Kamu sendikaları ile Hükümet arasındaki maaş zammı tartışmaları sürerken, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) kamu çalışanları ile ilgili icraatı bir gerçeği açıklıkla ortaya koyuyor:
AKP, topluma kamu hizmetini, milli gelirden merkezi bütçeye ayrılan payı daraltırken, kamu personeline yapılan ödemeyi de azaltmış durumda.
Maliye Bakanlığı ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yaptığımız araştırmaya göre merkezi bütçenin milli gelire oranı 2002’de yüzde 36 iken ve bugün yüzde 23’e geriletilirken, kamu personeli için harcanan tutarın milli gelire oranı da
AKP döneminde yüzde 6,3’ten yüzde 5,8’e kadar gerilemiş görünüyor.
Kamu personeline maaş ve sosyal güvenlik primi olarak ödenenler 2002'de milli gelirin yüzde 6,3’ü tutarında iken AKP iktidarının ilk döneminin sonunda yüzde 5,8’e kadar geriledi.
2008’de ise 55 milyar YTL ile öngörülen milli gelirin ancak yüzde 5,8’i tutarında bir kamu personel harcaması öngörüldü.
Uluslararası Para Fonu (IMF) programının gereği “mali disiplin” uygulanan AKP iktidarı döneminde, bütçeler küçültülürken, bütçelerden memura ayrılan payda da artışlar söz konusu olmadı.
Nüfus artışına, yüzde 70’i bulan kentleşme oranlarıyla beraber artan kamu hizmeti ihtiyacına rağmen, kamu görevlisi sayısını artırmayan, tersine özelleştirmeler ve piyasalaştırmalarla azaltmaya çalışan AKP iktidarının, mevcut kamu personeline ödediği maaşların milli gelire payı da azaltıldı ve sonuçta sigorta primleri ile birlikte kamu personel harcama giderlerinin, toplam milli gelirdeki payı 2002’de yüzde 6,3 iken 2007’de yüzde 5,8’e kadar düşürüldü.
2008’de de personel giderlerine ayrılan payın öngörülen milli gelir artış hedefinin gerçekleşmesi durumunda yine yüzde 5,8’de kalacak.
Faizler maaşların üstünde…
Milli gelirden memur maaşlarına ayrılan pay, devlet bütçesinden faize ayrılan pay ile eşitlenmiş durumda.
2008 için maaşlara ayrılan pay 55 milyar YTL öngörülürken faiz için ayrılan bütçe 56 milyar YTL’yi buluyor.
2003 sonrası, faizlerin gerilemesi ve devletin küçültülmesi sonucunda devletin borçlanma temposunun yavaşlamasıyla bütçeden faize giden pay da azaldı ancak yine de faize giden pay, sayıları 2 milyonu aşan kamu personeline ödenen maaşların hâlâ üstünde.
Artan nüfus artışı, yüzde 70’i aşan kentleşme dikkate alındığında, toplumun kamu hizmeti ve onu görecek kamu personeline ihtiyacı daha da büyüyor.
Özellikle eğitim ve sağlık hizmetlerinde önemli bir kamu personel açığı görülüyor. Kamunun altyapı ihtiyaçları hızla artıyor ve tüm piyasalaştırma çabalarına rağmen başta enerji olmak üzere altyapı ihtiyaçları karşılanamıyor.
Bütçenin milli gelire oranı, AB ülkelerinde yüzde 40’lara kadar ulaşırken, AKP’nin IMF buyruklu devleti küçültme operasyonları sonucu Türkiye’de 2002’de yüzde 36 iken 2008’de yüzde 23’lere kadar düşmüş durumda.
Kamu hizmeti ve hizmetli sayısının artırılması, çalışanlara da daha insani yaşama şartlarına uygun ödemeler yapılması ısrarla talep edilmelidir.
(MS/EZÖ)