabul edilecek.
Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Sekreteri Ali Ekber Çakar, bu düzenlemenin taşeronlaşmayı yaygınlaştıracağını ve asıl işverenin sorumluluklarından sıyrılmasını sağlayacağını söylüyor. Asıl şirket işi bölerek İş Kanunu'ndaki bazı sorumluluklarından kurtulabiliyor.
Örneğin 50'den fazla işçi çalıştıran işveren işyeri doktoru ve iş güvenliği mühendisi istihdam etmek zorunda. Fakat mesela Tuzla'da bir firma 20'ye yakın alt işverenle anlaşma yapıyor. Alt işverenlerin hiçbiri 50 işçiden fazlasını istihdam etmiyor. Sonuçta resmi rakamlara göre Tuzla'da 20 bin işçiye karşılık yedi doktor var.
Dahası, iş kazalarının yüzde 60’tan fazlası 50’den az işçi çalıştıran işyerlerinde yaşanıyor. En yüksek iş kazası oranına sahip işyerlerinin yüzde 98'i de küçük-orta boy işletmeler. Yasa bu işletmelerde de iş güvenliğiyle ilgili personel istihdamını zorunlu tutmuyor.
Sosyal haklar piyasaya açılıyor
Yasa, işverenin iş güvenliği hizmetini dışarıdan alabilmesine ya da bir çalışanını bu işle görevlendirmesine olanak sağlıyor. MMO'ya göre bu düzenleme konuyu kamu yararıyla ilgili olmaktan çıkarıp rekabete ve piyasaya açacak.
Yasayla emzirme odaları veya kreşlerin işyeri bünyesinde kurulması yönündeki işveren yükümlülüğü esnetilerek, bu hizmetin dışarıdan da alınabilmesi sağlanıyor.
Özürlü, hükümlü istihdamı düşecek
50 ve daha fazla işçi çalıştıran özel sektör işletmelerinde zorunlu "özürlü" istihdamı oranı yüzde 6'dan yüzde 3'e düşürüldü. Bu işçilerin sigorta primlerinin işverenin ödemesi gereken kısmının yarısı Hazine'ce karşılanacak. Özel sektörde "eski hükümlü" ve "terör mağduru" istihdamı zorunluluğu kaldırıldı. Kamu işyerlerinde yüzde 4 özürlü ve yüzde 2 eski hükümlü çalıştırma zorunluluğu var.
39 emekçi örgütü ve hak kuruluşu bir araya gelerek bu düzenlemeye itiraz etmişti. Buna göre oranların düşürülmesiyle şu an çalıştırılan binlerce özürlü işsiz kalacak. Cezaevinde bulunan yüz bine yakın insanın da serbest kaldığında iş bulması zorlaşacak. Hükümet, varolan düzenlemenin "eski hükümlüleri damgaladığını" ve "özel sektörü kaçak işçi çalıştırmaya ittiğini" iddia ediyor.
İşsizlik Fonu GAP'a ve işverene gidiyor
İşsizlik Sigortası Fonu'ndan 2008'de 1 milyar 300 milyon YTL; 2009-2012 arasında da fonun gelirlerinin dörtte biri öncelikle Güneydoğu Anadolu Projesi'nde olmak üzere "kalkınma"yla ilgili projelerde kullanılmak üzere Maliye Bakanı'nın yetkisine veriliyor.
18-29 yaşındakilerin ve tüm kadın işçilerin sigorta primlerinin işverence ödenmesi gereken kısmı da beş yıl boyunca çeşitli oranlarda İşsizlik Fonu'ndan karşılancak. Yani, işverenin ödemesi gereken kısmı işçilerin de katkıda bulunduğu fon ödeyecek. (EÜ/GG)