Pazar akşamı Kuzey Kıbrıs'ın haber kanalı 'Ada Tv', Türkiye seçimlerinin komşu ülkeye, Kıbrıs Sorunu'na ve genel bağlamda Doğu Akdeniz'deki etkisine yönelik 'Kathimerini' gazetesinin görüşüne başvurdu.
'Kathimerini' gazetesinin dost 'Ada Tv' ile bağlantısı 19:15 sularında gerçekleşti. O sıralarda Türkiye medyası iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) yüksek oy oranlarına işaret edip Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının on yıl içerisinde üçüncü bir zaferin eşiğinde bulunduğunun altını çiziyorlardı. 19:00 sularında Türk medyası AKP'ye yüzde 55 civarında oy biçip yeni parlamentoda bu partinin 340 sandalyeyle temsil edileceğini belirtiyorlardı.
'Ada Tv' ile olan bağlantımızda üç noktanın altını çizdik: AKP'nin elde ettiği yüksek oy oranından bağımsız olarak, kritik 330 sandalye eşiğini geçip geçemeyeceğinin önemi büyüktü. Psikolojik açıdan öneme sahip olan 330 eşiği AKP'ye yeni anayasayı referanduma götürme olanağı verecekti. İkinci olarak, ileriki adımların karakterinden ve içeriğinden bağımsız olarak, bundan böyle AKP'nin Kıbrıs Sorunu'nda atacağı her adımın tarihi niteliğe sahip olduğunun ve Kıbrıs'taki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonucunu belirleyici nitelikte olduğunun altını çizdik. Son olarak, yüksek oy oranı elde etmiş olan AKP'nin Ortadoğu'ya ve özellikle Suriye'de dönük sürprizleri (iyi ya da kötü) olabileceğini belirttik.
Yukarıda arz ettiklerimizi, geçen dönemde Ankara'da elde ettiğimiz bilgi akışına dayandırdık. Bu bilgi akışı çerçevesinde öne çıkan noktalar şunlardı:
- Pazar gecesi gördüğümüz üzere, yüksek oy oranlarına rağmen yeni parlamentoda AKP'nin sandalye sayısı azaldı. 326 sandalyeye sahip olan AKP yeni anayasa için muhalefetin desteğini aramak zorunda.
- Seçim döneminde AKP, analizinin bu metnin sınırlarını aştığı, bir takım önemli hatalar yaptı. Bu hataların ileriye dönük Erdoğan'a negatif yönde etkisi olacaktır.
- Erdoğan neden yeni anayasa üzerinde ısrarla duruyor? Tek neden başkanlık sistemine geçiş ve kendisinin o koltuğa oturması mı? Kanımızca bu sorunun cevabı daha geniş (ne yazık ki Türkiye'de bile dillendirilmeyen) bir perspektifin aciliyetini ortaya koyuyor. On yıl boyunca iktidarda bulunan AKP bir takım nedenlerden dolayı muhalefetle ve çeşitli etmenlerle ya çatışıyor ya da orta yol arıyor.
- Seçim öncesi komşu Türkiye'nin batılı müttefikleri çeşitli kanallardan Türkiye'den belli başlı dış konularda ilerleme beklediklerinin altını çizdiler: Türkiye - Ermenistan ilişkileri, Kıbrıs Sorunu, İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesi ve Arap isyanları babında Batı ile sıkı işbirliği. Bizzat Erdoğan tarafından milliyetçi ve muhafazakâr nüansları belirlenen AKP yeni meclis grubunun bu yönde atacağı adımlar büyük önem arz ediyor.
- Son olarak Kürt Sorunu Türk demokrasinin geleceğini tayin edecek. Kürt otonomisi istemine karşın AKP'nin seçim öncesi geliştirdiği sert tutum Türkiye vatandaşların ülkelerinin geleceğine yönelik kaygılarına boyut katıyor.
Yukarıda belirttiklerimiz ışığında 13 Haziran 2011 tarihinde Türk siyaset sahnesinin genel çerçevesi önümüze şu şekilde çıkmış oluyor: AKP elde ettiği seçim zaferinin tadını çıkaracak lükse sahip değil. Türkiye çok önemli kararlarla karşı karşıya. İç siyaset sahnesinde, Kürt Sorunu'nda, Kıbrıs Sorunu'nda, AB, İsrail ile ilişkilerde v.s. orta yol yahut bir çeşit anlaşma mı yoksa çatışma mı? Anadolu'da ve Doğu Akdeniz'de yeni maceralar mı ya da soğukkanlı seçimler mi? Kritik kararların arifesinde 326 sandalye AKP'nin işini zorlaştırmakta.
Belirttiğimiz noktanın altını seçimlerden hemen sonra AKP'nin önemli bir müttefiki de çizdi. İktidar yanlısı çizgisiyle tanınan 'Zaman' gazetesi yazarı Mehmet Kamış, AKP'yi seçim öncesinde bir takım hatalardan sorumlu tuttu ve ileriki dönemlerde ülkenin koalisyonlarla yönetilebileceği olasılığından dem vurdu.
Seçimlerin diğer galipleri: Türkiye'nin Kürtleri, Süryanileri ve sosyalistleri
Pazar günkü seçimlerde Kürtlerin Türkiye'nin diğer etnik ve dini gruplarla ve sosyalistlerle geliştirdikleri koalisyon ilk meyvelerini başarılı bir şekilde verdi. Söz konusu koalisyon yeni meclise 36 sandalyeyle giriyor. İstanbul'da sosyalistler büyük partilere sırtlarını dönüp 400.000 oyla kendi adaylarını destekledirler. Mardin'de, Süryanilerin temsilcisi Erol Dora meclise seçildi. Hakkari'de AKP milletvekili seçilmedi. Diyarbakır'de seçmenin yüzde 60'ı oyunu Barış ve Demokrasi Partisi'nden yana kullandı. (NS/ŞA)
(Dr. Niko Stelya, Kıbrıs'ta yayınlanan Kathimerini'nin Türkiye ve Kuzey Kıbrıs editörü.)