Tarım zehirleri halk sağlığı ve doğal hayattaki canlıların sağlığı için büyük bir tehdit. Tarımda kullanılan yüzlerce tarım zehri var. Neonikotinoidler, glifosat ve klorpirifos dikkatle izlediğim tarım zehirlerinin başında yer alıyor. Bu tarım zehirleri insan ve doğal hayatın sağlığını korumak için yapılan faaliyetlerin etkinliği için bir gösterge niteliği taşıyor benim için.
Bu yazıda da bir türlü çözüme kavuşturulamayan ya da daha doğru bir ifade ile çözülmek istenmeyen klorpirifos zehri meselesi hakkında ülkemizdeki son duruma dair bilgi vereceğim.
Klorpirifos dünyanın çeşitli ülkelerinde bebek ve çocuk sağlığına olan zararlı etkileri nedeniyle kullanımı yasaklanmış bir tarım zehri. Ülkemizde kullanımı, 2016 yılında yasaklandı. Ancak 2016'da alınmış yasaklama ve toplatma kararına rağmen bu zehirli kimyasal maddenin kullanımı devam ediyor. Bu önemli bir mesele, çünkü siyasal iktidarın bu tip meselelerdeki tavrı için bir gösterge niteliği taşıyor.
Bebek ve çocuk sağlığını yakından ilgilendiren bu meselenin yıllardır neden bir çözüme kavuşturulmadığını ise gerçekten merak ediyorum. Bu meseleyi çözmek siyasal iktidarın, açık bir dille söylemek gerekirse iş başındaki AKP-MHP koalisyonunun görevidir. Siyasal iktidarın mensupları, kamu kurumlarının başındaki bakanlar ve ilgili bürokratlar halka karşı bir sorumluluk hissetmiyor mu? İnsan çocuklar için kaygı duymaz mı?
Bebek ve çocuk sağlığı için tehdit
Klorpirifos bebek ve çocuklarda nörodavranışsal gelişim bozucu olarak nitelenen en tehlikeli 12 zehirli maddeden biri.
Nörodavranışsal gelişim bozucu kimyasal maddelerin beyin, omurilik, motor gelişim ve bilişsel yetenekler üzerinde olumsuz etkileri var. Otizm, dikkat eksikliği hiperaktivite sendromu, disleksi, öğrenim güçlükleri ve diğer bilişsel bozukluklar yol açtıkları sağlık sorunlarından bazıları. Klorpirifosun olumsuz etkileri yaş küçüldükçe daha çok artıyor. Dolayısıyla bebekler ve çocuklar en duyarlı olan kesimi oluşturuyor. Özellikle anne karnında iken klorpirifos’a maruz kalındığında entelektüel yetilerimize kaynaklık eden beynin serebral korteks bölgesinin gelişimi olumsuz etkilenebiliyor.
Son yıllarda yapılan çalışmalarda klorpirifosun genotoksik (genlere zarar veren) etkileri olabileceği kuşkusu da dile getiriliyor. Genotoksik kimyasal maddeler kanser hastalığını tetikleyebiliyor. Ancak klorpirifosun genotoksik olup olmadığı meselesinin henüz netliğe kavuşmadığını ve bu konudaki tartışmaların devam ettiğini belirtmeliyim.
Kullanımı yasak ama ürünlerde kalıntısı çıkıyor
Tarım ve Orman Bakanlığı klorpirifos ithalini ve üretimini 28 Mart 2016 tarihinde yayınladığı bir karar ile durdurmuştu.
Kararda Avrupa Birliği tarafından 2016 yılı Ocak ayında alınan kararın ülkemizde de geçerli olacağı ve elma, armut, şeftali, bağ, patates, domates, biber, patlıcan başta olmak üzere meyve ve sebze ürünlerinde klorpirifos kullanımının yasaklandığı açıklandı. Aynı kararda meyve ve sebze ürünlerine ruhsatlı klorpirifos içerikli tarım zehirlerinin 31 Mayıs 2016 tarihine kadar piyasadan toplatılmasına ve satışının da sonlandırılması hükmü yer alıyor.
2016 yılında gıda ürünlerinde kullanımı yasaklansa da klorpirifos ülkemiz tarımında hala kullanılıyor. İhraç ürünlerinde en çok tespit edilen tarım zehirlerinden birinin klorpirifos olması bu iddiamı destekleyen bir kanıt sunuyor.
