Akkuyu’ya kurulacak nükleer santral reklamlarla beynimize kazındı. Bu denli yoğun bir “halkla ilişkiler” çalışması sürecin “sıfır sorun” stratejisiyle yürütüleceğinin bir işaretiydi belki de.
Türk Tabipleri Birliği, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği ve Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre İçin Sağlıkçılar Derneği “Akkuyu NGS ÇED Raporu halk sağlığı açısından birçok yönüyle ciddi sorunlar, eksiklikler ve hatalar içeren bir değerlendirme sunmakta iken ve bu sorunlarla bir nükleer tesisin faaliyete geçirilmesinin halk sağlığı açısından çok ciddi olumsuz sonuçları ortaya çıkabilecek iken bunun görmezden gelinerek reklamlarla halkın yanıltılmaya çalışılması kabul edilemez” diyerek reklamların tedbiren yayınının durdurulması ve ilgili mevzuata göre şirkete ceza verilmesi talebi ile Reklam Kurulu Başkanlığı’na başvurdu.
Sıfır sorun stratejisi önemliydi, öyle ki konu ile ilgili hazırlanan raporlar “sır” kapsamına alınarak mahkemeyle paylaşılmadı. “Sır” olan rapor Hükümet’in talebiyle Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) tarafından Akkuyu nükleer santral projesi için hazırlanan bir rapor.
Basında yer alan bilgilere göre Şubat 2014’te teslim edilen rapor, aralarında Mersin Tabip Odası’nın da bulunduğu 86 kurum ve kişi tarafından proje ile ilgili ÇED olumlu kararına karşı açılan davada gündeme geldi ve Enerji Bakanlığı’ndan istendi. Bakanlık gönderdiği yanıtta raporu mahkemeye göndermeyi reddetti ve reddederken de şu yasal dayanağı gerekçe gösterdi: “İstenen bilgi ve belgeler Devletin güvenliğine veya yüksek menfaatlerine veya Devletin güvenliği ve yüksek menfaatleriyle birlikte yabancı devletlere de ilişkin ise, Başbakan veya ilgili bakan, gerekçesini bildirmek suretiyle, söz konusu bilgi ve belgeleri vermeyebilir”.
Nükleer bir sırrımız olmuştu artık.
Aslında nükleerden önce kömürle ilgili de “gizli veri” ve sırrımız vardı. TÜİK katı yakıt istatistiklerinde kömür verilerinin bazıları “gizli veri” olarak tablolarda yer alıyordu
Ama sırlar gazetecilerin en çok ilgisini çeken haber başlıklarıydı ve “sır rapor” açığa çıktı. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) uzmanlarının Akkuyu Projesiyle ilgili olarak hazırladıkları rapor Türkiye’ye 24 tavsiye ve 15 öneride bulunuyordu. Bir kaç istisna dışında hiçbirinin uygulanmadığı ortaya çıktı.
Nükleer santral süreciyle ilgili sır olanlarla birlikte “enerjide dışa bağımlılığı kıracağız”, “Türkiye’nin enerjisi” söylemlerinin ne denli doğru olduğunu gözler önüne seren sır olmayan bilgiler de var.
* Santral yapım ve işletimi için kurulan şirketin santral ömrü olan 60 yıl boyunca çoğunluk hissesi (en az yüzde 51’i) Rusya Federasyonun’a ait olacak. Başlangıçta bu oran yüzde 100.
* 12 Mayıs 2010 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti’nde Akkuyu Sahası’nda Bir Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliğine İlişkin Anlaşma” gereğince santralde varolan 4 üniteden ikisinin üreteceği elektriğin yüzde 70’ine, diğer ikisinin üreteceği elektriğin yüzde 30’una 15 yıl boyunca sabit fiyattan “satın alma garantisi” verilmiş durumda. Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş. (TETAŞ) tarafından verilen bu garantide on beş yıl boyunca ödenecek fiyat kilovat saat başına 12.35 sent. Kalan üretim serbest piyasada satışa sunulacak.
* ÇED Raporu’nda belirtildiğine göre proje maliyeti 20 milyar dolar olacak. Maliyet Rusya Federasyonu tarafından karşılansa da yapılan anlaşmada satın alma garantisi kapsamında belirlenen birim fiyatın “yatırım bedeli, sabit işletme bedeli, değişken işletme bedeli ve yakıt bedelinden” oluşacağı beliriliyor. Dolayısıyla maliyet şirkete geri ödenecek.
* ÇED Raporu’nsa raporun “radyolojik ve nükleer teknoloji içerikli format bölümlerinin” Türkiye’nin NGS ile ilgili mevcut bir ÇED deneyiminin olmaması nedeniyle 25 kişilik yabancı bir ekip tarafından hazırlandığı belirtiliyor. Ülkeler arasında yapılan anlaşmaya göre şirket nükleer santralin “sökümü ve atık yönetiminden sorumlu” ancak ÇED Raporu’nda bu sürece ilişkin ayrıntı verilmiyor.
* Hazırlanan ÇED Raporu’na ilişkin TTB Halk Sağlığı Kolu tarafından yapılan değerlendirmede Akkuyu NGS ÇED Raporu’nun halk sağlığı açısından birçok yönüyle ciddi sorunlar, eksiklikler ve hatalar içeren bir değerlendirme sunduğu, bu sorun, hata ve eksikliklerle bir nükleer tesisin faaliyete geçirilmesinin halk sağlığı açısından felakete davetiye çıkarmak anlamına geleceği vurgulanıyor.
Nükleer santralde sır, kömür istatistiklerinde sır.
Bilindik bir söze dönüşen “Futbol asla sadece futbol değildir” kitabının başlığı çoktandır enerjiye uyarlandı: “Enerji asla sadece enerji değildir”. (CIY/HK)