Şiddetin hâkim olduğu bir ailede yetişen Almanyalı Biene (Birnur) Pilavcı çocukluğundan kaynaklanan travmaların kökenine inerek kendisi ve aile fertleri için daha sağlıklı bir gelecek dileğiyle yola çıkmış. Yaşanan olaylara inat "Gerçeği Solumak için Belgesel" sloganıyla yoluna devam eden Documentarist'in mekânlarından Fransız Kültür Merkezinde 4 Haziran Salı günü saat 12'de gösterilecek Tek Başına Dans (Alleine Tanzen) adlı yapım izleyenleri yönetmeninin cesaretiyle bilhassa sarsıyor.
Mutsuz evliliğin kurbanları
Almanca’da balarısı anlamındaki Biene adıyla tanınan genç sinemacı görücü usulüyle kendisinden yaşlı bir adamla genç yaşta evlendirilmiş bir annenin kızı; babası ise özellikle alkol aldıktan sonra evde şiddet uygulama konusunda kimseyi esirgemeyen bir zat. Gurbet ellerde yaşamanın zorluklarıyla birleşince anne de bu şiddet sarmalına kendini kaptırmış.
Sevgi eksikliği, iletişimsizlik ve geçimsizlik yuvaya hâkim olmuş, mutsuz evlilik çocukların dünyasını karartmakta gecikmemiş, hatta kalabalık ailenin tek erkek çocuğu tehlikeli yollara sapmış. Biene 12 yaşındayken evden kaçtıktan sonra bir çocuk yurduna yerleştirilmiş ve kendini bir şekilde kurtarmış fakat tüm hassas ruhlar gibi geçmişinin yaralarını taşımaktan yorulduğunu fark ettiğinde belgeseli çekmeye karar vermiş. 33 yaşındaki yönetmen ağır bir yüzleşme ve hesaplaşmayla karşı karşıya olduğunun farkındaymış fakat zina ve tecavüz olaylarından da bahsedildiği ailede herkesin kendisi kadar kararlı ve cesur olmadığını çekimler sırasında idrak etmiş. Belgeselin gerçekleştirildiği uzun dönemde adeta bir katarsis yaşayan Birnur annesi, babası, erkek kardeşi, abla ve kız kardeşleriyle tekrar tekrar karşılaşıp konuşarak olayların sebeplerini irdelemeye girişmiş ve bazen kameraların önünde ifşa edilenler yüzünden kimilerini epey utandırarak kızdırmış.
Ödüllü eser
2012 yılı yapımı Tek Başına Dans Almanya'da festivallere katılarak çeşitli ödülleri layıkiyle kazanmış 90 dakikalık bir belgesel. Eserin Türkiye'deki ilk gösterimi sebebiyle 3 Haziran Pazartesi günü 6. İstanbul Belgesel Günleri Documentarist'in mekânlarından Galatasaray'daki Aynalı Geçit salonunda bulunan Pilavcı sempatik ve samimi tavırlarıyla ilgi topladı. Başarılı sinematografinin desteğiyle de ailesinin özel anlarını ve mahrem sayılabilecek detaylarını birer yumruk gücüyle yüzümüze vurdu, cesareti ve kronikleşmiş yaraları iyileştirme konusundaki inancıyla gönlümüzde taht kurdu. Kadın hassasiyetinin hem kırılgan hem de zarif taraflarını seyirciyle paylaşan Biene'nin artık tek başına dans etmediğini söyleyebiliriz; Acı Vatan Almanya'dan bu ibretlik hikâyeyi sizin de kaçırmamanızı tavsiye ederim. (MT/HK)