Klorpirifos kayıtları
Ülkemizden Avrupa Birliği ülkelerine ihraç edilen gıda ürünlerinin tarım zehri içerip içermediği kontrol ediliyor. Yapılan laboratuvar analizlerinde uygunsuz çıkan ürünlerin piyasaya sunulmasına izin verilmiyor. Uygunsuz çıkan ürünler ya ihraç edilen ülkede imha ediliyor ya da Türkiye’ye geri gönderiliyor. Ürünler üzerinde yapılan tarım zehri analizlerine dair sonuç raporları “Gıda ve Yem Hızlı Alarm Sistemi" (RASFF) olarak da bilinen bir internet sitesine kaydediliyor. RASSF vatandaş erişimine açık olduğu için analiz sonuçlarını görmek mümkün.
RASSF sitesinde yer alan kayıtlar incelendiğinde 2019 yılı için yapılan tarım zehri kontrollerinde Türkiye ile ilgili 87 adet kayıt, 2020 yılı içinse 146 adet kayıt olduğu görülüyor. 2019 yılındaki kayıtların 18’i, 2020 yılındaki kayıtların ise 11’i klorpirifos ile ilgili. Klorpirifos kalıntıları taze yeşil biber, portakal, mandalina ve narda tespit edilmiş. En fazla kayıt yeşil biber için var.
Klorpirifos kullanımı 28 Mart 2016 tarihinden beri ülkemizde yasak. Ancak yasaklama kararının bir gereği olarak piyasadaki klorpirifos stokları toplatılsaydı analiz edilen ihraç ürünlerde klorpirifos kalıntısı çıkmaması gerekirdi.
Yüksek derecede toksik etkiye sahip bu kimyasal madde sadece bebek ve çocuklar için değil tüketiciler, tarım zehri operatörleri, çiftçiler, tarım işçileri, tarımsal üretim alanlarında yaşayan kişiler ve doğal hayattaki diğer canlılar için de büyük bir sorundur.
Klorpirifos 1965 yılından beri tarımda kullanılıyor ve böcek türlerindeki biyolojik çeşitliliğin azalmasına yol açan zehirli kimyasal maddeler arasında en başta geliyor. Böcekler ekosistemlerin devamlılığı için kritik önem taşır.
2016 yılı Mart ayında alınan klorpirifos kullanımını yasaklama ve piyasadaki klorpirifos stoklarını toplatma kararının üzerinden dört buçuk yıl geçti. Gıda ürünlerinde hala klorpirifos kalıntısı çıkmasını Tarım ve Orman Bakanlığı nasıl açıklıyor?
Bir kısmı aşağıda, Not 2’deki linklerde yer alan yazılarda da görülebileceği üzere klorpirifos meselesi TBMM’de defalarca gündeme getirildi, soru önergelerine konu oldu. Ancak ne yazık ki, klorpirifos meselesi yıllardır olduğu yerde duruyor.
Klorpirifos meselesi Tarım ve Orman Bakanlığı’nın halk sağlığını koruyucu bir çaba içinde olmadığını, bebek ve çocuk sağlığının önemsenmediğini gösteren örnek olaylardan biridir.
Bu meseleyi çözmek zor değil. Öyleyse bir kez daha soralım: Bu mesele neden çözülmüyor?
Not 1: Bu konuların içinde olanlar klorpirifos ve klorpirifos metil olmak üzere iki farklı tarım zehri olduğunu bilecektir. Bu yazıyı karmaşıklaştırmamak için klorpirifos metil ile ilgili tartışmaları eklemedim. Klorpirifos’un kimyasal olarak yakın akrabası olan ve ülkemizde yoğun bir şekilde kullanılan klorpirifos metil ile ilgili ayrı bir değerlendirme yazısı yazacağım.
Not 2: Aşağıdaki linklerde klorpirifos meselesi hakkında 7 Mart 2017 tarihinden bu yana Bianet’te yer alan yazılar yer alıyor.
07.03.2017 Böcek Öldüren Klorpirifos Stoğunu Çocuklarımıza Yedirecek miyiz?
11.07.2017 Cumhurbaşkanı’nın Yemediği Zehirli Gıdaları, Çocuklarımız Yiyor mu?
13.03.2018 Yerli ve Milli Klorpirifos Zehri Sorunumuz
24.07.2018 Tarım Bakanlığı Klorpirifos Zehri Konusunda Ne Yaptığını Bilmiyor
14.05.2019 Klorpirifos Stoklarını Bitirmek Çocuk Sağlığından Daha mı Önemli?
21.05.2019 Klorpirifos Zehri Meselesinde TBMM’de Neler Oldu?
27.08.2019 Çocuk Sağlığını Korumak İçin Klorpirifos Derhal Yasaklanmalı
(NÖ)