Adealet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) benzerlikleri olmasına kimileri şaşıracaktır; kimileri ise “zaten biliyorduk; belliydi” bakışıyla okuyacak bu satırları.
Aslında, Türkiye’deki bütün partiler az ya da çok CHP’ye benzerler; çünkü ülkenin yasaları tek partili iktidara göre hazırlanmış; ondan uyarlaya uyarlaya ama özünü koruyarak günümüze gelmiştir.
Demokrat Parti’nin (DP) hemen hemen tüm lider kadroları eski CHP’lidir. Tek parti döneminin bütün iyi uygulamalarında da kötü uygulamalarında da DP’nin lider kadrolarının çoğunun imzası vardır.
CHP’de de İttihat ve Terakki’nin izlerini görürüz.
AKP, Demokrat Parti’yi öncülü gördüğüne göre, AKP’nin birçok açıdan CHP’ye benzediğini rahatlıkla ileri sürebiliriz.
Ancak son dönemde bu tarihsel ve yasal benzerliklere yenileri ekleniyor. İşte AKP ile CHP arasındaki 10 benzerlik:
1. Neo-liberal ekonomi politikaları
CHP’nin ekonomik politikaları, AKP’ninkilere fazlasıyla benziyor. AKP için de geçerli olduğu gibi sırtını IMF ve Dünya Bankası’na dayayan bu anlayışların Türkiye emekçilerine verebileceği hiçbirşey bulunmuyor.
Bir Kemal Derviş gidiyor, yeni bir Kemal Derviş geliyor; bir Tansu Çiller gidiyor, yenisi geliyor.
2. Gelir adaletsizliğine onay
CHP milletvekilleri arasındaki mülk zenginleriyle ilgili tartışmalar ve bunların hasır altı edilmesi, birçokları için CHP’nin olası iktidarında yolsuzlukların olabileceğine dair bir his uyandırıyor.
Tartışmalara konu olan ultra zengin isimlerin yeniden aday gösterilmesi, birkaç istisnayı saymazsak, CHP’yi AKP’yle birlikte zenginlerin partisi olma paydasında buluşturuyor.
3. Mütaahhit belediyecilik
Kimi CHP’li belediyeler, yeşil düşmanı ve mütaahhit uygulamalarıyla kent hareketleri mücadelesinde yer alan çeşitli kesimlerin kara kaplı defterine yazılmış durumda.
CHP’li belediyelerin mütaahhit belediyecilik anlayışı, olası CHP iktidarının bugünkü AKP iktidarıyla ne gibi farkları olabileceği konusunda düşündürüyor.
Elbette CHP belediyeleri, örnek belediyecilik uygulamaları da gerçekleştiriyorlar; ancak, bu, CHP’li olup mütaahhit gibi davranan çeşitli belediyelerin CHP imajına verdiği zarar kadar öne çıkmıyor.
4. İşçi düşmanı belediyecilik
CHP’nin resmi söylemi taşeron karşıtlığı ve iş güvencesi üzerine kurulmuş olmakla birlikte, çeşitli CHP’li belediyeler, taşeronla ve işçilere yönelik hak ihlalleriyle öne çıkıyorlar.
Kimisi bunu merkezi hükümetin CHP’li belediyeler üstündeki baskısına bağlarken, birçoğu için bu durum, olası CHP iktidarının hiç de işçi dostu olmayacağına dair bir ön-uyarı olarak değerlendiriliyor.
Bunun dışında, çeşitli hak arama mücadelesi örneklerinde mücadelenin CHP’li işverenlere karşı yapıldığını anımsatmak gerekiyor.
5. Orducu siyaset
AKP ilk başlarda hem ordu karşıtı hem de YÖK karşıtı görünüyordu; ancak hükümetleşme aşamasından devletleşme aşamasına geçtiğinde, kendisine yakın kişilerden oluşturduğu bu ve benzeri kurumların en büyük savunucusu haline geldi.
CHP’de de sık sık orducu söylem öne çıkıyor.
6. İmamlar ve imam-hatipler
CHP’nin “imamlar sandık başkanı olsun” önerisi ve imam-hatiplerle ilgili yorumları AKP’yi aratmıyor. Parti, dindar açılımı yapayım derken, daha da sağa kayıyor.
Ayrıca, CHP’de üst düzey görevlerde yer alıp AKP’ye kayanlar da CHP ile AKP’nin birbirine benzediğini söyleyenler için bir başka örnek oluşturuyor.
7. Cumhurbaşkanı adayları
İki partinin de cumhurbaşkanı adayları milliyetçi-muhafazakar olduğu ileri sürülen adaylardı.
CHP’nin genel ve yerel seçimlerde listesinde ek oy getirmesi beklenmeyen birçok sağ isime yer vermesi, kimi CHP seçmenini HDP’ye yöneltti, kimilerini de sandığa küstürdü.
1 Kasım seçimlerinde de benzer bir tablo görmek olası.
8. Bürokrat elitlerin partisi
İki partide de yönetimde ve vekiller arasında bürokrat elitler öne çıkıyor.
İki partide de, iki-üç kuşaktan siyasetçi olan çeşitli isimler var. “Vekillik kimi örneklerde babadan oğula geçiyor” diyebiliriz.
9. NATO’culuk ve savaş tezkeresi
İki parti de NATO’cu ve Eylül 2015’teki savaş tezkeresini onayladılar.
CHP kimi zaman barış yanlısı söylemleriyle değişik kesimlerin takdirini kazanırken, diğer yandan bu konudaki tutarsız hareketleri tepki çekiyor.
10. Kadın vekil oranı
CHP’nin de AKP’nin de kadın vekil oranı yüzde 16. İki parti de, kadın-erkek eşitliği konusunda çok farklı gibi görünmekle birlikte, kadınların siyasete katılımını destekleme düzeyinde benzer bir konumdalar.
************************************************
Bu bir “seçimde oyunuzu falanca partiye verin/vermeyin” yazısı değildir; isteyen istediğine versin, istemeyen de vermesin. Fakat herkes CHP’nin de bir IMF-Dünya Bankası partisi görüntüsünde olduğunun farkına varsın ve iki partinin de ekonomik programının umut vadetmediğini bilsin.
Başka benzerlikler de bulunabilir. CHP’nin AKP’den farkları, benzerliklerinden çok daha fazla elbette ve CHP, lidere itaat etmeye dayalı particilik anlayışına karşı çok yol kat etti.
Öte yandan, ekonomik politikası neo-liberal olan bir partinin iktidarında ancak daha fazla politik özgürlüğümüz olacak; fakat gelir adaletsizliği ve işçi ölümleri sürecek...
CHP’nin baştan aşağıya yenilenmesi gerekiyor evet, ama yine de kızıp küsemeyiz; çünkü AKP’siz bir koalisyonda CHP’nin olmadığı bir seçenek mümkün değil... (UBG/EKN)