"Teknoloji, onu kontrol ettiğimiz sürece bir nimettir; kontrolü ona bıraktığımızda ise bir prangaya dönüşür."
2018 yılından bu yana ilk ve orta dereceli okullarda cep telefonu kullanımını kısıtlayan Fransa hükümeti, bu yıl yaklaşık 200 ortaokulda cep telefonlarının kullanımını yasaklanacağını duyurdu. "Dijital mola" testi adı verilen bu uygulama başarılı olursa tüm ülkede uygulanacak.
Kabul edilen yeni düzenlemeyle, öğrencilerin üniversite öncesi eğitim kurumlarına cep telefonu getirmesi yasaklandı. Gelecek yıl yürürlüğe girecek bu yasak, telefon bağımlılığını azaltmayı, derslere daha iyi odaklanmayı ve öğrenciler arasında yüz yüze iletişimi teşvik etmeyi amaçlıyor. Türkiye’de ise bu konuda henüz benzer bir düzenleme bulunmuyor.
Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte akıllı telefonlar, günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. İletişim, bilgiye erişim ve eğlence açısından sayısız fayda sunmalarına rağmen, özellikle eğitim çağındaki bireylerde kontrolsüz kullanımı, akademik başarıyı ve öğrencilerin gelişimini olumsuz etkiliyor. Bu nedenle, konu üzerine yapılan uluslararası çalışmalar ve öneriler giderek önem kazanmaktadır. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), okullarda akıllı telefon kullanımına sınırlama getirilmesi yönündeki uyarıları, bu sorunun küresel ölçekte ciddi bir boyuta ulaştığını göstermektedir.
Akıllı telefonların sürekli bildirimleri, sosyal medya uygulamaları ve oyunlar, öğrencilerin dikkatini dağıtarak derslere odaklanmalarını zorlaştırıyor. Bir öğrencinin derin düşünme sürecine girmesi yaklaşık 15-20 dakika alıyor. Ancak, ders çalışırken alınan bir bildirim, öğrencinin zihnini dersten kopararak yeniden odaklanma sürecini uzatıyor. Bu kesintiler, yalnızca bireysel akademik performansı değil, uzun vadede öğrencinin ders çalışma alışkanlıklarını da olumsuz etkiliyor.
Sosyal medya platformları, özellikle gençler arasında popülerliğini artırırken, "bir şeyi kaçırma korkusu" (Fear of Missing Out - FOMO) gibi psikolojik sorunlara da zemin hazırlıyor. Öğrenciler, çevrimiçi dünyada sürekli aktif olma ihtiyacı hissediyor ve bu durum ders çalışma sırasında telefonlarını bırakmalarını zorlaştırıyor. Bildirim aldıklarında dersten koparak sosyal medyadaki gelişmelere yönelmeleri, öğrenme süreçlerini kesintiye uğratıyor.
Akıllı telefonların aşırı kullanımı, öğrencilerin uyku düzenini olumsuz etkiliyor. Özellikle yatmadan önce telefonla geçirilen süre, telefon ekranından yayılan mavi ışık nedeniyle uyku hormonu melatonin üretimini baskılayarak uykuya dalmayı zorlaştırıyor. Yetersiz uyku, ertesi gün zihinsel performansı ve derse odaklanma becerisini ciddi şekilde azaltıyor. Bu durumdaki öğrenciler çoğu zaman derslerde uyuyorlar.
UNICEF, okullarda akıllı telefonların yasaklanması veya kullanımının sınırlandırılması yönünde önerilerde bulunuyor. UNICEF’e göre, bu tür düzenlemeler, öğrencilerin dikkat dağınıklığını azaltmak ve sağlıklı bir öğrenme ortamı sağlamak açısından hayati öneme sahip. Fransa gibi bazı ülkelerde, okullarda telefon kullanımı yasaklanmış ve bu uygulama, öğrencilerin akademik başarılarını ve sınıf içi davranışlarını olumlu yönde etkilemiştir.
Çözüm önerileri
Akıllı telefonların eğitim üzerindeki olumsuz etkilerini minimize etmek için öğrencilere, ailelere ve eğitimcilere düşen önemli sorumluluklar bulunmaktadır:
Öğrencilerin ders çalışırken telefonlarını kapatmaları veya bildirimleri sessize almaları teşvik edilmelidir.
Akıllı telefonlardaki zaman yönetimi araçları kullanılarak ders çalışma ve eğlence süreleri dengelenebilir.
Ebeveynler ve öğretmenler, öğrencilerin telefon kullanımını izleyerek gerektiğinde rehberlik yapmalıdır.
Bazı okullarda uygulanan ders saatlerinde telefonların toplanması veya sadece eğitim amaçlı kullanımı gibi yöntemler yaygınlaştırılabilir.
Okullarda telefon yasakları veya sınırlamaları konusunda uluslararası standartlar oluşturulabilir.
Akıllı telefonlar, doğru kullanıldığında eğitimde etkili bir destek sunabilir. Ancak kontrolsüz kullanım, öğrencilerin akademik başarılarını, uyku düzenlerini ve psikolojik sağlıklarını olumsuz etkileyebilir. Teknolojinin hayatımıza getirdiği avantajlarla zararlarını dengede tutmak, öğrencilerin hem akademik hem de kişisel gelişimleri için büyük önem taşımaktadır. Bu dengeyi sağlamak, yalnızca bireylerin değil, toplumun da geleceği için kritik bir adımdır.
UNICEF'in uyarıları doğrultusunda, eğitimde teknoloji kullanımını düzenleyen politikalar geliştirilerek, öğrencilerin akıllı telefonlardan kaynaklanan zararlarını en aza indirmek mümkün olabilir. Bu yaklaşım, daha sağlıklı ve başarılı nesiller yetiştirilmesine katkıda bulunacaktır.
(AÖ/RT)